Kitabı ikinci kez okuyuşum. Kitap, büyük Türk Milliyetçisi ve Türk-İslâm Ülkücüsü Galip Erdem'in 1961-1974 yılları arasında çeşitli gazete ve dergilerde yazdığı yazılarından meydana gelmektedir. Yazıldığı dönemi gözler önüne seren bir kitap. Okunduğunda aradan 50-60 yıl geçmesine rağmen hâlâ benzer olaylara tanıklık ettiğimizi görmek mümkün. Galip Erdem'e ve Ülkücü şehîdlerimize rahmetle...
SÜLEYMAN ÖZMEN kardeşimizin, "Bir gül bahçesine girercesine şu kara toprağa" girdiği günün akşamı Dündar Taşer ağabeyimizle konuşuyorduk. Dedi ki: "Ne kadar üzülürsem üzüleyim, ağlamak âdetim değildir. Hattâ, annemin ölümünde bile ağlamadım. Ama, bu çocuğun gidişi ağlattı beni. Törendeki konuşmamda ne söylediğimi de hatırlamıyorum." Taşer, hepimizin duygularını dile getirmiştir.
... biricik mesleği "Mesele Geçmek"ti. Mesele geçmek; cahillerin gözündeki gaflet perdesini yırtmak demektir. Mesele geçmek; çağımızın cüceliğinden doğan aşağılık duygusundan kurtulmak, tarihimizin büyüklüğüne dönüş demektir. Mesele geçmek, Türk milletinin yüce değerlerine sahip çıkmak, bilhassa Osmanlı İmparatorluğu döneminin dünyaya hâkim olmasındaki esrarı tanımak, demektir.
... "Yakın Çağımızı Orta Çağımız"a benzetmek için çalışalım. Evet, "Orta Çağ"ımıza dönmek istemeliyiz ve bütün zamanlar içinde en ziyade o mübarek çağı sevmeliyiz.