Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Büş ❀

Büş ❀
@ugultulukelimeler_
• İɳsɑɳlɑɾ ƙσ̈tʋ̈ʯɗʋ̈, ƙitɑplɑɾɑ sıɠ̆ıɳɗıɱ. •
352 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Murakami'den okuduğum ilk eser İmkansizin şarkısı. Bir çok eleştiri okudum bu kitap hakkında hem olumlu, hem olumsuz anlamda. Bu kararsızlıkla başlayınca kitap hakkında arafta kaldığımı inkar edemeyeceğim. Kitabı çok beğendiğim söylenemez ama çokta kötü bulmadım. Kitap inanılmaz akıcı olmasına rağmen ruhsal bunalımlar, intihar düşünceleri, sürekli +18 konular beni aşırı yordu diyebilirim. Okumasaydim da çok bir şey kaybetmezmişim bunu anladım. Kitabın konusuna gelirsek, hikayemiz Watanabe'nin uçak yolculuğunda bir şarkıyla geçmişini, bugünden tam yirmi yıl öncesini hatirlamasiyla başlıyor. Yirmi yıl önceki arkadaşları, üniversite yıllarinda yaşadıkları konu ediniliyor. Watanabe'nin tüm çevresi sorunlu insanlardan oluşuyor sanki. Hepsi bazı dertlerden muzdarip. Farklı yaşam tarzlarına hakimler. Kendilerini sıkıntıdan uzak tutmak için değişik yöntemler edinmişler. Bir kısmı intiharı çözüm olarak bulurken, bir kısmı dış dunyayla bağlarını koparıyor, yalnızlığı seçiyor. Fazla boğuldum. Murakami'yi başka bir kitabında yeniden tanıma düşüncesindeyim.
İmkansızın Şarkısı
İmkansızın ŞarkısıHaruki Murakami · Doğan Kitap · 201510,7bin okunma
Reklam
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Ah Kenan Bey.. İçim paramparça.. Buruk bir tebessümle kapattım kitabın kapağını.. Seni nasıl anlatsam, hayatta kendinden başka kimseyi önemsemeyen, her fedakarlığı karşısındaki insandan bekleyen, yakışıklılığınin, parasının arkasına sığınan ama bir yandan da çocuk gibi terkedilmekten, yalnız kalmaktan korkan Kenan bey.. Hayat o kadar garip ki
Kral Kaybederse
Kral KaybederseGülseren Budayıcıoğlu · Remzi Kitabevi · 201516,9bin okunma
352 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
36 saatte okudu
" Sevilen kadın, bütün kadınların en güzeli değil midir? " Bugün Balzac'in yazdığım en kusursuz eser dediği Vadideki Zambak kitabiyla burdayım. Bu eseri yorumlamak çok zor gerçekten. Çünkü, kitap durağan ilerliyor, betimlemelerden boğuluyorsunuz ama garip bir şekilde okumaya da devam ettiriyor kendini. Bu benim Vadideki Zambak'i ikinci
Vadideki Zambak
Vadideki ZambakHonore de Balzac · Koridor Yayıncılık · 202242,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
352 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
36 saatte okudu
"Küçükken çekilen acıların ateşi kolay sönmüyor, kolay unutulmuyor ve izlerini hayatımız boyunca üstümüzde taşıyoruz." Bugün çok etkilendiğim bir kitabın yorumuyla geldim. Gülseren Budayicioglu'nun kitapları son zamanlarda dizilere uyarlanıyor ve ne yazık ki hiç birinden bir tat alamadım ben ve bu yüzden kitaplarına yönelmeyi daha doğru
Camdaki Kız
Camdaki KızGülseren Budayıcıoğlu · Doğan Kitap · 201924,4bin okunma
344 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Royal serisinin yorumuyla geldim. Aslında yorum yapılacak bir seri olduğu düşüncesinde değilim, aksine keşke okumasaydim zamanım boşuna gitti diye düşünüyorum. Son kitap "Çarpık" saray, tüm kitapların cümle olarak özeti sanki. Çarpık ilişkilerin anlatıldığı, absürt derece de aile hayatlarının gözler önüne serildiği, +18 konuları fazlasıyla içeren bu kitabı 18 yaşından büyük birinin sevebileceğine asla inanmıyorum. Seriye yüksek puan verenlerin de lise çağındaki kişiler olduğu düşüncesindeyim. Kitaplar konu olarak ne kadar bana hitap etmese de yazarın dili çok akıcıydı. İyi ki de böyleydi yoksa okuyabileceğime hiç emin değilim.
