HEGEL
Dünya tini önce bireyde kendi bilincine varır. Hegel buna öznel diyor. Daha yüksek bilgi bilinci ise aile, toplum ve devlette ulaşır. Hegel buna nesnel akıl demiştir. Çünkü insanların karşılıklı ilişkilerini ortaya çıkan bir akıldır bu. Ama üçüncü bir aşama daha var. Dünya tini kendini tanımanın en yüksek biçimde mutlak akıl ulaşır. Ve bu mutlak akıl sanat, din ve felsefedir. Bunların arasında da aklın en yüksek biçimi felsefe oluşturur. Çünkü felsefe aracılığıyla dünya tini tarihteki kendi rolü üzerinde düşünmektedir. Yani ancak felsefede kendi kendisiyle karşılaşır. Bu açıdan felsefeyi dünya dininin aynası sayabiliriz.
Sayfa 419Kitabı okudu
"Insan-ı Kamil de ne demek?" "Hakk'a ulaşmış insan demek. Yani Allah ile bütünleşmiş kişi. Ama o aşamaya erişmek dünyanın en zor işidir. İnsan dört ayrı mertebeden geçmek zorundadır. Işte semazenler Sema boyunca bu dört ayrı mertebeden geçişi canlandırırlar. Dört ayrı mertebe, dört ayrı selamlamayla anlatılır. Ilk kapı, şeriat kapısıdır ilk selamlama bu kapıdan geçmenin zorunluluğunu anlatır. İkinci kapı tarikat kapısıdır; ikinci selamlaşma, kişinin bu aşamayı da tamamlaması gerektiğini söyler. Üçüncü kapı marifet kapısıdır, yani ilahi gerçeği kavradığımız an. Üçüncü selamlaşma, bu anı müjdeler. Dördüncü kapı ise hakikat kapısıdır. Artık İnsan-ı Kamil Olan dervişin bilgilerini örteceği aşama. Dördüncü selam bu mertebeye ulaştığımızı vurgular. Böylece semazenin yukarı açılan sağ eli Haktan alır, yeri açılan sol eli ise halka verir. Ve böylece semazen yeniden doğumunu tamamlamış Olur tabii ilahi bir Doğuş..."
Reklam
Müslümanın Kur’an’la teması dört aşamada gerçekleşir. Birinci aşama Kur’an’ı dille okumaktır; buna “Kıraat” denir. İkinci aşama aklın okumasıdır; bu “Tefekkür”dür. Üçüncü aşama kalbin Kur’an’ı okumasıdır; ayetlerdeki duygu inşalarını hissetmektir. Dördüncüsü ise davranışların Kur’an’ı okumasıdır; bu da “Salih amel ve güzel ahlak”tır.
Şimdimiz değil mi?
Comte'a göre, insanlık tarihinde bir gelişim seyri içerisinde birbirini takip eden üç dönem vardır. Bunları teolojik, metafizik ve pozitivist dönemler olarak isimlendirir. İlk aşamada "mutlak"ın peşinde olan insan zihni, araştırmalarında varlıkların iç yapılarına, bütün olayların ilk ve son sebeplerine yönelmıştir. Bu aşamanın en son haline tek tanrılı dinlerin or- taya çıkmasıyla ulaşıldığına işaret eden Comte, aynı za- manda ilk dönemin bu son halinin, ikinci dönem olan metafizik evreyi hazırladığını düşünür. Ona göre meta- fizik evre, ilk dönemin genel ve basit bir değişiminden ibaret olup, doğa üstü güçlerin yerlerini soyut güçlere, özlere, kişileştirilmiş soyutlamalara bıraktığı bir dönem- dir. Üçüncü ve son aşama olan pozitif dönemde ise **nihayetinde insan zihni, mutlak kavramları elde edemeyece- ğini anlayıp, fenomenlerin iç sebeplerini, evrenin kaynağı ve nihai sonunu aramaktan vazgeçmesine paralel olarak, fenomenlerin gerçek yasalarını yalnızca akıl yürütme ve gözlemler yardımıyla keşfetmeye yönelir**.
Sayfa 164Kitabı okudu
Yaşar Kemal’den
İnsandan Üstinsana giden yol üç aşamalıdır: Birinci aşama Deve, ikinci aşama Aslan, üçüncü aşama Çocuk.. Birinci aşamada insan, toplumun sırtına bindirdiği bütün önyargıları, anlamsız değerleri bir Deve gibi sırtında taşımakta, bunların hamallığını yapmaktadır.. İkinci aşamada giderek özgürleşen insan, bu değer yargılarından kurtularak, onlara karşı bir Aslan gibi mücadele etme dönemindedir. Kafasında ve ruhunda bu değer yargılarını yıkmaktadır.. Üçüncü aşama ise çocukluktur. Nietzsche'ye göre; çocuk masumluktur ve unutmadır. Bir yeni başlangıç, bir oyun, kendiliğinden dönen bir çark, bir ilk hareket, bir kutsal evet. Filozofa göre çocuk aşaması, İnsandan-Üst İnsana giden yolun son aşaması ve Üst İnsanın başlangıcıdır..
