❝Ortadoğu çoğunlukla Müslüman ülkelerden oluşur ve daha önce belirttiğimiz gibi, bunlar arasında petrolü olmayanlar çok fakirdir. Petrol üreticileri zengindir fakat bu beklenmedik zenginlik Suudi Arabistan ve Kuveyt’te çok yönlü modern ekonomilerin oluşmasına yol açmamıştır. Peki, bu gerçekler din faktörünün önem taşıdığını göstermez mi? Makul görünmesine karşın bu argüman da doğru değildir.❞
Modern anarşizmin kurucularından radikal filozof Peter Kropotkin, Rusya’da 1825’ten 1855’e dek hüküm süren Çar I. Nicholas devrinde serfliğin nasıl işlediğine dair canlı bir tasvir sunmuştu. Kropotkin’in çocukluğundan anımsadıkları şunlardı: "Ailelerinden ve köylerinden koparılan; satılan, kumarda kaybedilen yahut bir iki av köpeğiyle takas edilen ve Rusya’nın uzak kesimlerine nakledilen kadınların ve erkeklerin hikayeleri [...] ebeveynlerinden alınıp zalim ve ahlaksız efendilerine satılan çocukların; işitilmedik bir gaddarlıkla her gün ahırlarda kırbaçlanmanın; tek kurtuluşu kendini boğmakta gören bir kızın; saçları efendisine hizmet ederken ağaran ve sonunda kendini onun penceresinin altına asan yaşlı bir adamın; ve I. Nicholas’ın generallerinin sıradan çekip çıkardıkları onuncu ya da on beşinci adamı ölesiye kırbaçlayıp köylerin harap ederek bastırdıkları serf isyanlarının hikayeleri [...] Bazı köylere, özellikle de imparatorluk ailelerine ait olanlara yaptığım seyahatlerde gördüğüm yoksulluğa gelince; buna şahit olmamış okurlara yaşanılan sefaletin sözle tarifi mümkün değildir."
Reklam
Ekonomik büyüme yalnızca daha fazla ve daha iyi makinelere, daha fazla ve daha iyi eğitime dayalı bir süreç değildir, aynı zamanda geniş çaplı bir yaratıcı yıkımın eşlik ettiği dönüştürücü ve istikrarsızlaştırıcı bir süreçtir de. Bu nedenle ekonomik büyüme, ancak ekonomik ayrıcalıklarını yitireceklerini sezen ekonomik kaybedenler ve siyasal güçlerinin azalacağından endişe eden siyasal kaybedenler tarafından engellenmezse yol alabilir.
Sayfa 245Kitabı okudu
"Matbaaya karşı bu direniş okuryazarlık, eğitim ve ekonomik başarı açısından bariz sonuçlar doğurdu. 1800'de İngiltere 'deki yetişkin erkeklerin yüzde 60'ı ve kadınların yüzde 40'ıyla kıyaslandığında Osmanlı İmparatorluğu vatandaşlarının yalnızca yüzde 2 ila 3 'ü okuma yazma biliyordu. Hollanda ve Almanya' da okuma yazma oranı çok daha yüksekti. Osmanlı toprakları bu dönemde, yetişkinlerin yalnızca yüzde 20'sinin okuma yazma bildiği Portekiz gibi Avrupa 'nın eğitim düzeyi en düşük ülkelerinin de çok gerisinde kalmıştı. "
Sayfa 200Kitabı okudu
"Ne iş vardı, ne umut, ne de konuşmak; varsa yoksa altın çıkarmak, işlemek, taşımak."
Sayfa 28 - Doğan Kitap, 15. Baskı
Reklam
İngilizler sömürgecilik döneminde Sierra Leone'yi idare etmek için Afrika'daki pek çok sömürgelerinde yaptıkları gibi bir dolaylı idare sistemi kullandılar. Bu sistemin temelinde vergi toplayan, adalet dağıtan ve düzen sağlayan paramount chiefler bulunuyordu..
Sorunların temel sebebiyle, yani sömürücü kurumlarla ve bu kurumları koruyan politikacılarla yüzleşmeden girişilecek refah mühendisliğinin meyve vermesi mümkün değildir.
Sayfa 416 - Doğan Yayınları, 85. BaskıKitabı okudu
Bu tür kısır döngülerde şiddet olayları merkezi devlet kurumlarının olmayışıyla birleşerek toplumun işlevsel organlarını idare eden siyasetçilerle simbiyotik bir ilişkiye girer. Böyle bir simbiyotik ilişkinin doğmasının nedeni, ulusal hükümet milis kuvvetlerinin kendi yöntemlerini uygulamaları için başıboş bıraktığında ulusal siyasetçilerin ülkenin periferisindeki kanunsuzluğu istismar etme imkanı bulmasıdır..
Medeniyet dediğin tek dişi kalmış Canavar!!!
muskat ve küçük hindistancevizi kabuğu tedarikini üstlenmek için devralabilecekleri bir haraç sistemi yoktu. Hollandalılar ilk başlarda İngiliz, Portekiz, Hint ve Çinli tüccarlarla rekabe te girmek zorunda kalıyordu. Yüksek fiyat vermezlerse baharat ları rakiplerine kaptırıyorlardı. Küçük hindistancevizi kabuğu ve muskat üzerinde tekel kurma planları bozulunca Batavia'nın Hollandalı valisi Jan Pieterszoon Coen alternatif bir plan sun- du. Coen 1618'de Java Adası'ndaki Batavia'yı Hollanda Doğu Hindistan Şirketi'nin yeni başkenti olarak kurdu. 1621'de bir fi loyla Banda'ya gitti ve adanın on beş bin kişilik nüfusunun ne- redeyse tamamını katletmeye kalkıştı. Bütün liderler de halk- la birlikte infaz edildi. Sadece küçük hindistancevizi kabuğu ve muskat üretimi için gerekli bilgi birikimine sahip birkaç kişi bi- rakıldı. Bu katliamın ardından Coen planı için gerekli siyasi ve ekonomik yapıyı kurmaya başladı: Plantasyon toplumu. Adalar altmış sekiz parsele bölündü ve çoğu Hollanda Doğu Hindistan Şirketi'nin eski ve mevcut çalışanlarından altmış sekiz Hollan- dalıya dağıtıldı. Yeni plantasyon sahipleri hayatta kalan az sa- yıdaki Bandalıdan baharatların nasıl üretildiğini öğrendiler. Bo- şalan adaları iskân etmek ve sabit bir fiyatla tekrar şirkete sata- cakları baharatı üretmek için Doğu Hindistan Şirketi'nden köle satın alma hakkına sahip oldular.
Sayfa 244Kitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.