176 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Sığınmacı & Mülteci & Göçmen
Bu eser ile tamamen birbirine karışmış olan Sığınmacı & Mülteci & Göçmen kavramlarını bir kez daha anlama fırsatı buldum. Türkiye’de 13 milyonu aşan çeşitli etnik köken ve ulusa ait insan toplulukları hangi gruba dahil edilmeli? Ülkemizde yer alan 5,3 milyon Suriyeli esasen sığınmacı ve ülke nüfusuna oranı %6,37. Sayfa 96-97’den detaylı bir şekilde inceleyeceğimiz üzere 28 Avrupa Birliği ülkesinde bu oran ortalama %0,5’in altında tutulmuştur ve toplamda 1 milyon Suriyeli sığınmacı kabul edilmiştir. 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Belgesinde geçtiği üzere sığınmacılar için kalıcılık esas alınmamış ve geri döneceklerine işaret edilmiştir. Peki neden Türkiye'deki sığınmacılar demografik değişimin yanı sıra politik, ekonomik, kültürel ve stratejik sonuçları olmasına rağmen ikamet etmeye devam ediyorlar? Bu soruyu Ümit Özdağ kitap içinde çeşitli bakış açıları ile ele almış, benim en çok dikkat çekmek istediğim mevcut iktidarın milli-üniter-laik devlet yapısından federal-ümmet-hilafet yapılanmasına geçmek istemesidir. Özellikle Türk vatandaşlığı verilen kişiler (400 bin dolar mülk satışı karşılığında) için Sayfa 90’da yer alan şu vurguyu her birimiz tekrar düşünmeliyiz; bu kişiler gururla evlerine Türk bayrağı asacaklar mıdır? Kendilerini Türk tarihinin bir parçası hissedecekler midir? Çocukları askerde şehit olursa ‘’Vatan sağ olsun!’’ diyecekler midir? Özetle entegrasyon bir hayaldir. Ve sonucu Türkiye için bir etnik cehennem olacaktır.
Demografik İşgal
Demografik İşgalÜmit Özdağ · Destek Yayınları · 2023149 okunma
303 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
İnsansı birtakım sinirler hırpalanabilir’
Nietzsche 'ye göre Hristiyan ahlakının dünya görüşü temelden hatalıdır. Burada bahsi geçen ahlak, insan davranışını tek bir standarda uydurmaya çalıştığı için, inanmışlar üzerinde psikolojik tahribat yaratmaktadır. Nietzsche, öteki hayatın var olmadığını söylemekle kalmaz Tanrı'ya ümit bağlamanın yersizliğinden ve komedisinden de bahseder. Bu sebepten Tan Kızıllığı felsefesi, dine yapılmış bir başkaldırı olarak kabul edilebilir. Nietzsche'nin felsefik görüşleri hassas bünyeme ağır gelmekle beraber bir insanın kendini ara sıra "farklı olanda" dinlendirebilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca felsefik dimağlara yepyeni boyutlar açıp çokça da düşündürtmesi bakımından okurken aşırı keyif aldım ve şaşırdım.
Tan Kızıllığı
Tan KızıllığıFriedrich Nietzsche · İmge Kitabevi · 1997867 okunma
Reklam
120 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 8 days
Ümit Özdağ kitapta şu anki siyasi iktidarın ülkede sebep olduğu Devlet krizi, milli birlik krizi, ekonomik kriz ve başını Suriyelilerin çektiği göçmen krizini ayrıntılarıyla ve belgeleriyle anlatıyor. Özellikle 15 Temmuz olayı bahanesi ve 2016 referandumu sonrasında, hiç bir Anayasal hak ve özgürlük tanımadan, yüce meclisi işlevsizleştirerek ülke yönetimini nasıl kendi amaçları uğruna değiştirdiklerini ve bunları yaparken liyakatsiz atamalar nedeniyle ülkede oluşan yönetim krizi ve bunun tetiklediği diğer krizleri okuyacaksınız. Özellikle mülteci krizi ile ilgili okuduklarınız ülkenin geleceği adına endişelerinizi kat kat arttıracak. Ve maalesef kitapta anlatılanlar sadece 2019 yılına kadar olan süreç. Peki tüm bu yaşananlarda sadece "Harun olmaya gelip Karun olanlar" mı suçlu? Kendisine dokunulmadığı sürece her türlü zulme, yolsuzluğa, adam kayırmacılığa, ihanete sessiz kalan -her kesimiyle- toplum ? İyi okumalar.
