Aramco, Rabıta
«Neden» derseniz, nedeni, para ile imanın Amerikalılarda olmasıdır. Bu müslümansever Amerikalılar, düşünmüşler, taşınmışlar, «şu islam düşüncesi gelişse ne iyi olur» diye karar verip, bu iş için para ayırmışlar. Amaçları, mûslüman ülkelerinde «şeriat devletleri» kurmakmış. Adamlar, işte böyle, gizli din taşıyorlar. Müslümanlıkları bizim müslümanlardan daha ileriymiş..
Faysal Finans ve Albaraka Türk
Faisal Finans Kurumu, Suudî Prensi Muhammed Al Faisal tarafından kurulmaktaydı.
Reklam
«Rabıta örgütünün Türk imamlara ödediği aylıklar konusunda bilgi verir misiniz?» Başimam Abdullah El Ehdel hen «İslâm Kültür Merkezi» Müdürü, hem de «Rabıtat-al-Alam-ül-İslâm» adlı şeriat örgütünün Avrupa temsilcisi. Başimam Ehdel, Tayyar Altıkulaç'ı da, Diyanetçiler'r de çok yakından tanıyor. Ad ad biliyor Altıkulaç ve kadrosunu. «1980 yılından bu yana Rabıta örgütü Türk imamlarının da aylıklarını ödemiştir.»
Sanık Kadir Mısıroğlu. Eyüp oğlu, 1933'de Saire'den Akçaabat'ta doğma, hukuk fakültesi mezunu. Mısıroğlu, 1971 yılı başlarında İstanbul'da Milli Türk Talebe Birliği konferans salonunda Atatürk aleyhine yaptığı konuşma nedeniyle kovuşturuluyor. Devir, sıkıyönetim devridir, sıkıyönetim komutanı da Faik Türün'dür.
Eski müftünün sözleri ipe sapa gelir gibi değil. Günlerdir Kaplan Hoca'nın video bantlarını izliyorum. Sözleri akıl alacak gibi değil doğrusu.
Şimdi daha hırsızı ve yolsuzları var!
Bu "anti-laik ideoloji"nin para kaynakları ve siyasal dayanakları nasıl oluşuyor? Şöyle oluşuyor. Başbakan Özal, iktidara adımını attığı gün çıkardığı kararname ile Suudi kökenli finans kurumlarına yasal olanak sağlıyor. Türkiye'de "Faisal Finans Kurumu." bu örgütün temsilcisi tarafın- dan kuruluyor. Bu temsilci,
Sayfa 309Kitabı okudu
Reklam
Bugünleri o zaman görmüş
Sayın Başbakan, devletin "asli ve sürekli hizmetleri'nin bir yabancı devletin parasıyla yürütülmesini doğal sayıyor: buna karşı çıkanları, aklınca "komünistlikle" suçlamaya kalkıyor.Sayın Başbakan, o çok güvendiği aklını, batan şirketlere, birbiri ardına iflas eden bankalara, gittikçe artan dış borçlara kullansa çok iyi eder."Rabıta olayı", bir İslâmcı örgütün laik devletin yurt dışındaki din görevlilerinin aylıklarını ödemesi sorunu değildir. Olay çok daha geniş boyutludur. Türkiye, son yıllarda "anti-laik" bir ideolojinin etkisi altına giriyor. Sorun budur.
Sayfa 309Kitabı okudu
Şimdi daha cahili ve azılısı var!!!
Başbakan Sayın Özal, "uydu aracılığı" ile düzenlediği basın top- lantısında, arkadaşımız Ahmet Tan'ın "Rabıta Örgütü olayı" ile ilgili sorusunu "Hadise olduğundan daha fazla ideolojik nitelikte büyütül- müştür" diye yanıtladı.Konu ideolojikmiş... Ideoloji, siyasal, dinsel, sanatsal ve felsefi düşünce biçimlerinin tümünü kapsamak üzere kullanılan genel bir kavramdır.Bu bakımdan, laik düşünce gibi "İslâmcı düşünce" de bir "ideolojik" nitelik taşır. Atatürkçülüğün siyasal düşünce alanında bir başka adı olan laikliği savunmak nasıl "ideolojik tavır" ise bu ilkenin, Başbakanın kardeşinin ortak olduğu bir para imparatorluğu eliyle yıkılmak istenmesi de işte böyle bir ideolojik tavırdır. Önce bunu anlayalım! Başbakan Özal'ın dilinde "ideoloji" açıkça komünistlik demektir.
Sayfa 308Kitabı okudu
Daha beterlerini görmeye devam ediyoruz.
Evet, sorumlu olan sorumsuzdur. Sorumluluk sorumsuzluktadır. İnanılır gibi değil, ama gerçek. Çok yaşa yaşlı dostum, haklısın, şu ülkemin insanlan neler gördü ve belki de gelecekte daha neler görecek. 20 Mart 1987 - Ali Sirmen
Sayfa 284Kitabı okudu
Kenan Evren'e
Sen Atatürkçüsün!.. Öyle bir Atatürkçüsün ki, içerde MSP'yi şeriatçılık suçlamasıyla yargılarken, dışarda Suudilerin Rabıta örgütüyle Cumhuriyet devleti görevlililerini şeriatçılık üzere işbirliğine bağlarsın!.. 20 Mart 1987 - İlhan Selçuk
Reklam
Uğur Mumcu araştırıyor, buluyor, yazıyor. Devlet bilmiyor. Olacak iş mi?
Sayfa 275Kitabı okudu
Dünyada feshada üç put vardır. Bunlar Firavun Karun ve Bel’amdır. Bunlardan birincisi diktatör, ikincisi kapitalist, üçüncüsü ise bunların destekçisidir.
Çare, solda ve sağda, düşünce ve inanç özgürlüğünü kısıtlayan bütün engellerin kaldırılmasıdır. Bir başka çare de yoktur. Ancak özgürlükçü ve demokratik toplumlarda, bu" siyaset-tarikat-ticaret" üçgeni ile savaşılır. Kapalı rejimlerde ise bu akımlar, devlet kadrolarını sinsi ve karanlık yöntemlerle ele geçirirler. "
20. yüzyılın son çeyreğinde yaşıyoruz. İnsanlık tarihi, artık bizlere, düşünce ve inançların zorla yok edilemeyeceğini göstermelidir. Tersine, nerede siyasal görüş ve inançlar şiddetle bastırılmak ve yok edilmek istenmişse, bu düşünce ve inançlar, en çok bu rejimlerde güçlenmişlerdir. Çare, solda ve sağda, düşünce ve inanç özgürlüklerini kısıtlayan bütün engellerin kaldırılmasıdır.
Sayfa 156Kitabı okudu
Atatürk'ün kemiklerini sızlatacak olay!!!
Suudi Krallığı'nın bu siyasal ve ideolojik yaklaşımını, Suudi kökenli finans kurumları, şirketler ve dinsel amaçlı vakıf olayı izlemiştir. Bu ilişki ağı, toplumu günden güne etkilemiştir.Bugün Türkiye, Suudi'lerden gelen İslâmcı akımlara kapısını ardına kadar açmıştır Olaylara bu açıdan bakarsanız, koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin yurt dışındaki din görevlilerinin aylıklarını, Suudi Krallığı'nın bir kuruluşu olan "Rabıta Örgütü" adlı bir şeriat örgütüne ödetmesi, sanıyorum ki, cumhuriyet tarihimizin en acı olaylarından biridir. Atatürk'ün kemiklerini sızlatacak olay işte bu olaydır.
Sayfa 155Kitabı okudu
374 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.