Çıkartılacak çok ders var; ama hangisi en doğrusu?
Hint bilgeliği de şöyle der: Kendisinden hastalık, yaşlılık ve ölümle ilgili tüm gerçeklerin gizlendiği Sakya Muni adındaki genç ve mutlu bir mihrace arabasıyla gezintiye çıktı ve dişsiz, ağzından salyalar akan, korkunç görünüşlü, yaşlı bir adam gördü. Kendisinden o yaşa kadar yaşlılıkla ilgili her şey gizlenmiş olan mihrace şaşırdı ve
Sayfa 43 - epub- Mutlu kişi henüz doğmamış olandır.Kitabı okudu
Bir birinden guzel 4sevgilim var))))
Birbirinden güzel dört sevgilim var : Acı bir haz ile her gece gönlüm Birinden boşalır, biriyle dolar... Birincinin bilmem henüz adını. Aşkıma ne cevap verecek diye Merakım seviyor bu genç kadını. İkinci diyor ki : Delikanlı, sen Gönlümün en mesut sahibi oldun! Okşanan gururum onu sevdiren... Üçüncü : Kalbimde bir hiçsin! diyor. Dizinde ağlayıp reddolundukça, Ezilen gururum onu seviyor! - Ne kadın! - diyorlar dördüncüsüne, Onda âsabımdır vurulmuş olan Güzel vücudunun bütün süsüne. Birbirinden güzel dört sevgilim var; Fakat hâlâ gönül, bilinmez neden, Evvel zamandaki sevdayı arar?..
Reklam
Dilinizi hamd etmeye ve şükre alıştırın...
Peygamberimiz (s.a.v) bir sabah sahabîlerden birine; "Gecen nasıl geçti?" diye sorar. Sahabî de; "İyi geçti!" diye cevap verir. Peygamberimiz (s.a.v) üçüncü seferinde; "Allah'a hamd ve şükürler olsun iyi geçti!" cevabını alıncaya kadar aynı soruyu arka arkaya tekrarlar. Nihâyet son cevabı alınca; Sende aradığım buydu" diye buyurur.
Sayfa 273Kitabı okudu
Dua'yı çok yanlış biliyoruz...
"Her dua için cevap vermek var. Fakat kabul etmek, hem ayn-ı matlubu vermek, Cenab-ı Hakkın hikmetine tabidir." (Sözler, Yirmi Üçüncü Söz, Birinci Mebhas, Beşinci Nokta)
Hoca Nasreddin Cuma hutbesini irad etmek üzere minbere çıkınca: “Ey cemaat!” demiş, “Size ne söyleyeceğimi biliyor musunuz?” Ahali cevap vermiş: “Bilmiyoruz!” O zaman hoca: “Sizin bilmediğiniz bir şeyi nasıl size söyleyebilirim?” deyip minberden inmiş. … Ertesi cuma Hoca yine minbere çıkar ve aynı soruyu sorar: “Ey cemaat, ne söyleyeceğimi biliyor musunuz? Ahali yine günlük mantık çerçevesi içinde kalarak ve geçen hafta “Bilmiyoruz.” demenin bir sonuç vermediğini göz önüne alarak bu defa, “Biliyoruz.” diyerek cevaplandırır soruyu. Nasreddin Hoca: “Madem biliyorsunuz” der, “o halde size yeniden söylememe gerek yok.” Minberden iner. … Nasreddin Hoca üçüncü defa minbere çıktığında soruyu değişmemiştir. “Ey cemaat, ne söyleyeceğimi biliyor musunuz?” Halk, bilmiyoruz denildiği zaman da, biliyoruz denildiği zaman da Hocanın konuşmadığını gördüğü için bu defa soruyu hem biliyoruz hem de bilmiyoruz diye cevaplandırmaya karar vermiştir. Camide bulunanların bir kısmı bilmiyoruz derken, geri kalanlar da biliyoruz diye karşılık verirler hoca Nasreddin’e. Bu durum karşısında Hoca: “Demek, kiminiz biliyor ne diyeceğimi, kiminiz de bilmiyor; öyleyse bilenler söylesin bilmeyenlere.” Daha fazla konuşmaz ve minberden iner.
Tiyo Yayıncılık 12. BaskıKitabı okudu
Dostoyevski'nin Ölümü
Evinde mutluluğa ve edebiyatta şöhrete ulaşmıştı ve ar­tık ölüme karşı direnmiyordu. Anna'nın ve doktorların iyimser tesellilerine rağmen bir papaz çağırılmasında ısrar etti ve gü­nah çıkarttı. Hastalığının üçüncü günü olan 28'i sabahı, Sibir­ya'ya mahkum olarak giderken yolda, Tobolsk'da, Dekabristle­rin kanlarının vermiş
9 Şubat 1881. 20:30
Reklam
868 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.