Onlar gibi olmadan onların arasında
ne kadar farklı olduğunun farkından
görünmez oldun
arkana saklanmaktan
"Kimse nerede olduğumuzu bilmediği zaman
özgür olacaktık hani" deme
unut artık o şarkıları
-Ümit Bayazoğlu, Yak Onları
Aydın Boysan hayattayken en saygı duyduğum kişilerden biriydi. Bu minvalde samimi bir söyleşisi ki Aydın bey nükteci bir karakterde olduğu için genelde söyleşilerinde işi komediye vurur, bu nehir söyleşi ise hem çok keyifli hem de size eski bir İstanbul gezisi yaptıyor ki ben kendisini yaşadığı dönem, tanıdığı kişiler, dostları ve sevmediğim İstanbul'un aslında nasıl keyifli bir şehir olduğunu göstermesi ile ziyadesiyle kendisini kıskandığım anılarını payaştığı çok keyifli bir kitaptır. Sanırım bir çırpında bitirdiğim bir kaç kitaptan biridir.
Hayat Tatlı ZehirÜmit Bayazoğlu · İş Bankası Kültür Yayınları · 201425 okunma
Çok severek okuduğum bir kitapti. Çok akıcı bir anlatımı vardı yazarın. Köleliğin zannedildiği gibi çok da uzak bir geçmiste sona ermediği gerçeğiyle yüzleşmek aci olsa da, köle sahibi olmanın
bir statü sembolü olarak görüldüğünü bilmek hele oldukça acı ve şaşırtıcı olsa da geçmişte yaşananları okumak, bilmek güzel .
Hayat sana ihanet etti
aşkla ilgili hiçbir şey sorma artık okuma
unut kendini seni beni onları
-biz- neyiz ki
iki kapı arasında
Ümit Bayazoğlu/ YAK ONLARI
Sayfa 26 - Kafkaokur Fikir, Sanat ve Edebiyat dergisiKitabı okudu
Çoğunluğun magazini bol, dedikodusu çok, ismi büyük harflerle yazılan insanların hikâyeleri peşinde koştuğu bir çağda gözünü çeperde kalmış, öyküsü bazen sakıncalı olduğundan bazen de ıskalandığından anlatılmamış yaşamlara çevirmiş bir isim Ümit Bayazoğlu. Arap Kızı Camdan Bakıyor’da, inşa edilmiş, gerçeğin bile isteye gizlendiği hikâyelerle büyüyenlerin yüzleşmekte zorlandığı bir meseleyi alıyor odağına; siyahilerin bu topraklardaki geçmişini getiriyor okurunun önüne. Böylece eşitliğin, demokrasinin, insanca yaşamın tesisi adına gerekli olan hesaplaşma için bir fırsat sunuyor. Nijerya’dan, Çad’dan, Etiyopya’dan kaçırılarak Osmanlı’ya getirilen kölelerin hikâyesiyle başlıyor anlatmaya. Kölelik karşıtı bir söylemin kurulduğu ilk zamanlarda bile görmezden gelinenlerden bahsediyor. Arap Kızı Camdan Bakıyor, ganimet kültürünü bütün açıklığıyla gösteren, etkileyici bir çalışmanın ürünü, ezber bozacak derecede kuvvetli bir eser.
Hüseyin Rahmi, her kış Heybeliada' daki köşküne kapanır, kitapların arasında, düşünceleri ve yazılarıyla vakit geçirir, durmadan çalışırdı. Ancak yaza doğru, martılar kızışmaya, havalar düzelmeye başlayınca dışarı çıkmaya baş-
lardı. Her sabah erkenden kalkar, İsveç usulü jimnastik yaptıktan sonra banyoya girerdi. El ve ayak temizliğine marazi derece düşkündü. Kimsenin elini sıkmaz, el öptürmez, daima eldivenle gezerdi. Peugeot marka bisikletiyle
gezmeyi çok severdi. Öğleden önce bahçeyle meşgul olur, Hulusi Bey'le -sonradan ikisinin de gömüleceği mezarlığın önünden de geçen- "küçük tur"u yaptıktan sonra, geç saatlere kadar çalışmak üzere odasına kapanırdı.
"Kadın bir problemdir, ince bir mesele, bir dava. Kadın ile erkek birbirleriyle sevgi ve fedakarlık gösterileri içinde devamlı bir savaş, gizli bir mücadele halindedirler. Bu savaşın strateji ve taktik özellikleri, ruh kanunları yönünden, en büyük savaşlardan daha girift, dolambaçlı ve
çetin. Şahsiyetini bir manto gibi kadınına giydiremeyen erkekler daima mağlup. Bu bakımdan erkekte kadına hakimiyet, fizik ve fizyolojik kudretinin çok üstünde bir şey,
bir kafa ve ruh unsurudur. Kadını, kafanızla ve ruhunuzla kafasından yakalayacaksınız. Fizik ve fizyolojik kuvvetiniz de bu kudrete refakat edecek."
"Memleketin derdini görmüş, ona teşhis koymuş,
ilacını dahi bulmuş biriyken müstahak olduğum
muameleyi içime sindiremiyorum. Tepe üstü çakılmış bir adam gibi sersem ve hastayım. .. "
Ahmet Rıfkı, nam-ı diğer "Hain" Rıfkı; Atatürk' ün
karikatürünü yapmış ilk ve son çizer. Eğer ele geçseydi, Ali Kemal gibi sokak ortasında paralanacaktı. ••