Alıntı yaptığım inceleme romanın bir özeti niteliğinde. Bense kendi düşüncelerimi paylaşmak için bu incelemeyi yazıyorum.
Romanın ana karakteri Meursault'un ölen annesine ve işlediği cinayete dahi bu kadar kayıtsız kalmasına bir hayli şaşırdım. Bu iki örnek romanın en çarpıcı örnekleri diye söylüyorum. Yoksa kız arkadaşı Marie'ye, çevresindeki arkadaşlarına olsun inanılmaz kayıtsız ve umursamayan bir kişilik. Kişiliğinden kendimde izler de buluyorum, bu nedenle Meursault'u bir nebze de olsa kendime yakın bulduğum bir karakter olarak tanımlayabilirim. "insanın hayatını hiç değiştirmediğini, her hayatın az çok aynı olduğunu", "Ama herkesin bildiği gibi, hayat yaşamaya değmez. Ha otuzunda ölmüşsün ha yetmiş; ha bugün ölmüşsün ha yirmi yıl sonra, neticede ölen yine ben olacaktım. Nihayetinde madem ölüyoruz, nasıl ve ne zaman olduğunun ne önemi var, orası aşikar.", "Şunu yapmıştım, bunu yapmamıştım. Bir şeyi yapmamıştım, başka bir şeyi yapmıştım. Ne fark ederdi?". Hayatta Meursault kadar kayıtsız, umarsız, isteksiz ve bayağı bir kişilik olmamam, olmamak dileğiyle.
Romanın dili de oldukça akıcı, su gibi akıyor. Bir günde bitirebileceğiniz kolay ve anlaşılır bir eser. İlk kez Camus okuyorum ve dilini gerçekten sevdim.
Keyifli okumalar dilerim.