Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Reddetme Kapından Bizi - Üftâde Hazretleri [kuddise sırruhû] Ey dost seni nice bulam Güzel cemalini görem Visaline bir gün erem Reddetme kapından bizi Derdi beni yakıp durur
"Kusur görene.. Göre ne, köre ne..?! Mücerrid Mehmed Efendi(Üftâde Hazretleri)
Reklam
Ulucamii'nin özelliğini ve yüceliğini, daha sonraları burada yıllarca müezzinlik yapan Üftade Hazretleri, halen caminin fil ayaklarından birinde asılı levhada yer alan beytiyle ne güzel açıklıyor. " Ya cami'a'l- kebir ve ya mecma'a'l- kibar Tüba li- men yezûruke fi'l-leyli ve'n-nehâr" “Ey büyük cami ve ey büyüklerin toplandığı yer Seni gece ve gündüz ziyaret edenlere müjdeler olsun.”
"Nefsine zor gelen hakkında hayırlı olandır. Ölçü budur Evlatlarım! Bırakın yansın canlarınız, bırakın nefsiniz kıvransın, bırakın ki malınızla olan İmtihanı kazanın. Kendinize zor geleni, yapacakken içinizden bir sesin size " yapma" dediğini yapın ve bilin ki, hayırlı olan işte odur." Üftâde Hazretleri [kuddise sırrıhu]
Yani oradaki pratikler, hangi bağlamın pratikleri idi? Bir hastanın, farz edelim ki kibir ile ilgili, narsisizmle ilgili bir sorunu varsa; çarşıda et sattırsak, bu "şimdi de anlamlı olur mu? Üftade Hazretleri'nin Aziz Mahmud Hüdayi'ye yaptırdığı bu uygulamayı bugünde direkt olarak pratiğe almak mümkün müdür? Bunları anlamak, bunları müzakere etmek; cevabı hemen bulunabilir, kolay şeyler değil. Önemli olan bunlar üzerine çabalamayı sürdürmek...
Bursa'ya gidildiği zaman Emir Buhârî hazretleri, Üftâde hazretleri, İsmail Hakkı hazretleri bu üçü muhakkak ziyaret edilirdi.
Sayfa 65 - Erkam Yayınları, Baskı Yılı: 1999Kitabı okudu
Reklam
Şeyh Üftâde Efendi Hazretleri şöyle der:
Kâbe-i Mükerreme, Medîne-i Münevvere ve Kudüs-ü Şerif'ten sonra Bursa'daki Câmi-i kebîr'den daha üstün bir şerefe sahip hiçbir yer yoktur. Bu Cami, Nûh Aleyhisselâm'a iman etmiş yaşlı acuze bir kadının evinin bulunduğu yerdir.....
Sayfa 10 - Ahıska yayıneviKitabı okuyor
Aziz Mahmud Hüdayi (K.S.) Hazretleri
Anadolu’da yetişen evliyanın büyüklerinden olan Aziz Mahmud Hüdâyî (rah.) Hazretleri, 1541 (H. 948) senesinde Şereflikoçhisar’da doğdu. 1628 (H. 1038)’de İstanbul’da vefat etmiş olup kabri Üsküdar’dadır. Genç yaşta tefsir, hadîs, fıkıh ve diğer ilimleri tahsil ederek zâhirî ilimlerde yüksek bir pâyeye ulaştı. 33 yaşında iken Bursa’ya gelerek 3
154 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.