Gölgenin hareketi ve durması, güneşin bu harekete işaret etmesi konusu, gerçekten üzerinde derinlemesine düşünülmesi gereken, son derece önemli bir konudur. Hareketin mahiyeti nasıl anlaşılabiliyor, cisimlerin hareketleri ve durmaları konusundaki benzeşme, belirsizlik, karmaşıklık nasıl meydana geliyor?
Apaçık ve saklı gibi gözüken bu
Soru-Cevap: Mahkemece boşananlar tekrar birleşebilir mi?
cevaP: üç boşanma (talak) hakkı vardır. Mahkemenin boşaması tek talak sayılır. geriye iki hak daha kalmıştır.. Çiftler isterlerse bu durumda tekrar evlenebilirler. ama aynı şeyi üç defa yapamazlar.. boşama hakkı ikidir üçüncü de bain talak olur ve bir daha bir araya gelemezler
Ulûm gazetesine resim konmuş olmasını İstanbul softaları dillerine dolamıştır. Gazetesinin 1282'nci sayfasında Ali Suavi bunlara cevap verir:
Peygamber devrinde Mekke'de put yapılırdı, resim ve nakış yoktu. Onun için yasak edilen heykeldir. Bu da insanlari puta tapınmaktan kurtarmak içindir. Artık bu hükmün de yeri kalmamıştır. Çünkü Müslümanların yapacakları heykele tapınacakları korkusu yoktur. Nice halifeler, hükümdarlar ve vezirler resim yaptırmışlardır. İslamda nice meşhur ressamlar gelmiştir. Hicretin üçüncü asırdaki ressamlarla övünebiliriz. Emevi halife Abdülmelik Kudüs'te yaptırdığı caminin duvarlarım timsal-i-nebevi (Peygamberin resmi) ile süslemiştir. Bağdat'ta Mansur kubbesi üstünde mızraklı bir süvari heykeli vardı. Bunu yaptıran da bir halifedir. Semerkand'da Timurlenk bir müze yap ti. İçine resimler ve heykeller koydu: "Hind'e ve Tatara gitsek, her tarafında evliya, enbiya, ulema, muhik, vüzera, şuara ve âşık resimleri görürüz. Acemistan'da, resim den geçilmez. Endülüs alimleri, resimli kitaplar yaptılar. Ben geçen gün Paris Müzesinde ki resimlere bakarken Timurlenk'in Semerkand'taki müzesini düşündüm. Bizde Timurlenk'e ikinci ola bilecek bir akıllı geçmediğinden, Şark eserleri Avrupa müzelerine taşınmış ve taşınmakta olduğunu düşünerek melul oldum (Hüzünlendim)."
22. XII. 1947
Çok Sevgili Karıcığım Aliye,
Sana bu mektubu Sultanahmet Tevkifhanesi’nden yazıyorum. Herhalde gazetelerde okumuşsundur. Fakat yazdıkları gibi “Yakalanmadım”, artık bu işe bir son vermek üzere bulunduğum yerin adresini bildirdim. Zaten son günlerde saklanmıyordum. Ne ise, bu ayın otuzunda muhâkemem var. Eğer göz göre göre bir
Sayfa 178
Yaşayan bilir, hissedebilen değil..
Yavrum,
Bu üçüncü mektubum. Daha senden bir cevap yok.
