Herkesin hayatına dokunan, mutlaka okunması gereken 20 kitap:
1. Bülbülü Öldürmek - Harper Lee
2. Martin Eden - Jack London
3. Fareler ve İnsanlar - John Steinbeck
4. 1984 - George Orwell
5. Uçurtma Avcısı - Klahed Hosseini
6. Dönüşüm - Franz Kafka
7. Çavdar Tarlasında Çocuklar - J.D. Salinger
8. Fahrenheit 451 - Ray Bradbury
9. Şeker Portakalı - Jose Mauro de Vasconcelos
10. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Stefan Zweig
11. Simyacı - Paulo Coelho
12. İnce Memed 1 - Yaşar Kemal
13. Hayvan Çiftliği - George Orwell
14. Beyaz Diş - Jack London
15. Körlük - Jose Saramago
16. Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar
17. Kürk Mantolu Madonna - Sabahattin Ali
18. Toprak Ana - Cengiz Aytmatov
19. İnsan Neyle Yaşar? - Tolstoy
20.
Yirminci sırayı sizin favori kitabınızı yazmanız için boş bıraktım 😊
Sizin en beğendiğiniz kitap hangisi?
Çok popüler olan, ismini çok duyduğum o kitap: Uçurtma Avcısı. Sonunda okudum sonunda ben de bu kitabın bir okuyucusu oldum. Kendimi çok şanslı ve mutlu hissediyorum. Hikayeye bayıldım tabi bazı kısımlarda Emir'e çok sinirlendim ama insan bir şey de diyemiyor çünkü herkes cesaretli olamıyor. Hasan çok gözü karaydı çünkü. Kitabın son kısmında Sohrab'ın Emir'e "ya benden bıkarsan? Ya karın beni sevmezse" dediği kısımda içim parçalandı ve ağlama noktasına geldim. Tam bu kısımda aklıma şeker portakalı geldi o romanda da ufak çocuğun onu seven adama karşı yürek burkan sözcükleri olmuştu . Kitabı bitirdiğim için üzüldüm açıkçası keşke seri şeklinde falan olsa. Muazzam bir eser tek kelimeyle bayıldım diyebilirim. En sevdiğim kitap zaten vardı yerini bu kitap mı aldı acaba diye sorgulamıyor değilim:)
"Her neyse, bir yıla kalmadan, Ziba çocuk kitaplarını okumayı söktü. Bahçede otururduk, bana Dara ile Sara'nın ma sallarını okurdu tane tane ama hatasızca. Bana Muallim Süreyya demeye başlamıştı, Süreyya Öğretmen." Hafifçe güldü. "Çocukça olduğunu biliyorum, ama Ziba'nın kendi mektubunu ilk yazdığı gün anladım: İstediğim tek şey öğret men olmaktı. Onunla öyle gururlanıyordum ki; aynı zamanda da gerçekten değerli bir şey yaptığımı hissediyordum. Anlıyor musun?"
"Evet," diye attım. Okuryazarlığımı Hasan'la alay etmek için kullanışımı düşündüm. Bilmediği bir sözcükle karşılaştı ğında, onu nasıl işlettiğimi.