Kaçınılmaz Çöküş
Kaçınılmaz ÇöküşÜmit Özdağ · Destek Yayınları · 2019163 okunma
528 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
• İstihbarat; toplumumuzda yanlış anlaşılan, yanlış bilinen, korkulan, önyargıyla yaklaşılan bir faaliyet olarak görülmekte. Halbuki, istihbarat ve istihbaratın tamamlayıcı argümanları psikolojik savaş ve propaganda ülkemizde yaşayan her ferdin günlük hayatının kaçınılmaz parçasıdır. İstihbarat ve İstihbaratçı kelimelerine karşı duyulan
İstihbarat Teorisi
İstihbarat TeorisiÜmit Özdağ · Kripto Yayınları · 2008202 okunma
112 syf.
·
Not rated
·
Read in 6 days
Geç olmadan.*
Yıllardır sokağa her çıktığında, her yabancı tabela gördüğünde, senin bir çocuğun veya kardeşin varken en az beş altı çocuğu olan yabancı aileleri gördüğünde, eğitimin kalitesini etkilediğini fark ettiğinde, Türk çocukları acımasızca öldürüldüğünde, kadınlarımız, kız kardeşlerimiz bırakın tacizi tecavüzü en ufak bir rahatsız edici bakış altında kaldığında!, kiraların artma nedenini anladığında, işini kaybetmeye başladığını sezdiğinde.... neler hissediyor neler düşünüyorsan bunların tehlikesini 2 ile çarp kardeşim. Üzgünüm! Sığınmacı politikası yüzünden dalga geçilen, belki de hâlâ anlaşılamayan "profesör" ve bütün öngörüleri bir bir gerçekleşen bir isim Ümit Özdağ. Onu gerçekten şu popülizmin at gözlüğünden sıyrılıp anlamaya başladığın zaman diğer öngörüleri de gerçekleşmesin diye endişeye kapılacaksın. BOP işliyor ve en büyük taşları yerine çoktan oturdu, sen tiktok videoları izlerken oldu bunlar belki de! Sahada araştırmalar yapmış, onlarca kitap yazmış, siyasi olarak da mücadelesini ortaya koymuş insanları küçümsemeden önce ben hangi taşın altına elimi koydum diye düşün. Başta bahsettiğim rahatsızlığı ve farkındalığı duyuyorsan zaten bu senin Türk hafızan! Sana geçmişin, tarihin ve Türk hafızan burada yanlış olan şeyi söylüyor. Hocanın kitapta bahsettiği gibi bu sesi duyma, Türk hafızan, Türk refleksin kör olsun diye elinden geleni yapıyorlar ama sen uyanık olursan, geç kalmazsan, tepki koyarsan değişecek bir şeyler. Hoca haklıymış geç kaldık... dememek için okumaya, sorgulamaya davet ediyorum bu kitapla seni.
Stratejik Göç Mühendisliği
Stratejik Göç MühendisliğiÜmit Özdağ · Kripto Yayınları · 2020191 okunma
112 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Evet tavsiye ederim. Yazarın kim olduğuna veya siyasi görüşüne takılmaksızın bu kitabı okumanızı öneririm. Sığınmacıların ne amaçla getirildiklerini, şu an nelere mal olduklarını ve neye mal olacaklarını verilere dayalı bir şekilde anlatılmaktadır yazar tarafından. Özellikle de sığınmacılar yüzünden ekonomimizin nasıl bozulduğunu daha iyi anlayacaksınız. Türkiye'nin en büyük sorunu sığınmacılardır ve ülkemizden barış içinde göndermemiz gerekecektir.
Stratejik Göç Mühendisliği
Stratejik Göç MühendisliğiÜmit Özdağ · Kripto Yayınları · 2020191 okunma
Reklam
120 syf.
