Ulu Kam
"Kıtaların cinsiyeti vardır. Avrupa dişidir, Asya erkek. Avrupa, Asya'yı sadece döllenmek, üremek için kabul ediyor. Sömürünün başka bir adıdır bu."
Sayfa 135
Türk edebiyatı, Asya steplerinde dilden dile dolaşan kam manilerinden Altayların eteklerinde söylenen destanlara, Timurlu saraylarındaki divanlardan Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde kaleme alınan mesnevilere kadar uzanan büyük yolculuğunda din adamlarına yönelik müstehzi bir imada bulunmak şöyle dursun, en ufak bir saygısızlık göstermemiştir. Aksine din bilginlerine; yol gösterici, aksakallı, gök sakallı, bilge, derviş, ulu, ata gibi sıfatları layık görmüştür.
Ne yazık ki Tanzimat'la beraber aydınlara iyice sirayet eden Batılılaşma temayülünün, geleneksel dünyaya ait kurban etmek istediği ilk figür din adamı olacaktı. Henüz katı pozitivist görüşlerin, temel dinî fikirlere cepheden savaş açamayacağı bu geçiş döneminde din görevlilerinin hedef seçilmesi manidardır. Bu entelektüel cinayetler ilerleyen yıllarda roman, öykü ve sinema gibi sanat alanlarında insafsızca tekrar edilecekti.
Sayfa 68 - Emin Gürdamur
- Askerlikte anlatmıştım sana, bilgeliğin sırrı geçmişten gelir, kamlardan, şamanlardan gelir. Bizim ata soyumuzda var bunlar. Şaman, kam bilicidir. Böyle der eski betikler. Dede Korkut hikâyelerinde, Oğuz'un tek bilicisi olarak anılır Dede Korkut. Oğuz'un bilicisi olmak, Oğuz'a öteden haberler vermek, başka boyutlardan derlenen bilgileri yaşanan hayata aktarmaktır.
Burası ince bir ayrım, aktarma iddiasında olup başaramayana deli, aktarana veli derler. Ben henüz ortadayım, yarısı için deli, yarısı için veliyim. Bana soran olursa, tercihini yaşayan bir adamım, arayan bir adam. İnsan tercihlerinin peşinden koşmazsa neden yaşar ki?
Bedel ödemeyi bilen insanların onur kaygısı olmaz. Açıklamama gerek yok. Ben hayatımın bedelini ödedim. Herkes benim kadar ödemek zorunda değil. Ben tercihimi yaşıyorum...
Gün ağarmıyor, gece olduğu yerde durdu. Gökyüzünde kara kara dolaşan bulutları görüyorum. Sabah nerede olacak acaba? Güneş nerede doğacak? Yola ne zaman çıkacağım? Ulu Kam susuyor, ben susuyorum. Arabanın kontağını kapatmamıştım. Her an gidecekmişim; ama hiç gitmeyecekmişim gibi. Farları söndürüyorum. Neden söndürüyorum bilmiyorum. Ah ü zar yoldaşları havlayamaya başlıyor. Gecede ay yok, karanlık alabildiğine. Yıldızlar görünmüyor. Soğuk bir suskunluk uzadıkça uzuyor.
Sayfa 151 - Matbuat Yayın, 2. Basım - Aralık 2016, BÖLÜM 2, AH Ü ZÂR YOLDAŞLARI
Kartal yuvasıdır Söğüt'te burçlar,
Devletin zırhıdır sınırda uçlar,
Gazi Osmanlara zağlı kılıçlar
Yunus Emrelere söz verilmeli...
- Niyazi Gençosmanoğlu
Yunus gönüller dostudur evet ama o sadece tekkede şiir okuyan, hiçbir dünyevi meselesi olmayan bir miskin değildir.Selçuklu ve sonrasında Osmanlı için sınır uçlarında karakol görevi yapan
Kök Tengri adında bulunan "kök" sözcüğü "yüceliği ve ululuğu" ifade ediyormuş. Orta Asya'da yaşayan Türk kavimlerinin inancına göre Tengri "tek" ve "yaratıcı" dır. Onun için kendisine kurban sunulan en kutsal varlık, tam bir iktidar sahibi olan Kök Tengri'dir. Kam anam ve babam Atasagun Tengri için " Türk milletinin geleceğini belirleyen en yüce varlık O'dur. O doğmamıştır, doğurmamıştır. O'nun eşi ve benzeri yoktur; O, insanlara doğru yolu gösterir, insanların mevcudiyetine hükmeden ulu bir yaratıcıdır." derlerdi.
Sayfa 42 - Bilge-Kültür SanatKitabı okudu
