Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"" Evlatlarımızı kendilerini yanlış yetiştirdiklerinden dolayı cezalandıramazdım. Ama onları kendi çıkarları uğruna birilerinin yanlış yetiştirmelerine izin ve yol vermekte hakkım değildi.! ""
Hayır, ben "evhamlı" olmamaya dikkat ettiğim kadar, "gafil" olmamaya da dikkat ettim.! Çünkü gaflet, evhamdan da büyük zarar getirir.!
Reklam
Fatih'in İstanbul'u Fethetmesi Gibi
Hayaller ve hedefler, kişide çalışma arzusunu körüklediği gibi; düşünceleri ve eylemleri coşturup, enerji potansiyelini de artıran özellikler taşıyor.! ABDÜLHAMİD HAMİD HAN
* Büyük Devletlerin yanında, kendimizin sesi zayıf çıkan bir varlık olduğumuzu kabul edebilir miyiz? *
Bilinmeyen Değerlerimizin Toplamısın Abdülhamid Hamid Han !!!
Yanlışlık ya kasten olur, yahut dikkatsizlik neticesinde meydana gelir. Kasten yapılan yanlışlıklar büyük ve çirkin bir suçtur! Dikkatsizlik neticesinde meydana gelen hataların kabahati, o dikkatsizliği yapan kişiyedir. Dikkatsizlik mazeret sayılabilir mi?
Reklam
Necip Fazıl Kısakürek (1904-1983) Öldüğünde, İstiklal Harbi'nin asıl kahramanının son padişah Vahdettin ("Vahidüddin") olduğunu ileri sürdüğü yazısında Atatürk'ün hatırasına ha­ karet ettiği gerekçesiyle hapse girmeyi bekliyordu. Tarih revizyonizmi cehdinde daha önce de Abdül­hamit'in aslında Kanuni'den bile üstün bir "ulu hakan" olduğunu ilan etmişti.
Şayet Ulu Hakan Abdülhamîd zamanında yaşıyor olsaydınız ve isminiz Hamîd olsaydı mutlaka bu ismin yazımını değiştirmek zorunda kalacaktınız ve isminiz Hâmid şeklinde yazılacaktı. İkisi de Arapça "hamd" (medh, övme, şükür)den gelir. İlki Hâmid öven, şükreden anlamındadır. İkincisi Hamîd; kendisine şükredilen, meth edilmeye lâyık olan anlamındadır. Bugün biz bu iki kelimeyi de yeni yazı ile aynı imla ile yazmaktayız. Lakin geçmişte eski yazı ile Arap harfleriyle yazılan bu isimler farklı harflerle yazılmaktaydı. Sultan Abdülhamid'in ismi kendisine şükredilen, meth edilmeye layık olan anlamındadır. Sultan ile aynı ismi taşımak hoş görülmediğinden bu ismi taşıyanlara emir verilerek "methedilen, övülenden," "metheden, övene" çevrilmekteymiş.
324 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Kimine göre Ulu Hakan kimine göre Kızıl Sultan olarak çoktan tarihteki yerini almış olan Sultan II Abdülhamit Han hakkında Sürgün sırasında kendisine en yakın insanlardan olan doktorunun hatıratından Livaneli'nin dizelerine konu olmuş daha çok bir insanın hayat hikayesi
Kaplanın Sırtında
Kaplanın SırtındaZülfü Livaneli · İnkılap Yayınevi · 20229,6bin okunma
"İmkânın sınırını görmek için imkânsızı denemek lazım." Ulu Hakan Fatih Sultan Mehmed Han
Sayfa 238Kitabı okudu
Reklam
Abdülhamîd'in büyüklüğünü anlamak için onun aleyhine yazılmış olanları okumak yeter.
Yahudiler, Kudüs’e mukabil Düyun-u Umumiye borçlarını silmek teklifinden başka Sultan’ın şahsına muazzam bir servet takdimine hazır olduklarını bildirmişler ve şu cevabı almışlardı: -Dünyanın bütün devletleri ayağıma gelse de bütün hazinelerini kucağıma dökse, size, siyonistlik adına Kudüs’ten bir taş parçası bile vermem. Yahudiye, işte bu gözle bakan Ulu Hakan'ı hal'inden sonra Selanik’te bir yahudinin köşküne hapsedecekler, ve daha hazini, ona hal'ini bildiren heyetin içine meşhur bir yahudiyi katacaklardır.
Sayfa 103Kitabı okudu
Donanma Siyaseti
Garbın, hilesini yutturamadığı Abdülhamîd'i yine Garp takdir ediyor da biz yerin dibine çekiyoruz. Buna, ahmaklıkla karışık alçaklık derler.
Sayfa 303Kitabı okudu
Gök-Tanrı îtikadının esaslarını Orhun kitabelerinden az çok tespit etmek mümkün olmaktadır. Kitabelerde çok yerde zikredilen «Tengri» bazan «Türk Tengrisi» şeklindeki adı ile, daha o zaman, «milli» bir tanrı olarak görünür. Gök-Türklerin Çinden ayrılarak müstakil bir devlet kurmaları (680-682 yılları hâdiseleri) O'nun isteği ile vuk'u bulmuştur. Hakan, Türklere «Tanrı» tarafından verilmiştir, fakat topluluk, hakanı terk ettiği için, «Tanrı» tarafından perişanlığa sürüklenmiştir. Yâni «Tanrı» Türk milletinin hayat ve istiklali ile ilgelenen bir «ulu varlık» durumundadır. Tonyukuk'a da başarıları için gereken «bilgi»yi O ihsan etmiş, Gök-Türk hakanlığının kurucuları olan Bumin ve İstemi'yi, Türk töresini yürütmeleri için, Tanrı tahta çıkarmış, «Türk budunu yok olmasın… hür ve müstakil olsun» diye İlteriş Hakan ile hanımı İl-Bilge Hatun'u o yükseltmiştir. Savaşlarda o'nun iradesi ile zafere ulaşılır. «Tanrı» Türk'ün hayatına vasıtasız olarak müdahale eder, emreder. İradesine boyun eğmeyeni cezalandıran «Tanrı», bağışladığı kut (iktidar) ve ülüğ (kısmet)ü iâyık olmayanlardan geri alır. Şafak söktüren (Tan üntürü), bitkiyi meydana getiren «Ulu Tanrı»dır, yâni o, hayat verici ve yaratıcıdır. Ölüm de, can veren «Tanrı» nın iradesine bağlıdır.
Sayfa 56 - Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.