Değişik bir havası var tür olarak, biraz deneme biraz öykü çokça roman ama etkileyici bir metin.
Tüylerim diken diken.
Olaylar gerçeklikten esinlenilmemiş, gerçeğin kendisi lâkin "böyle bir gerçeklik bir daha yaşanamaz" dedirten etkileyici bir hikâye.
Gallemit'ten bana kalanların derinliklerine girmeden evvel kahramanımız hakkında
TOZLU SAHİFELERDEN ÇIKIP YÜREKLERE YERLEŞEN KAHRAMAN: KÜR ŞAD (BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ)
Olay Örgüsü
İncelemeye geçmeden önce romanın genişçe bir özetini vermek faydalı olacaktır.
Olay 621 yılında, bir yaz gecesi başlar. Yüzbaşı Işbara Alp'ın buyruğundaki Gök Türk erleri bozkırda uyumaya çalışmaktadırlar. Ertesi gün Çin'e akın
"Nasıl olur aka birilerinin emekleriyle kazandığı her şeyi başka birileri gelip hiç emek harcamadan alıp gider, aklım almıyor bunu nasıl albızca bir iştir bu,"
Ötükent'de Tanrı Dağlarının eteklerinde kurulan Leylek Obası'nın en baş yiğiti Akman Bey'in üçüncü çocuğu olmuş ve çoçuğuna güzel bir toy yapılırken yörenin o
- Büyük günler geliyor!.. Dokuz yıla kalmaz; olan olur. Dokuz yıl daha geçer; katı kılıç kullanmak günü gelir… Kıtlık olunca ay parçalanacak!.. Kara Kağan’ı öldürmeyeceksin… Onu tasa öldürecek. Bir ulu şehirde toplanmış kırk er görüyorum… Aralarında sen de varsın… Yağmur yağıyor. Irmağın kıyısında dövüşüyorsunuz. Budun kurtuluyor… Adınız unutulmayacak!.. Bin üç yüz yıllık ölümden sonra dirileceksiniz… Acunun batımına dek adınız gönüllerde kalacak.