Çarpık Saray
Çarpık SarayErin Watt · Yabancı Yayınları · 2021621 okunma
Reklam
152 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Bir Başkomiser Nevzat kitabı yazısını görünce arka kapağı okumaya gerek duymadım ama okumayarak çok büyük hata etmişim. Çünkü roman değil de öykü kitabiymis ve ben öyküleri pek sevmem hele ki bu polisiye türündeyse, ayrıntı isterim ama öykü olunca bu isteğim çok geri planda kaldı tabi. Hikayelerin kısalığından kaynaklı eksiklikler vardı. Fakat Ahmet Ümit benim en sevdiğim yazarlardandir, ne yazsa seve seve okurum. Her ne kadar öykü sevmesemde aradığım heyecanı bulamamış olsam da kısacık kitapta Nevzat Başkomiseri okumak güzeldi. Kitapta 15 kısa polisiye öykü mevcut. İki saatte bitirilebilecek güzel hikayelerin olduğu bu kitabı önerir miyim emin olamasam da siz yine de Ahmet Ümit in romanlarına göz atın. Kitapla kalın..
Agatha’nın Anahtarı
Agatha’nın AnahtarıAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 20199,7bin okunma
280 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 saatte okudu
D&R indiriminde aldığım pek umutlu olmadığım bir kitaptı ama çok yanılmışım. Kitabın yazarı Fransa'nın en çok satan, kitapları başka dillere fazlasıyla çevrilmiş bir kişi olmasına rağmen ülkemizde çok fazla okunmuyor, bilinmiyor ama polisiye, gerilim türünde bir kayıp benim gözümde. Uzun zamandır okuduğum en akıcı kitaptı diyebilirim belki de tek oturuşta bitebilecek cinsten ama uykum ağır basınca bırakmak zorunda kaldım :) Polisiye konular her zaman en sevdiğim kitapları barındırıyor içerisinde ve bu kitapta kesinlikle ilk beşte diyebilirim. Kitabın konusuna gelirsek, 2017 yılında Saint Exupery Lisesi mezunlarının ellinci yıl partisi düzenleniyor ve Thomas adlı eski bir öğrenci 1992 yılındaki karlı bir geceden kalan, duvarlara gömülü sırları engellemek için bu partiye katılıyor. Geçmiş/bugün şeklinde ilerleyen kitapta, Vinca ve felsefe öğretmeninin beraber kaçtılar mi yoksa öldürüldüler mi sorusuna cevap ariyoruz. Gerilim ve sırlarla dolu heyecan verici bir kitapti. Her sayfayi merak içerisinde çevirdim ve heyecan son sayfaya kadar bitmedi. ve boyle kitapları çok çok severim .Yazarın akıcı diline, üslubuna, tarzına hayran kaldım. Bir şans verilmesinden ziyade okunması gereken, pişman olunmayacak bir kitap olduğu düşüncesindeyim.
Onu Ben Öldürdüm
Onu Ben ÖldürdümGuillaume Musso · Epsilon Yayınevi · 2019114 okunma
316 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Sarah Jio benim okurken çok keyif aldığım bir yazar. Okuduğum her kitabı o kadar naif bir hikayeyi anlatıyor ki, her okuyuşum da iyi ki okumuşum diyebiliyorum. Sarah Jio'nun kitapları hem merak uyandıran hem de aşırı akıcı kitaplar. Bir oturuşta bile bitirilebilecek cinsten ama bu sefer ne yazık ki benim vaktim yoktu ve ilk iki gün hiç okuyamadım bugün de bitirmeden bırakamadım. Öyle güzeldi, öyle içime işledi. Kitabın konusuna gelirsem, Ada Santorini, geçmişindeki üzüntüleri gerisinde bırakabilmek için Seattle'da yüzen evlerden birinde yaşamaya karar veriyor ve yeni taşındığı evde 1950 li yıllarda yaşamış olan bir kadının (penny) gizli sandığını buluyor sonrasında Penny'e neler olduğunun peşine düşmesiyle ilerliyor kitabımız. Gerek Ada'nin yaşadıklarına gerekse Penny'e üzülmemek elde değil. Gözlerim dolu dolu okudum. Hele ki o son.. çok güzeldi.. Sarah Jio severlere onerimdir. Okuyun.