8/10 puan verdi
AKP Rejimi’nin Türkiye’ye tahribatlarını anlatan bu kitabı okumanızı tavsiye ederim. Ümit Özdağ "Devlet Krizi, Milli Birlik Krizi, Ekonomik Çöküş ve Sığınmacı Sorunu” olmak üzere dört ana başlıkta incelemiş konuları. Özdağ bu çalışmasında Türkiye’nin karşı karşıya olduğu krizi tahlil etmekle kalmayıp bu krizi aşmak için ortaya konması gereken duruş ve iradeyi de açıklamış. Cemaatlerin ne denli tehlike arzettiğinden, demografinin elden gittiğinden, Türk devlet geleneğinin nasıl yok edildiğinden, devlet krizinin nasıl aşılması gerektiğinden bahsetmiş. Kitabın çoğunluğunu kapsayan mülteci sorununu bütün çıplaklığıyla, gün yüzüne sermiş. Çoğumunuz bildiği yaşadığı gerçekleri çok güzel toparlamış. Yüreğine, kalemine sağlık Ümit Hocam. İncelememi kitapta okuduğumda beni çok üzen Merve Öğretmenin hikayesinden bahsetmeden bitirmek istemiyorum. Kendisi atanamamış bir öğretmen ve özel sektörde dahi iş bulamıyor çareyi gerçekleştiremediği hayallerini de yanına alarak aramızdan ayrılmakta buluyor. Sosyal Medya hesabında kendisini öğretmen olarak gösteren bir montaj görsel paylaşmış. Bir de papatyalar arasında oturmuş gülerken bir fotoğrafı var. Yazık, çok yazık..
Kaçınılmaz Çöküş
Kaçınılmaz ÇöküşÜmit Özdağ · Destek Yayınları · 2019163 okunma
124 syf.
4/10 puan verdi
Türkiye'de Düşük Yoğunluklu Çatışma ve PKK
Türkiye'de Düşük Yoğunluklu Çatışma ve PKK
Ümit Özdağ
Ümit Özdağ
Bu çalışmanın amacı, yirminci yüzyılın en uzun süreli konvansiyonel olmayan silahlı çatışmalardan birinin analizini ve değerlendirmesini siyasî-askerî bir perspektiften yapmaktır. Bu çalışma gösteriyor ki, güvenlik güçlerinin uygun bir strateji benimsemesi ve bölge halkına sözünü geçirmeyi başarması halinde, dış güçlerce desteklenen bölücü bir örgütü kontrol altına almak ve hatta yenmek mümkündür. Ne var ki, konvansiyonel olmayan bir savaşta, nihaî zafer kazanmak için diğer devletleri ya da dış grupları terörist örgüte verdikleri desteği kesmeye zorlamanın zaruri olduğunun vurgulanması gereklidir. Türkiye vakasında, güvenlik güçlerinin zaferi, maliyeti çok yüksek askeri çabalarla ve önemli maliyetleri olan siyasî, sosyolojik ve ekonomik sonuçlar pahasına mümkün olmuştur. Dahası, askeri zaferin, siyasî meselelerden ortaya çıkan sorunlara kalıcı çözümler getirmediği de aşikardır. Bu çalışma ayrıca "Bir gerilla savaşının sadece ve sadece köylü sınıfına karşı teknolojinin savaşı olmadığını, daha ziyade. bir dayanma gücü ve milli irade yarışı olduğunu, kesin kararlılık gösterenin geri adım atmayan taraf olacağını" da gösterecektir. Türkiye örneğinin önemi, terörist eylemcilerin düşük yoğunluklu bir çatışmada geniş ölçekte yenilmesine önemli bir örnek teşkil ediyor olmasından kaynaklanmaktadır. DYÇ, Soğuk Savaş sonrası dönemde en yaygın çatışma biçimi hâlini almıştır. Şüphesiz ki gelecek on yıllarda da dünya siyasetinin gündeminde olacaktır.
Türkiye'de Düşük Yoğunluklu Çatışma ve PKK
Türkiye'de Düşük Yoğunluklu Çatışma ve PKKÜmit Özdağ · 3ok Yayınları · 200514 okunma
304 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 11 days
Son yıllara şanlı ordumuza yönelik yapılan psikolojik harekâtlar ve (ergenekon balyoz casusluk gibi) tüm yıpratıcı faaliyetler ortaya konulmuş. Almanya ve abd gibi ülkelerde eğitim görmüş; Ordu siyaset ilişkisi konusundaki bilgisi yüksek seviyede olan Ümit Özdağ'ın  (15 temmuz darbe girişimi sonrası genişletilmiş baskısıyla) yakın tarihimiz ile ilgili genellikle akademik bakış açısı ile yazılmış okunması gereken bir eser.
Kendi Ülkesinde Kuşatılan ve Bölünen Ordu - Türk Silahlı Kuvvetleri
Kendi Ülkesinde Kuşatılan ve Bölünen Ordu - Türk Silahlı KuvvetleriÜmit Özdağ · Kripto Basım Yayın · 201695 okunma
145 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.