Onlar gibi olmadan onların arasında
ne kadar farklı olduğunun farkından
görünmez oldun
arkana saklanmaktan
"Kimse nerede olduğumuzu bilmediği zaman
özgür olacaktık hani" deme
unut artık o şarkıları
-Ümit Bayazoğlu, Yak Onları
Hayat sana ihanet etti
aşkla ilgili hiçbir şey sorma artık okuma
unut kendini seni beni onları
-biz- neyiz ki
iki kapı arasında
Ümit Bayazoğlu/ YAK ONLARI
Sayfa 26 - Kafkaokur Fikir, Sanat ve Edebiyat dergisiKitabı okudu
Hüseyin Rahmi, her kış Heybeliada' daki köşküne kapanır, kitapların arasında, düşünceleri ve yazılarıyla vakit geçirir, durmadan çalışırdı. Ancak yaza doğru, martılar kızışmaya, havalar düzelmeye başlayınca dışarı çıkmaya baş-
lardı. Her sabah erkenden kalkar, İsveç usulü jimnastik yaptıktan sonra banyoya girerdi. El ve ayak temizliğine marazi derece düşkündü. Kimsenin elini sıkmaz, el öptürmez, daima eldivenle gezerdi. Peugeot marka bisikletiyle
gezmeyi çok severdi. Öğleden önce bahçeyle meşgul olur, Hulusi Bey'le -sonradan ikisinin de gömüleceği mezarlığın önünden de geçen- "küçük tur"u yaptıktan sonra, geç saatlere kadar çalışmak üzere odasına kapanırdı.
"Kadın bir problemdir, ince bir mesele, bir dava. Kadın ile erkek birbirleriyle sevgi ve fedakarlık gösterileri içinde devamlı bir savaş, gizli bir mücadele halindedirler. Bu savaşın strateji ve taktik özellikleri, ruh kanunları yönünden, en büyük savaşlardan daha girift, dolambaçlı ve
çetin. Şahsiyetini bir manto gibi kadınına giydiremeyen erkekler daima mağlup. Bu bakımdan erkekte kadına hakimiyet, fizik ve fizyolojik kudretinin çok üstünde bir şey,
bir kafa ve ruh unsurudur. Kadını, kafanızla ve ruhunuzla kafasından yakalayacaksınız. Fizik ve fizyolojik kuvvetiniz de bu kudrete refakat edecek."
"Memleketin derdini görmüş, ona teşhis koymuş,
ilacını dahi bulmuş biriyken müstahak olduğum
muameleyi içime sindiremiyorum. Tepe üstü çakılmış bir adam gibi sersem ve hastayım. .. "
Ahmet Rıfkı, nam-ı diğer "Hain" Rıfkı; Atatürk' ün
karikatürünü yapmış ilk ve son çizer. Eğer ele geçseydi, Ali Kemal gibi sokak ortasında paralanacaktı. ••
İstanbul'un fethine dair belgelerin çoğu fetihten yıllar, hatta asırlar sonra yazılmıştır. Ancak bunlardan "Chronicon Minus" adlı belge, Yorgo Frantzis adlı Bizanslı bir diplomat tarafından bizzat İstanbul'da fetih harekâtı sürerken kaleme alındı. Bu eşsiz belge, fetihten tam 556 yıl sonra 2009'da Levent Kayapınar
NECİP FAZIL VE BÂBIÂLİ'NİN BOHEM KARAGÂHLARINDA KADIN KOKUSU
ÜMİT BAYAZOĞLU
Necip Fazıl, Bâbıâli adlı anılar kitabında, ilk aşkını henüz 12 yaşındayken yaşadığını söyler. Heybeliada'da, bir kaya üstünde Pol ve Virjini'yi okurken vurulduğu kızdan sonra çok uzun zaman 'aşksız' kalır. Belki de bu hınçla kadına fethedilecek