Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Hayatın senindir, dilediğin gibi yaşarsın. Sonucuna da katlanırsın. "
Geçenlerde Lösev’den bir broşür geldi. Ülkede kan kanserine yakalanan çocukların %87’si fakir aile çocukları. Bunların %11’inin hastaneye gitmek için otobüse binecek paraları yok. Bu ülkenin çocuklarını iyi ve sağlıklı beslememiz lazım. Sadece parfüme harcanan parayla o çocukların sağlığı kurtarılır. İyi koşullarda büyümezlerse ileride sorunlar ortaya çıkıyor.
Reklam
"Bazen düşünüyorum da hayatta her şeye sahibim; ama bazen o kadar boş şeylere üzülüyorum."
Aslında yaptığımız şey halı dokumak. Attığımız her adım. Yaptığımız her iyilik, her kötülük birer ilmek. Unutulur gider sanıyoruz. Oysa halının üzerine işleniyor. Halı bittiğinde bakıyoruz üstüne, her şey görünüyor. Doğrular, yanlışlar, hatalar, sevaplar. Bir de kimimiz kilim dokuyoruz, kimimiz ipek halılar. Kiminde büyük emek var; kimi makine halısı gibi, pek bedavadan, özensiz yapılmış. Tek yaptığımız halı dokumak..
Tembelliğiyle ilgili efsaneler ise şunlar: Suna Yengem bir gün çayını koyar, olur da üşenir diye, içine şekerlerini atar, kaşık da içinde getirir verir. Amcam bakar, “Çayımızı da kendimiz mi karıştıracağız” der.
Reşadiye, 1749. Sokaktaki Yıldırım Apartmanı’na gittiğimizde o huzurlu eve ölümün girebileceğini hiç düşünmediğimi fark ettim. Amcamın bu yaşam tarzıyla normalde 150 yıl yaşaması gerekirdi.
Reklam
Evde yatıya veya yemeğe hep misafirler olurdu. Şimdi kendime bakıyorum da gönlüm, evim, sofram hiç de babam ve annem kadar geniş değil. Yaşadığım evler iki, üç kat büyük ama kalbim onların onda biri kadar.
İzmir’den hatırladıklarım, akşamları eve zıpkın gibi gelen mavi üniformalı bir baba; Konya’daki, sabahlığı kadar pofuduk, seni çok dinleyen bir anne; müthiş çalışkan gerçekten örnek, dirayetli bir abla. Bir de peşinden ayrılmayıp, sevgiyle gözlerinin içine bakıp senden ağabeylik isteyen yüzünün güzelliğine hayran olduğum küçük bir kız kardeş.
1974’te Bursa’ya geldik. Eve hep mavi üniformayla gelen babam hâkî bir kıyafetle işe gidip gelmeye başladı. Öğrendik ki Hava Lisesi kapatılıp yerine Işıklar Lisesi açılınca babam ve arkadaşları Kara Kuvvetleri’ne geçmişler. Babamın Bursa’da ilk tuttuğu ev korkunçtu. Eski Garajlar’ın orada dar bir apartmanın beşinci katı. Müthiş bir araç gürültüsü, ki bu araçlar benzinle değil, kornayla çalışıyordu. Evin önünden trafik dörtle beş arası bir saatte kesiliyordu, o arada uyudun uyudun. İki ay dayanabildik. Babam Çekirge’de Kutluevler’de bir ev tuttu. Kutluevler, Güllü Sokak, Bahadır Apartmanı No: 4, Bursa. Cennet gibi bir yer.
Bursa’nın dışında mahalle bittiğinde yemyeşil bahçeler, araziler başlıyor, biraz aşağıda Dobruca Köyü, onu geçtiğinde Uludağ’ın etekleri. Bir şehrin kıyısındasın, diğer yanın büyülü bir orman ve işin güzel yanı kötülük ülkeye inmemiş. Çocuğun sokakta istediğin gibi oynasın, karanlığa kadar. Kalbin küt küt atmaz.
354 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.