"İnsan-ı kâmil de ne demek?" "Hakk'a ulaşmış insan demek. Yani Allah'la kişi. Ama o aşamaya erişmek dünyanın en zor bütünleşmiş işidir. İnsan dört ayrı mertebeden geçmek zorundadır. İşte semazenler sema boyunca bu dört ayrı mertebeden geçişi canlandırırlar. Dört ayrı mertebe, dört ayrı selamlamayla anlatılır. İlk kapı, şeriat kapısıdır. İlk selamlama bu kapıdan geçmenin zorunluluğunu anlatır. İkinci kapı tarikat kapısıdır; ikinci selamlaşma, kişinin bu aşamayı da tamamlaması gerektiğini söyler. Üçüncü kapı marifet kapısıdır, yani ilahi gerçeği kavradığımız an. Üçüncü selamlaşma, bu anı müjdeler. Dördüncü kapı ise hakikat kapısıdır. Artık insan-ı kâmil olan dervişin bilgilerini öğreteceği aşama. Dördüncü selam, bu mertebeye ulaştığımızı vurgular. Böylece semazenin yukarı açılan sağ eli Hak'tan alır, yere açılan sol eli ise halka verir. Ve böylece semazen yeniden doğumunu tamamlamış olur. Tabii ilahi bir doğuş..."
Reklam
Birinci aşama sonucu kafanda berrak bir şekilde canlandırmaktır. İkinci aşama motivasyonunu canlı tu-tacak pozitif baskı yaratmaktır. Üçüncü aşama basit; asla belirli bir süre koymadan hedef belirleme. Hedefine can vermek istiyorsan onu gerçekleştireceğin kesin bir tarih belirlemelisin. Bu, mahkeme için davalara hazırlanmana benzer; mahkeme günü belirlenmemiş davalar yerine her zaman, ertesi gün görülecek davalara dikkatini verirsin." Julian, "Evet; bu arada bir kâğıda geçirilmeyen hedef, hedef değildir. Git bir defter al; spiralli ucuz bir defter işini görür. Buna 'Hayaller Defteri' adını ver ve ona tüm isteklerini, amaçlarını ve hayallerini yaz. Kendini ve ne olduğunu anlamaya başla" dedi.
Saygı, sevgiyle..
Hasan Hüseyin Şiiri'ne Giriş* * *Bu yazı, derginin şu sunu yazısıyla yayımlanmıştır: ''Kardeş saydığımız bir dergide, dergimizin sürekli yazarları arasında bulunan Hasan Hüseyin üstüne bir polemik yazısı yayınlandı. Bunu bir sorun yapmadan, ama tarihin yargıcına inanarak, bu uzun incelemeyi derginin dar olanakları içinde Hasan
Karanlığa küfredeceğine bir mum yak
Eğitim “meselesi" sizin de kafanızı benimki gibi meşgul ediyorsa, eğitim ile alakalı her şeye istemeden de olsa dikkat kesiliyorsunuz.  Geçen akşam Yeni Şafak Gazetesi yazarı Yusuf Kaplan ile bir program vesilesiyle bir araya geldik. MTO olarak kısaltılan, Medeniyet Tasavvuru Okulu’ndan bahsetti kendisi. Çok yorucu bir gün geçirmişti ama
İnsandan üst-insana giden yol üç aşamalı. Birinci aşama deve, ikinci aşama aslan, üçüncü aşama çocuk. Birinci aşamada insan, toplumun sırtına bindirdiği bütün ön yargıları, anlamsız değerleri bir deve gibi sırtında taşımakta, bunların hamallığını yapmaktadır. İkinci aşamada giderek özgürleşen insan, bu değer yargılarından kurtularak, onlara karşı aslan gibi mücadele etme dönemindedir. Kafasında ve ruhunda bu değer yargılarını yıkmaktadır. Üçüncü aşama ise çocukluktur: Nietzsche'ye göre; "Çocuk masumluktur ve unutmadır; bir yeni başlangıç, bir oyun kendiliğinden dönen bir çark, bir ilk hareket bir kutsal evet!"
596 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.