Gündüz Sefası
Gündüz SefasıSarah Jio · Epsilon · 20201,262 okunma
325 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Algernon'a çiçekler gerek konusu, gerek kurgusu, gerekse bana hissettirdikleri bakımından uzun süre etkisinden çıkamayacağım bir kitap oldu.. O kadar derin anlamlar barındırıyor, insana öyle dersler veriyor ki herkesin okuması gereken 100 kitap kategorisinde olmasına, en iyi roman ödülünü kazanmasina da çok şaşırmamak lazım.. Charlie düşük IQ ile doğan bir birey ve profesörler zeka seviyesini yükseltmek için onu kobay olarak kullanıyorlar.. Algernon ismindeki deney faresinde denenip olumlu sonuç alınan ameliyat Charlie ye de uygulanıyor ve kitap bu şekilde basliyor. Kitabı Charlie'nin gelişim sürecini yazdığı notlardan okuyoruz.. Düşük IQ'lu bir bireyin düşünceleri,hisleri ancak bu kadar güzel anlatilabilirdi.. Bende çok derin izler bıraktı.. Charlienin insanlar tarafından kabullenilmeyisi, sürekli alay konusu haline gelmesi, insanların düşüncesizce tavırları, bu bireylere yapılan haksızlıklar benim içimi paramparça etti.. Kitap boyunca kendime bile duyarsızlığımdan kaynaklı çok kızdım.. Kitabın adı bile okuyunca anlamlaniyor.. O ayrıntıya bile yüreğimi bıraktım.. ve anladım ki insanlar arasında düşük IQlu, çok zeki, iyi veya kötü olmaniz konumuzu belirlemiyor. Çünkü sizi dışlamak için hep bir sebep buluyorlar.. Farkındalık açısından çok çok güzel bir kitaptı.. Keşke herkes okusa, keşke hepimiz böyle bireylerde derin yaralar bırakmasak..
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a ÇiçeklerDaniel Keyes · Koridor Yayıncılık · 201515,2bin okunma
210 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Belki de okuduğum en iyi kitaplardan biriydi yaşamak.. Çok uzun süredir bekletiyordum, geç kalmışım okumak için.. Konusuna dair bilgi sahibi değildim ama bu kadar hüzün çok fazla geldi.. Fazlasıyla akıcı bir kitaptı ama o kadar derin ki hissettirdikleri.. Gözlerim dolu dolu okudum.. Bütün kötülükler Fugui ve ailesini bulmuştu sanki.. Yasamadiklari hiç bir sey kalmadı. Bu kadar zorluğun karşısında ben olsam yikilirdim demeden yapamadım.. Kitabın kapağındaki altı çizgi çok ilgimi çekmişti ne anlatmaya çalışıyor diye ama okuduktan sonra anladım ki Fugui'nin hayatındaki 6 kişiyi temsil ediyor. Kitap Fugui'nin bütün mal varlığını kumarda kaybetmesiyle başlıyor. Kitabın en başında belki de nefret ettim Fugui'den yaptıklarından dolayi ama ilerleyen sayfalarda yaşadığı tüm zorluklara rağmen hayata tutunuşuna, tutunmaya çalışmasına hayran oldum.. Kitabı kapattığımda da en çok üzüldüğüm ve sevdiğim karakter olarak yerini aldı Fugui. Kitap Mao liderliği ve Çin kültür devriminin insanlar üzerindeki etkisiyle oluşturulmuş. Bundan kaynaklı kitap yasaklanmış, filmi çıkmış ve o da yasaklanmış. Kitabin adı yaşamak ama nasıl hüzünlü bir yaşam okudum ben boğazım hala düğüm düğüm uzun süre de etkisinden çıkamayacağım.. Yaşamak bu sanırım, acısıyla tatlısıyla... Kesinlikle tavsiyemdir.
