Ellerini duvarların, yıllanmış eşyaların üstünde gezdirdi son kez,
Yaşam onun için bir sanış,
Ümit etmekti yaşamaktan.
Gözlerini bakakaldığı kadar izledi onların,
Onlar ki çoluk çocuk, torun tombalak.
Belki de son kez ısındı yüreği,
Göç ediyor diye soğuyan dünyadan.
Birkaç fotoğrafı kaldı kala kala,
Bir de mide sancısı sabaha karşı.
Gittikçe daha bir saydamlaştı güneşi,
Tortusunda ayrılık kaldı, kalmadı acı.
Acı çekmek için yaşadı son on yılı,
Çabaladı öğretmek için insan kalmayı.
Dar günde yoksulluğun kıymetini,
Bollukta merhametinden ödün vermedi.
Aştı, yeri göğü bir sabah,
Saldı merhabayı kalacaklara,
Ruhunu çelmeden daha,
Söyledi ecel türküsünü.