Olağan Hayatın Olağanüstülüğünü Keşfetmeye Hazır mıyız?
Olağan Hayatın Olağanüstülüğünü Keşfetmeye Hazır mıyız? Çağımız insanının en büyük sorunu, yaşadığı hayatı olağan, sıradan bulmasıdır. Hayatımızın bize verildiğini düşünüyoruz. Yaşadığımızı yaşamaya mahkûm olduğumuzu sanıyor, kabullenmekten başka bir çıkış yolu bulamıyoruz. Yakınıyoruz; içinde bulunduğumuz koşulları eleştiriyor, söylenip
Hayat öylesine zengin ki! Bu zenginliği yaşamanın elbette biyolojik, sosyolojik, politik, ekonomik, düşünsel, ideolojik, inançlarımızla ilgili koşulları var. Bu koşulları aşabilmenin temel koşullarından biri, hayata karşı tavrımızı değiştirmekten geçiyor: "Bu kadar değil" hayat! "Ben bu kadar değilim." Ötelerde bir can var, canlılık var. Olağanlığı içine tıkıldığımız hayatın olağanüstlüğü var. Hemen önümüzde. Gözlerimizin önünde. Göremiyoruz. Koşulları değiştirmek için mücadele gerekli: Anlamlı mücadele için, alışkanlıklar dünyasını aşmaya yarayan bir istekliliğe, heyecana, umuda gereksinimimiz var.
Reklam
Belki daha huzurlu ama yılgın ve verimsiz bir hayat sürerdi; kendine ait bir kadere sahip olur fakat bir başka kaderden -halka sırf kalbini emanet ederek, tek bir kişiye nasip olandan fazlasını hissedip öğrendiği, cümle insanlığın nefesiyle yaşamaya başladığı bir kaderden-bihaber kalırdı. Tek insan tüm varoluşun anlam ve amacını kavrayamazdı. Oysa insan kendisini doğuran halka-onun aracılığıyla da doğaya ve dünyaya, geçmiş zamana ve gelecek umuda- sokulduğunda, ruhu beslenmesi gereken gizli kaynağı keşfediyor, böylece davası için gereken tükenmez güce ve yaşamının gerekliliğine dair sağlam inanca kavuşuyordu.
Kaybetmek
Viann o an kızının gözlerinde gördüğü şeyden nefret etti. Sophie'nin bakışlarında çocukluğa dair hiçbir iz yoktu; ne masumiyette ne saflığa ne de umuda dair... Keder bile yoktu. Yanlızca öfke vardı.
Sayfa 326 - Pegasus Yayınları
Tutupta iki satır yazmak isterdim sevdaya ve umuda dair.. Yazamadım.. Gözgözü görmez bir nefretti ve kuşatılmış bir kent düsün.. Dört yanı dikenli bir gül.. Yada kayalara baş kaldırmış bir kır çiçegi.. Direnmek boyun borcuydu yani Ve evvelden savunmak onuru..
Sayfa 43
541 öğeden 531 ile 540 arasındakiler gösteriliyor.