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201634,1bin okunma
Reklam
432 syf.
7/10 puan verdi
·
35 saatte okudu
Bugün Rüzgar serisinin yorumuyla geldim. Yine çok sevilen bir seriydi ve ben yine umduğumu bulamadım. Bayıldım, öyle güzel böyle güzel diye anlatılan hiç bir kitabı sevemiyorum tam anlamıyla nedense.. Kitabı beğenmeme nedenime gelirsem, çok sıradan bir konu. Aslinda sıradanlık karşıtı değilim ben ama sorun şu ki olaylar çok çabuk ilerliyor, bütün kitap boyunca ordan oraya atlıyor konular resmen. Daha derin anlatılmasıni isterdim bu bakımdan beğenemedim ama Kitaplarin her ikisi de çok akiciydi bir günde bitecek cinsten.. çerezlik.. Rüzgar gibi güçlü bir kadini, Tuna gibi naif bir adami okumak yine de güzeldi..
Rüzgarı Yaşamak
Rüzgarı YaşamakK. Kübra Berk · Ephesus Yayınları · 20211,787 okunma
504 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Merhabalar, bugün Ahmet Ümit'in son kitabıyla geldim. Ahmet Ümit benim en sevdiğim, ne yazsa okurum dediğim yazarlardan biri ve son kitabı yine çok çok güzeldi. Ahmet Ümit yine farkını ortaya koymuş diye düşündürdü bana. Kitabimiz bu sefer Berlin'de geçiyor.. Berlin başkomiseri Yıldız Karasu ve yardımcısı Tobias Berlin de öldürülen Cemal'in katilini ararken bir dizi cinayetle karşı karşıya geliyorlar ve son sayfalarda bir sürpriz bizleri bekliyor. Yıldız kendini Türkiye'de buluyor. Kitap boyunca Nevzat başkomiseri, Ali'yi, Zeynep'i aradı gözüm.. O kadar onlara alışmıştım ki başta Yıldıza alışmak çok zorladı beni. Kitabı biraz zor okudum desem yalan olmaz hem mitoloji hem arkeoloji hemde polisiye bir araya gelince bana çok yoğun geldi ama şu sıralar kitap okuyamıyorum hem vaktim yok hemde rs dönemime denk gelince olması gerekenden daha geç bitirdim. Bu kesinlikle benim sorunum. Çünkü Ahmet Ümit yine akıcı bir dille, bilgilendirici mitoloji öğeleriyle kitabını ortaya çıkarmıştı. İyiki okumuşum.
Kayıp Tanrılar Ülkesi
Kayıp Tanrılar ÜlkesiAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 202320,6bin okunma
234 syf.
9/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
Herkese Merhaba. Bugün Alexandre Dumas Fils'in Kamelyalı kadın romanıyla karşınızdayım.Yazar, Alexandre Dumas'ın gayri meşru oğlu ve kendi yaşamından esinlenerek bu aşk romanını oluşturuyor. Kitap uzun zamandır kitaplığımda bekliyordu. Klasik olunca ve bir de aşk romanı olunca cesaret edemiyordum okumaya. Pek fazla aşk romanı seven biri değilim ama bu kitap önyargılarımı tamamen yıktı. Yalın ve akıcı diliyle bi solukta okudum diyebilirim. Romana gelirsek; Romanın sonu ta ilk sayfadan bizlere sunulmuş ama yazar bu sona gelinceye kadar yaşananları, çekilen acıları bizlere yansıtıyor. Kamelyalı kadın yani Marguerite Paris'in güzel, sosyetik ama yosma kadınlarından biri. Armand ise soylu bir Fransız delikanlısı. Olaylar, Armand'ın Marguerite'e aşık olmasıyla başlıyor. Yazar hikayeyi bizlere sunarken yaşadığı dönemin toplumsal yapısı, kadınların statülere göre sınıflandırılması ve gördükleri muameleri de göz önüne seriyor. Armand ve Marguerite'in birbirlerine olan aşklarını, sadakatlerini okumak güzeldi.Aşklarının derinliği ve bu aşkı yaşayabilmek için katlandıkları zor koşullar, aşagılanmaları, dışlanmaları ve o hüzünlü son.. Beni çok derinden etkiledi ve bir kez daha anladım ki hiçbir şey görüldüğü gibi değildir. Tutkulu ve hüzünlü bir aşk hikayesi okumak isteyenlere kesinlikle tavsiyemdir.
