Bir kölenin özgür bir kişinin beşte üçü olarak sayılması
Birleşik Devletler anayasası Philadelphia'da yazılınca kölelik de, elbette, yasal addedildi ve en kirli müzakere temsilciler meclisindeki koltukların eyaletler arasında ayrılması konusunda cereyan etti. Bu koltukların ülkenin nüfusuna göre tahsis edilmesi gerekiyordu ama güney eyaletlerinin temsilcileri kölelerin de sayılmasını istedi. Kuzeyliler itiraz ettiler. Temsilciler Meclisi'nin koltuklarının paylaştırılmasında bir kölenin özgür bir kişinin beşte üçü olarak sayılması üzerinde anlaşıldı. Kuruluş sürecinde Birleşik Devletler'in kuzeyi ve gü­neyi arasındaki çatışmalar, beşte üç kuralı ve diğer anlaşmaların işe yaramasıyla bastırıldı.
Sayfa 35 - Amerika'da DemokratikleşmeKitabı okuyor
Halk
Mısır, halkın büyük çoğunluğunu hiçe sayarak toplumu kendi çıkarları için örgütleyen küçük bir elit tarafından idare edilmiş olduğu için fakir. Siyasal güç dar bir çevrede yoğunlaştırıldı ve eski devlet başkam Mübarek'in 70 milyar dolarlık serveti örneğinde olduğu gibi, bu güç ona sahip olanlara büyük bir servet kazandırmak için kullanıldı. Kaybeden ise, şimdi bu gerçeği çok iyi anlayan Mısır halkı oldu.
Sayfa 13 - Doğan kitapKitabı okudu
Reklam
Fırsatlar ülkesi olmanın temelleri
İyi bir fikriniz var ve fakirseniz, bir paten almak -ki o kadarda pahalı değildir- başka şeydir, onu para kazanmak için kullanmak başka şey. Bunun bir yolu, elbette, onu başka birine satmaktır. Biraz sermaye bulmak için başlarda Edison'un yaptığı da buydu: Çift yönlü telgrafını Western Union'a 10 bin dolara satmış­ tı. Ancak patent satmak yalnızca Edison gibi pratiğe geçirebileceğinden daha hızlı fikir üretenler için iyi bir fikirdir (Birleşik Devletler'de 1093, dünya genelinde 1500 patentle bir dünya rekorunun sahibiydi). Bir patentten para kazanmanın asıl yolu kendi işinizi kurmaktan geçiyordu. Ancak bir iş kurmak için sermayeye ve bu sermayeyi size borç verecek bankalara ihtiyacınız vardır.
Bankalar ve Siyasetçiler
Aslına bakılırsa 18. yüzyıl sonunda, Birleşik Devletler Anayasası'nın yürürlüğe girmesinin hemen ardından, bir süre sonra Meksika'ya hakim olacak bankacılık sisteminin bir benzeri ortaya çıkmaya başlamıştı. Siyasetçiler, kar payı karşılığında arkadaşlarına ve ortaklarına verebilecekleri devlet bankası tekelleri kurmaya çalışmışlardı. Ayrıca bankalar hiç vakit kaybetmeden işleyişlerini düzenleyen siyasetçilere borç para verme işine de girmişlerdi; tıpkı Meksika'da olduğu gibi. Ancak Birleşik Devletler'de bu durumun sürdürü­lebilmesi imkansızdı; çünkü bu banka tekellerini kurmaya çalı­şan siyasetçiler, Meksika'daki emsallerinin aksine seçime ve yeniden seçime tabiydiler. Banka tekelleri kurmak ve siyasetçilere kredi dağıtmak siyasetçiler için karlı bir iştir; tabii bedelini ödemedikleri sürece. Oysa bu durum yurttaşlar için hiç de iyi değildir. Meksika'nın aksine, Birleşik Devletler'de yurttaşlar siyaset­çileri kontrol altında tutabilir ve makamlarını kendilerini zengin etmek ya da ahbaplarına tekeller kurmak için kullananları gö­revden alabilirler. İşte bu nedenle banka tekelleri çöktü. Birleşik Devletler'de siyasal hakların geniş dağılımı, özellikle Meksika'yla kıyaslandığında, finans ve krediye erişimde eşitliği güvence altı­na aldı. Bu da fikirleri ve icatları olanların bunlardan istifade etmelerini sağlandı.
Siyaset, demokrasi ve Ekonomi döngüsü
Her toplum, devlet ve yurttaşların ortaklaşa belirleyip uyguladığı bir dizi ekonomik ve siyasal kuralla işleyişini sürdürür. Ekonomik kurumlar eğitim görmek, tasarruf edip yatırım yapmak, yeni teknolojiler geliştirmek ve hayata geçirmek vb. için gerekli ekonomik teşvikleri düzenler. İnsanların yaşamlarını hangi ekonomik kurumlarla sürdüreceğini belirleyen siyasal süreçtir. Bu sürecin nasıl işleyeceğini belirleyen ise siyasal kurumlardır. Örneğin, yurttaşların siyasetçileri kontrol edebilmelerini ve davranışlarına etkide bulunabilmelerini belirleyen, bir ülkenin siyasal kurumlarıdır. Bu da karşılığında siyasetçilerin -mükemmel olmasalar bile- yurttaşların temsilcisi mi olduklarını yoksa servet edinmek ve yurttaşların çıkarlarına aykırı düşen kendi çıkarlarının peşinden koşmak için, onlara emanet edilen -ya da gasp ettikleri- gücü istismar mı ettiklerini anlaşılır kılar. Siyasal kurumların kapsamına -bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla- yazılı anayasa ve ülkenin bir demokrasi olup olmaması da dahildir. Toplumu düzene sokup idare etmek için devletin gücüne ve kapasitesine sahiptirler.
Osmanlı'nın kurumsal mirası; Orta Doğu'nun fakirliği.
Coğrafya benzer sebeplerden ötürü Ortadoğunun yoksulluğunu açıklamaktan da uzaktır. Neticede Neolitik Devim'de dünyaya öncülük eden Ortadoğu'ydu ve ilk şehirler günümüzdeki lrak'ta ortaya çıkmıştı. Demir ilk kez Türkiye'de izabe edildi ve Ortadoğu Ortaçağ'a dek teknolojik bakımdan dinamik bir bölgeydi. 5. bölümde göreceğimiz gibi, Neolitik Devrim'in dünyanın bu bölgesinde ortaya çıkmasını sağlayan Ortadoğu'nun coğrafyası değildi; ayrıca Ortadoğu'yu fakirleştiren de coğrafyası değildi. Bunun nedeni Osmanlı lmparatorluğu'nun genişleyip güçlenmesiydi ve bugün Ortadoğu'nun fakir kalmasının nedeni de bu imparatorluğun kurumsal mirasıdır.
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.