Kitabın iyiliği okunmasındadır... Onu okuyan gözler olmazsa, bir kitap kavramlar üretmeyen imler taşır; bu nedenle de dilsizdir. Bu kitaplık belki de içinde barındırdığı kitapları korumak için doğdu, ama şimdi onları gömmek için yaşıyor.
Gençler artık hiçbir şey öğrenmek istemiyorlar, bilim geriliyor, tüm dünya tepetaklak olmuş, körler körleri yönetiyor ve onları uçuruma sürüklüyorlar, kuşlar daha uçmayı öğrenmeden yuvadan ayrılıyor, eşekler çalıyor öküzler oynuyor.
"eskilerin bilgisine sahip değiliz biz; devlerin çağı geçti."
"Bizler cüceleriz," diye onayladı William, "ama bu devlerin omuzlarına çıkmış cüceler. Küçüğüz, ama kimi zaman ufukta onlardan daha uzağı görebiliyoruz."
Çok geçmeden, gerçekten dindar yüreklerin mutluluk içinde yüzecekleri bu dümdüz ve uçsuz bucaksız çöle gireceğim. Tanrısal karanlığın, dilsiz bir suskunluğun ve anlatılmaz bir birliğin içine dalacağım; bu dalışta tüm eşitlikler ve eşitsizlikler yitecek; bu uçurumda ruhum kendini yitirecek; ne eşit olanı bilecek ne de eşit olmayanı ne de başka bir şey: Tüm farklılıklar unutulacak; yalın temelin içinde olacağım, hiçbir değişkenliğin görülmediği suskun çölde; hiç kimsenin kendini tam yerinde hissetmeyeceği gizlilik içinde. Ne işin ne de düşün bulunmadigi, suskun, içinde kimsenin oturmadığı suskun tanrısallığın içine dalacağım.
Belki de insanları sevenlerin görevi, onları gerçeklere güldürmektir; gerçeği güldürmektir; çünkü biricik gerçek, gerçeği duyulan çılgınca tutkudan kendimizi kurtarmayı öğrenmektir.
“Ne yani, böylesi korkunç bir dünyanın bir de cehennemi mi var?”
Umberto Eco (Ortaçağı Düşlemek)
*Umberto Eco (1932-2016), İtalyan bilim insanı, yazar, edebiyatçı, eleştirmen ve düşünür. Dünya kamuoyunun gündemine Gülün Adı ve Foucault Sarkacı gibi romanlarıyla giren İtalyan yazar, aynı zamanda Orta Çağ estetiği ve göstergebilim dalının ustalarındandır.