güneş soğuduğunda bereket yeryüzünden uçup gitti ve çayırlar kurudu ovalarda ve balıklar kurudu denizlerde ve toprak ölülerini kabul etmez oldu...
Sevgi ucup gitti pencereden Issız tarlalar, lrmak boylari, Yüce dağlar... Arar durur onu.
Reklam
En iyi yıllarım uçup gitti, seninle cebelleşeceğim diye bütün güzel huylarım değişti. Sert, kaba, ürkek, işkilli bir insan oldum.
İstediğin kadar mal istifle ambarına, krallar gibi yaşa giderse hoşuna, uçup gitti miydi mutluluğun, duman gölgesinden değersizdir bütün yaşamın.
Ah, o alçağın kırk bin canı olsa keşke! Tek bir can çok az öcümü almak için. Şimdi anladım doğru olduğunu: Iago, bak buraya Bu salak aşkunı göklere savuruyorum, bak, uçup gitti işte. Yüksel kara intikam cehennemin yedi kat dibinden! Ey aşk, zorba nefrete bırak tacını da, gönlündeki tahtını da! Yılan dilinin zehriyle dopdolu göğsüm kabar artık!
Nasıl da uçup gitti bütün o yoğun hisler, O kuşku dolu düşünceler, vakitsiz duyulan üzüntüler, Yeşil gözlü kıskançlık ve o tir titreten kaygı. Ah aşk, toparla kendini! Dizginle çılgınlığını! Sevincini ölçülü bir şekilde dök ortaya, aşırıya kaçma! Tanrım, fazla geliyor verdiğin mutluluk bana; Biraz azaltmazsan, tıkanıp kalacağım.
Reklam
Sizi hayata bağlayan güzellik dolu ruh uçup gitti,bsizinle ellerinizin arasından.
Bir kalbin asıl varlığı içindeki ruhani güzellikle birlikte gelir. Bir kalp durursa, içindeki ruh uçup giderse, ortaya bir et parçasından başka bir şey kalmaz. Şimdi elinizi çekin o et parçasından. Sizi bayata bağlayan güzellik dolu ruh uçup gitri, hem de nereden biliyor musunuz... sizin ellerinizin arasından
Sayfa 229Kitabı okudu
Bu çok tuhaf ,Ama hayatımda ilk kez yalnızlığımın bütün karanlıklarını ,bütün ümitsizliğini anlattığım o anda ,tam o anda Yalnızlık uçup gitti ! daha bana hiç dokunulmadığını söylediğim o an, dokunulmaya izin verdiğim İlk andı ! sanki içimdeki kocaman bir Buz kütlesi birden bire çatlamaya ve kırılmaya başladı; olağanüstü bir andı
Sayfa 367
Ey bugün Beyrut'a dağılmış çocukluk arkadaşlarım! Çam ormanının yanındaki o mezarın önünden geçerseniz, sessizce içeri girin, ayak sesiniz ölülerin huzurunu bozmasın, yavaş yürüyün... Selma'nın mezarı karşısında saygıyla durun ve onun bedenini saran toprağı benim için selamlayın. İç geçirerek benim adımı anın ve kendi kendinize şöyle deyin: "Zamanın acıları yüzünden denizler ötesinde sürgün olan o genç adamın umutları burada gömülü. Onun arzuları ve sevinçleri burada yok oldu, gözyaşları burada kurudu ve gülümsemesi burada uçup gitti. Bu mezarın önünde, onun karasevdası serviler ve ağlayan söğütlerle birlikte büyür. Ruhu her gece etrafta döner durur, yalnızlık perileriyle birlikte dalların gölgesinde kederli şiirler okur; daha dün hayatın dudaklarında yüce bir ezgi olan, ama bugün artık toprağın bağrında ebediyen sessiz bir sır haline gelen Selma'yı acıyla anar..."
Sayfa 3
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.