Tıpkı büyük şair Ziya Osman Saba’nın unutulmaz dizelerinde anlattığı gibi: “ Bahtsızların biraz gülümsemesi, körlerin gün görmesi, mümkündür bütün mucizeler…”
Sayfa 114 - Sözcü KitabeviKitabı okudu
Atatürk'ü Anlamak ve Anmak
Usta yazar, tarih araştırmacısı Turgut Özakman, kendisiyle yapılan bir röportajda "Biz, dahi yetiştiremedik. Dahi nedir bilmiyoruz. Yalnızca bir dahi yetiştirdik. Onu da bilgisizliğimiz nedeniyle doğru yorumlayamıyoruz..." diyerek, Atatürk'ü doğru anlayamadığımızı söylemişti.
Sayfa 63
Reklam
Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Ermeni, hiç fark etmez. Hepsi vatan için kenetlenip öldüler. Tüm dünyaya "Çanakkale geçilmez" dedirttiler. O kahramanlar ki, "Allah Allah" nidalarıyla şehit düşerken bize "Çanakkale Ruhu'nu" armağan ettiler. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları da o ruhu büyütüp güçlendirerek, Milli Mücadele'ye ve laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne dönüştürdüler. Ham hayal peşinde koşanlar çoğu kez duvara toslar! Türkiye'yi bölüp başka bir rejimle Ortadoğu'daki kan gölüne sürüklemeyi hayal edenler de Çanakkale ruhunun henüz ölmediğini ve bu halkın, günü geldiğinde, Atatürk'ün eşsiz emanetine o ruhla sahip çıkacağını asla unutmamalılar.
Sayfa 102
Atatürk'ün istanbul'dan uzak kaldığı bu dönemin son dört senesinde ise Türk inkılabinin temelleri atılmıştı. Atatürk bu dört senede yeni yönetim şeklinin ve uygulamaya konulan inkılapların yerleşmesi için mücadele veriyordu. Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal, 1 Temmuz 1927 tarihinde İstanbul'a geleceğini 2 Haziran 1927'de istanbul Valiliği'ne bildirmişti. Bu bildirimle başlayan seyahat takvimi, planlandığı gibi uygulanmış ve Gazi, Ankara' dan trenle Izmit' e gelmiş, oradan da Ertuğrul yatı araclığıyla İstanbul' a ulaşmıştı Gazi' yi ilk olarak bağrına basanlar, kurtarıcilarını coşkuyla karşılayan ilk kişiler Fenerbahçelilerdir.
Sayfa 86 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Ne zaman Sait Faik'i okusam, İstanbul, Adalar her yer erguvana bürünür, erguvan kokardı. Sait Faik, bana İstanbul'u öğreten yazardı. Henüz babamın tayini ile İstanbul'a yeni gelmiş yeniyetme bir liseliyken, daha İstanbul'u tam tanımamışken, Sait Faik sanki elimden tutar, Beyoğlu'ndan Burgazada' ya, Rumeli Hisarı'ndan Edirnekapı' ya bir bir dolaştırırdı beni. "Kumkapı" nın "Beleş Plaj"ının girişi hâlâ ezberimdedir. İstanbul'un her yokuşu denize inerdi. Ben İstanbul'a geldiğimde "Hristaki Pasajı" çoktan "Çiçek Pasajı" olmuştu.
Sayfa 61 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Umudun; insana “en tatlı gelen ve hayata bağlayan şey” olduğunu, umutsuzluğun insana yakışmadığını unutmadan!..
Sayfa 7 - Sözcü KitabeviKitabı okudu
Reklam
699 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.