Uygarlığın insan için yapabildiği buysa, vahşi ve çıplak halimizi geri verin bize.
''Erkek erkeğe karşı adaletsizdir çoğu zaman, Bir kadına karşıysa her zaman.''
Reklam
Nasıl yaşıyor bu insanlar? Cevap: Yaşamıyorlar. Yaşamanın ne olduğunu bilmiyorlar. Ölümün merhametiyle rahata erene dek, yeraltındaki varlıklarını sürdürüp gidiyorlar.
''Her bir kuruş yiyeceğe ve kiraya gider. Cebe koyacak para kalmaz. Adam bir bardak bira satın alsa, ailesinin lokmasından eksilecektir. Aile bireyleri ne kadar az yerlerse, bedensel verimleri o kadar düşecektir. Bu ailenin bireyleri otobüse ya da tramvaya binemez, mektup yazamaz, gezmeye çıkamaz, ucuz bir vodvil seyredemez, sosyal kulüplere katılamaz; şekerleme, tütün, kitap ya da gazete alamaz.''
MÜLKE KARŞI İNSAN
Maddeci ve ruha değil, mülke dayalı bir uygarlıkta, mülkün ruha göre daha el üstünde tutulması, mülke karşı işlenmiş suçların insana karşı işlenmiş suçlardan daha ciddi telakki edilmesi kaçınılmazdır. Bir adamın karısını eşek sudan gelinceye kadar dövüp, onun birkaç kaburgasını kırması, kira ödeyecek parası olmadığı için yıldızların altında uyumasına kıyasla hafif bir suçtur. Toplumun nazarında, varlıklı bir demiryolu şirketinden birkaç armut çalan bir delikanlı, durup dururken yetmişini aşkın bir ihtiyara saldıran genç yabaniden daha büyük bir musibettir.
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Günden güne inanmaya başladım ki uçurum insanları için evlenmek sadece akılsızca değil aynı zamanda bir cinayetti. Uçurumun dibinde, zayıf, sersem ve budala olmuşlardı. Onlar yeniden yaratsalar bile, hayat öyle ucuz ki, mecburen o kendi kendini yok eder.
Reklam
Neden, insan hayatının düşündüğünüz kadar değerli olmadığı yerler var deniyor ?
İçlerine işleyen o memnun oldukları uyuşukluk hissi , yok olmalarından önce gelen ölümcül eylemsizlik haliydi. Hiçbir şekilde ilerleme kaydedemezler ve onlar için ilerleyememek tekrar Uçurum'a düşmek demekti. Düşmeye onlar başlar ve bu düşüşü çocukları ya da çocuklarının çocukları tamamlar. İnsan her zaman hayattan istediğinden daha az şey elde eder. O kadar az şey istiyorlarki elde ettikleri daha da az oluyor ve alabildikleri onları kurtarmaya yetmez.
Hayatlarındaki baskın kimlik maddiyatçı olmalarıydı.. Aptal, kaba ve hayal gücünde yoksun insanlardı bunlar..
Ama basit, hayvani bir mutluluktu bu: tok karının verdiği mutluluktan başka bir şey değildi..
Ilık esen rüzgâr kafamdaki tonlarca düşünceden sadece birini alıp uzak diyarlara atsın diye çok dua ettim ama şimdi babamın oturduğu sandalyelerden birinde oturuyorum ve kafamdaki düşünceler en az onun kafasının içindeki düşünceler kadar net ve karışık.Hayatımda olduğu sürede bana çok tecrübe kazandırdı.O da benim gibiydi,durmadan düşünüp dururdu ama en derinlerdeki düşünceleri kimseyle paylaşmazdı.Sırdaşı sayfalardı.Kafasındaki düşünceleri susturamadığı zaman kendini içkiye vururdu(ki kendini hep içkiye vururdu).Ama ben ayıkken sarhoşum,ben korkarken denize giriyorum,ben sesimi duymayacaklarını bilerek bağırıyorum,ben onun gibi değilim;ben korktuğum şeylere sonunda uçurum olduğunu bile bile koşabiliyorum.O beni sevmedi,ben beni sevmeyen insanları da sevebiliyorum.Sever gibi yapardı mesela,öyle güzel oynardı ki rolünü.. Bak ben sevmedigimde seviyormuş rolü yapamıyorum.İnsanları sevmeyi deniyorum.İnsanları hatalarıyla kabullenmeyi deniyorum ve insanlar hata yaptığında konuşarak çözebiliyorum.Bak baba şiddet ilk seçenek değilmiş,hatta son seçenek bile değilmiş.Bana yanlış öğrettiğin belki de tek şey bu.Hep sözlerinle dem vururdun insanlara.Şimdi ben de içimde senin yarattığın sessiz çığlıkları bu sayfalarda sakin bir şekilde yazıyorum,insanlara dokunmayı deniyorum.Belki acılarından belki de mutluluklarından. Ben senin gibi ağır konuşmuyorum çünkü insanlarla ağır konuşmadan da anlaşılabiliyor(senin öğretmediğin bir şey daha).Beni kırdığın gibi insanları kırmamak için her şeyi içime atacak kadar masumum ben hala.Sen öyle olmasan da..
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.