Yaşım ilerledikçe, küskünlüğüm gibi zaman da önemini yitiriyordu.
Sayfa 53 - Yapı Kredi Yayınları- 3.BaskıKitabı okudu
Kirleri döküldükten sonra insanlar eksilirler, yeni kirlerle kendilerini tamamlasalar dahi eski kendileri olamazlar artık, yeni bir kir yeni bir insan yaratır; bu, Keseci Fahri dışında pek az kişinin bildiği bir gerçektir.
Reklam
Bir korkudan, bir önceki korkuma kaçarak kurtulmaya çalışıyordum.
(...)dibinde benim olduğum bir çukura dönüşüyordu dünya.
Sayfa 10 - YKY
Oysa, sabırla her şeyin kendine, sonra biraz daha kendine ve nihayet, sıkıcı bir tekrarla, biraz daha kendine benzediği bilinirdi.
Hatırlamak ya da umursamak çaresiz kalıyordu; boşlukta yol alır gibiydik, ilerleyip ilerleyemediğimizi bile bilmiyorduk.
Reklam
"Bir kahvehaneden bahsedilirdi, hani içindeki insanların birbirlerine anlattıkları hikayeler bitince kapanmak zorunda kalan eski bir yol üstü kahvehanesi..."
Sayfa 43 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
“Oysa, sabırla her şeyin kendine, sonra biraz daha kendine ve nihayet, sıkıcı bir tekrarla, biraz daha kendine benzediği bilinirdi.”
Dünyaları önündeki çay bardağının içine atmıştı, şıkır şıkır karıştırıyordu.
Yalnızlığını vücudunun devamıymış gibi, bir uzvuymuş gibi ustalıkla kullanmaya başlıyor.
Reklam
cebim de kırıntılarla dolaşmasam, ben kendimin masal kuşu olmaktan, kendi yolumu kendime kaybettirmekten kurtulur muyum? Şimdi saçlarıma konduğu gibi eriyen kar taneleri erimese de birikse de birikse, beni başka bir adam yapar mı? Yoksa ta derinimde, bu ara sıra kıpırdanan huzursuzluk sakinleşince mi başka biri olurum ben? İnsan baştan aşağı mı, yoksa içten dışa mı değişir?
Bir korkudan, bir önceki korkuma kaçarak kurtulmaya çalışıyordum.
88 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Yorumsuz
Ne mutlu ki, hayatı bu kadar karmaşık bulmuyor, kendimle yüzleşirken gayet anlaşılır bir aksi Seda görüyorum karşımda... . . . #yapıkrediyayınları #okudumbitti #2021okumalarım #izmirokumalarım
Bir Dükkanı Beklemek
Bir Dükkanı BeklemekUğur Nazlıcan · Yapı Kredi Yayınları · 2018212 okunma
Çocukluğum gençliğime doğru ölüyordu, ölerek büyüyordum, çıraklıktan kalfalığa ölerek geçiyordum. Ölümün ardından çıraklığımdan artakalanın ne olduğunu merak ediyordum elbette. Ne eksilmişti benden acaba? Şu üç adım ötemde, elimde uzun saplı bir çalı süpürgesinin taş zemine sürtüldükçe çıkardığı hışırtılara dalmış yıllar sonraki kendime doğru ilerlerken yanımda ne kadar eksik bir ben taşıyordum?
Işık yanınca kırık tuvalet taşının içine saklanan böcekler gibisin, dışarı çıkmak için ışığı kapamamı, gitmemi bekliyorsun.
Resim