Batı'nın yeniçerileri olan aydınlar eliyle; maddeci kültüre dayanan, gücü ve küstahlığı gençliğinden gelen ve tarih boyunca Türk-İslâm medeniyetinin alternatifi olan Batı medeniyetine peşkeş çekilir. Tanzimat'tan beri "dilleri de dinleri de başka" olan aydınlar, değerlerine ters düştüğü halktan kopar. Böylece bir millet irfandan kültüre, umrandan uygarlığa sürülmüş olur. Böyle bir ortamda, her namuslu aydın gibi sanatçıya da yüklenen çok önemli bir sorumluluk vardır Cemil Meriç'e göre: "Yolunu şaşıran sözde aydınları kızmadan, sabırsızlanmadan irşada çalışmak. Sanat da din gibi ayırmaz birleştirir."
Filozofların aydınlatamadığı toplumu, şarlatanlar aydınlatır.
"Yok senin vasfettiğin dilber bu şehr içre Nedim, Bir peri-suret görünmüş, bir hayal olmuş sana" 《Nedim》
Dizginleri gevşetilen insanın kurtlaştığına şahit oldular; anladılar ki, aşırı hürriyet anarşiye açılan bir kapı, anarşiye yani cangıl kanunlarına...
Şuur uçurumların önünde uyanır. Düşünce, buhranların çocuğudur.
Sayfa 139
''Devletin Altı Kitabı'' Yazarı Bodin, 16.yy.
''Her ülkede bilgeler ve erdemliler pek az sayıdadırlar. Öyle ki çok defa, en sağlam ve en değerli insanlar, tedbirsiz bir halk hatibinin veya hayâsız bir politikacının ihtirası yüzünden çoğunluğun baskısına boyun eğmek zorundadır. Oysa hükümdar bu değerli azınlığı koruyabilir, kâmil ve dirayetli kimseleri işbaşına getirebilir. Halbuki halk veya zâdegân hükümetlerinde ister istemez akıllılar da, deliler de meclise girer".
Sayfa 194Kitabı okudu
''Kimse ne olduğumuzu bilmez, nasıl göründüğümüzü bilir.''
Sayfa 178Kitabı okudu
Şuur uçurumların önünde uyanır. Düşünce, buhranların çocuğu. | Cemil Meriç (Umrândan Uygarlığa s.139)
Kişi herhangi bir “izm” uğruna hürriyetini feda ediyor. Tanrı’ların yerini ideolojiler aldı. İnsan,psikolojik manada kişi değil artık, esaretinden bile habersiz.
Sayfa 121Kitabı okudu
Üsture: Efsaneler/ Upanişat: Hinduist kitaplar
''Altın çağ ne zaman sona erdi, bilen yok. Üstureler ezelden beri karamsar: şairler ezelden beri ümitsiz. Tevrat da, Upani­şatlar gibi korkunç kehanetlerle dolu. Mazide tufan, istikbal­ de kıyamet. Ve dünya bir gözyaşı vadisi, bir vehim, bir rüya.''
Sayfa 104Kitabı okudu
Uygarlaşmayı tamamen Batılılaşma zannedenlere karşı söylenmiş söz
''Gübreden güzel çiçekler fışkırır, doğru! Ama lağımdan çiçek fışkırdığı görülmüş mü?''
''Zavallı Türk aydını... Batılı dostları alınmasınlar diye hazinelerini gizlemeye çalışır. Sonra unutur hazineleri olduğunu. Düşmanın putlarını takdis eder, hayranlıklarını benimser. Dev, papağanlaşır''
Kitabı güle­rek kapıyorum, yarı sarhoş, yarı mutlu, yarı doymuş, ya­rı aç.
Fıtrat bu napalım
Çapkın, çakırkeyif, derbeder bir üslup. Şımarık, atak, se­razad bir zeka.
Resim