10 yıllık hasret sona ermişti. Sonunda karadaydım. 8 saatimi yitirmiş olmanın pişmanlığını üzerimden atmaya çalışarak yürümeye başladım.
Singapur çok değişmişti. 10 yıl önce palmiye ağaçlarının süslediği bahçelerde şimdi gökdelenler yükseliyordu. (Babam her zaman müteahhitlikte çok para var bırak kaptanlığı inşaat oku derdi.) 10 yıl vadeli 3+1 daireler satışa çıkarılmış alıcısını bekliyordu. Bir an daire alıp ileriye yönelik yatırım yapmayı düşünmeden edemedim. (Jones da olsak bu devirde ileriyi düşünmek lazım.)
Tüm bu emlak piyasasını bir kenera bırakacak olursak altınlarımı bozdurmak için eskiden beri gittiğim kuyumcu Olivır'a uğradım ve birkaç metelik bozdurdum. O günün parasıyla 500 Singapur doları vardı cebimde.
Hâlâ 100 ruh borcunu ödemeyen Jack ile Siyah İnci Kaptanlık Sözleşmesini imzaladığımız kafeye gittim. Onu hala bulamamış olmam canımı biraz sıksa da bunun günümü berbat etmesine izin veremezdim. Gemide her zaman rom içtiğimiz için Singapur aksanımla bir adet vayt çikoleyte moçako sipariş ettim. Yanına da Adana istedim. (Adana ile bu zımbırtının beraber yenilmeyeceğini ilerde anlayacaktım.) Bu Türkiye'de çok meşhur bir yiyecek. 16. karaya çıkış günümde Türkiye'ye gitmiş ve orda yemiştim. Şunu söyleyebilirim ki 3 asırlık hayatımın hiçbir evresinde Türkiye'de yediklerim kadar lezzetli yemek tatmadım.
Lafı fazla dolandırmamak gerekirse karnımı doyurdum ve kafeden çıktım. Çocukluk yıllarımı geçirdiğim mahallenin yolunu tuttum. Eski günleri yâd ettim, özgürce sokaklarda dolaştım, elimi yüzümü toprağa sürdüm. Uzmanların dediğine göre bu vücudun enerjinisini alıyormuş. 10 yılın enerjisini ve toprağa olan özlemimi pirelerini dökmek için kumda debelenen eşekler gibi giderdim.
Artık saat gece yarısına yaklaşırken aklıma Sindirella geldi ve gecikmemem gerektiğini düşünerek Uçan Hollandalı'nın yolunu tuttum...
İnsanların bir şeye inanmalarının birtakım nedenleri vardır. - Televizyonda lotodan 100 milyon dolar kazanan bir adam gördüm. (Bana da çıkabilir!) - Belki de bir uçan daire görmüşlerdir. (Vay canına, kesin gerçekti!) - Belki bir falcı her şeyi doğru tahmin etti. (Biliyordum! Geçmişimi de, geleceğimi de görebiliyorlar!) - Clinton döneminde ekonomi düzeldi. (Harika bir başkandı.) - 11 Eylül trajedisi Bush’un başkanlığı döneminde yaşandı. (Her şeyi yüzüne gözüne bulaştırdı. Beceriksiz bir başkan.)