Kamelyalı Kadın
Kamelyalı KadınAlexandre Dumas (fils) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201917,8bin okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
·
14 saatte okudu
Yaşamak her şeye rağmen bir iz bırakmaktır yeryüzünde. - Ben de yaşadım, sizin kadar! - Suzan Defter, Ayfer Tunç'tan okuduğum ilk eser ama çokça sevdiğimi belirtmek istiyorum. Farkli bir teknik kullanılarak yazılan kitap bir erkek ve bir kadın karakterin dilinden mektupları barındırıyor. Sol tarafta erkek karakterin mektupları bulunuyor sağdaysa kadın karakterin. Okuması biraz zor, bir ileri iki geri gidip gelerek okumaktansa öncelik erkek karakterin mektuplarını okuyup, sonrasında kadın karaktere geçtim ben. Kitaptaki erkek karakterimiz Ekmel bey, kadın karakterse kendini Suzan olarak tanıtan Derya. İki yalnızın yollarının kesişmesiyle onların mektuplarında birbirleriyle dertlesmelerini okuyoruz.Bazen anlatılanlarda farklılıklar vardı. Tabi, kim doğru söylüyor kim yalan orasi size kalmış :) Kötü insan ilişkileri, mutsuz aileler ve sonucunda yapayalnız kalan çocuklar.. Kitap hissettirdikleriyle uzun bi süre aklımdan cıkmayacak bunu biliyorum ama ne okudum ben demeden de geçemiyorum. Çok farklı bir kitaptı. Mektuplardan oluşan kitaplardan pek hoslanmasam da bu kitap favorilerim arasına girdi.
Suzan Defter
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202213,1bin okunma
80 syf.
10/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
" Hiçbir arzum yok, yeryüzünde masum kalmak dışında. " (syf:60) Ve yine Zweig'ın muazzam bir eseriyle karşınızdayım. Zweig, kısacık kitaplara çok derin anlamlar sığdıran, bir oturuşta soluksuz okutup, bu kadar kısa sayfada insanı okurken düşündüren, hisleri en derinden hissettiren ve yıllarca hatırlanacak eserler çıkaran bir yazar. Eser üç menkıbeden oluşuyor. 1.Rahel Tanrı'yla hesaplaşıyor 2. Üçüncü güvercinin hikayesi 3. Ölümsüz kardesin gözleri İlk menkıbede Yakup peygamberin eşi Rahel'in oğulları adına Tanrı'dan af dileyisini anlatıyor. Rahel'in yaşadıkları beni her ne kadar derinden etkilesede Tanri'nin karsisindaki tutumu, cüretkar tavrı beni yer yer rahatsız etti diyebilirim buna rağmen her cümlesi özenle seçilmiş, altı çizilesi alıntılar içeriyor. İkinci menkıbe en kısa olanıydı. Nuh peygamberin tufanın bitip bitmediğini öğrenmek için yeryüzüne saldığı kuşların öyküsü. Üçüncü menkıbe ise benim gönlüme taht kuran bir öykü. Önceden okumuştum ve en en sevdiğim Zweig eseri olarak yerini almıştı bende. Bu kitaptada tekrar severek okudum. Adaleti sağlamaya calisan savaşçı Virata'nın hikayesi. Kitabın en vurucu oykusuydu bana gore. Bu uc kısa öykünün her biri bir ders niteliğinde. Fakat eser alışılagelmiş Zweig tarzından çok başka, diğer eserlerden çok farklıydı. Belki de bu yüzden uzun bir sure Zweig eserleri arasında en sevdiğim olarak kalacak..
Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor
Rahel Tanrı’yla HesaplaşıyorStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202119,7bin okunma
45 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.