Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bu dünyadan Acem yazarlarının diliyle "Eflatun'un bilgisini ve Feridun' un haşmetini şahsında toplamış" bir Uluğ Bey geçti. Eflatun'un kurduğu akademinin kapısında "Buraya matematik bilmeyenler giremez." yazıyordu. Uluğ Bey'in inşa ettirdiği medresenin duvarındaysa kendine değil, Peygamberine ait bir hüküm vardı: İllim tahsil etmek, erkek ve kadın her Müslüman' a farzdır."
Sayfa 75 - Şule Yayınları, 22. BaskıKitabı okuyor
Uluğ Bey
Bu çocuğun oyuncakları gökte. Bütün çocuklar yere bakarken o göğe bakıyor. Yorgun düşüp gözleri kapanana kadar sayıyor yıldızları. Ve bir gece sarayın bahçesinde oynarken ağabeyinin bakışlarını gökyüzüne fırlatıyor coşkuyla: "Bu benim yıldızım!"
Sayfa 73 - Şule Yayınları, 22. BaskıKitabı okuyor
Reklam
“Unutma, zalim gözler her an sana pusu kuruyor.”
“Güzellikler alemi senin emrinde duruyor.”
“Acaba kendi yollarıyla sessizce dolaşan yıldızlar dünyasında bilmediğimiz daha ne var?”
“Elbette, yıldızlar bilineni gizlemezler.”
Reklam
Uluğ Bey
Zamanın en büyük bilgini olarak ün salan Uluğ Bey, vaktinin çoğunu rasathanede geçirir, güneş sistemini ve yıldızları bitmez tükenmez bir aşkla incelerdi. Onun ilme düşkünlüğünü şu sözü anlatmaya yeter. İlmin hakim olduğu bir ülkede ilimle uğraşan bir kişi olmayı, hükümdarlığa tercih ederim."
Rasathane'nin Yıktırılması (1580)
16. yüzyılın en büyük astronomi alimlerinden Takiyüd­din, 1570'te İstanbul'a gelmiş ve daha sonra Sultan İkinci Se­lim tarafından müneccimbaşılığa getirilmişti. Takiyüddin, Üçüncü Murad döneminde padişahla görüşmesinde takvim hazırlamakta Uluğ Bey Zic'inin yeterli olmadığını ve yeni bir zic hazırlamak için bir rasathaneye ihtiyaç olduğunu söyledi. Müneccimbaşının bu talebine olumlu cevap veren padişahın emriyle İstanbul'da ilk rasathane yani gözlemevi 1577'de Top­hane sırtlarında kuruldu. Osmanlı yönetimi, rasathaneyi maddi ve manevi olarak destekliyordu. Ancak 1578'de İstanbul' da baş gösteren veba salgını herşeyi tersine çevirdi. Gözlem yapmanın uğursuzluğu ve felaketlerin kaynağı konuşulmaya başlandı. Bunun üzerine rasathane Üçüncü Murad'ın emriyle 1580 Ocağında Kaptanı­ derya Kılıç Ali Paşa tarafından yıkıldı.
Sayfa 125Kitabı okudu
"Türklüğün askeri, siyasi ve medeni geçmişi yalnız Hüdavendigar'lardan, Fatih'lerden, Selim'lerden, İbn-i Kemal'lerden, Nefi'lerden, Baki'lerden, Evliya Çelebi'lerden, Kemal'lerden teşekkül ediyor; Oğuzlara, Cengiz'lere, Timur'lara, Uluğ Bey'lere, Farabi'lere, İbn-i Sina'lara, Teftazani ve Nevai'lere kadar varamıyor..."
Sayfa 98 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Bu dünyadan Acem yazarlarının diliyle "Eflatun'un bilgisini ve Feridun'un haşmetini şahsında toplamış" bir Uluğ Bey geçti. Eflatun'un kurduğu akademinin kapısında "Buraya matematik bilmeyenler giremez," yazıyordu. Uluğ Bey'in inşa ettirdiği medresenin duvarındaysa kendine değil Peygamberine ait bir hüküm vardı: "İlim tahsil etmek erkek ve kadın her Müslümana farzdır."
Sayfa 75 - Şule yayınları
Reklam
Uluğ Bey
“Alimlerin cahillere karşı faziletli ve üstün olması, ayın on beşinci gecesinde diğer yıldızlara karşı olan parlaklık farkı kadar fazladır.”
Sayfa 134
Uluğ Bey'in inşa ettirdiği medresenin duvarınday­sa kendine değil Peygamberine ait bir hüküm vardı: "İlim tahsil etmek erkek ve kadın her Müslüman' a farzdır. "
Bu dünyadan Acem yazarlarının diliyle "Eflatunun' un bilgisini ve Feridun' un haşmetini şahsında topla­ mış" bir Uluğ Bey geçti.
Molla Fenari'ler,Zembilli'ler,İbn-i Kemal'ler,Hızır Çelebi'ler,Molla Güranî'ler,Hüsrev'ler,Ak Şemseddin'ler,Ebussuûd Efendi'ler,Sinan'lar,Barbaros'lar,Turgut Reis'ler,Uluğ Bey'ler,Koçi Bey'ler,Pirî Paşa'lar;bugün bile iftihar kaynaklarımızı oluşturan camiler,kervansaraylar,su kemerleri,vakıflar,vesaireler... Zaferleri saymıyorum bile... Rahatça söyleyebiliriz ki,tarihinde övünebileceği bunca şey olan ama övünmek şöyle dursun,hatta dövünen başka bir millet yoktur.
Sayfa 157
535 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.