“Toplumsal iyileşme arayanlar, siyasi yapıdaki şiddet suçlarından kurtulmak kadar iş çevrelerindeki kurnazlıklardan kurtulmayı da amaç edinmelidirler.”
İzah ettiğimiz kurumsal dinamikler nihai olarak hangi ülkelerin 18. yüzyılın sunduğu önemli fırsatlardan yararlandığını ve hangilerinin bunu başaramadığını belirledi. Bugün gözlemlediğimiz dünya eşitsizliğinin kaynağı bu ayrışmada bulunabilir. Birkaç istisna dışında günümüzün zengin ülkeleri 19. yüzyılda başlayan sanayileşme sürecini ve teknolojik değişimi benimseyenlerdir; fakir olanlarda benimsemeyenler.
Zengin ülkelerde tüm toplumu gözeten demokratik kurumlar bulunurken, fakir ülkelerde seçkin bir sınıfın gücüne güç katan otoriter ve sömürücü kurumlar vardır.
Ortadoğu’yu fakirleştiren de coğrafyası değildi. Bunun nedeni Osmanlı İmparatorluğu’nun genişleyip güçlenmesiydi ve bugün Ortadoğu’nun fakir kalmasının nedeni de bu imparatorluğun kurumsal mirasıdır.
Sömürücü ve otoriter rejimler halkın daha fakir olmasına sebep olur, Yönetenler kendilerini zengin ederler geriye kalan kalk sefalet içinde yaşar.
Bireysel özgürlüklerin olduğu toplum her zaman daha iyi gelişir.
Ulusların DüşüşüJames A. Robinson · Doğan Kitap Yayınları · 20132,692 okunma