Bu kitap maalesef yaşanmış gerçek bir olaya dayanıyor. Okunma sayısına bakacak olursak pek fazla okurun dikkatini çekmemiş ya da bu kitaptan insanların haberi olmamış. Tıpkı Aziz BineBine ve arkadaşlarından haberdar olmadıkları gibi. Burada yazdıklarım kitabın okura vermek istediği mesaj karşısında son derece değersiz ve yetersiz kalacaktır.
Bugün her zamankinden daha farklı, uyanmadım. Dünüm ya da bir önceki günüm nasılsa o monotonlukla çıktım yataktan. Ne bir eksik bir fazla. Yer soğuktu, çıplak ayakla daha hissedilir oluyormuş, birde beden yeni yataktan kendini çıkarınca, bütün vücuda bir titreme, bir kendini soğuğa alıştırma süreciyle boğuşuyor. Olsun, alışıyoruz sonra her şeye
Sene 1942, Sisifos Söyleni’nin basım yılı. Aynı zamanda II. Dünya Savaşı’nın gittikçe acımasızlaştığı yıllar… İnsanın değerinin sorgulandığı ve adeta bir hiçmiş gibi sokaklara fırlatıldığı yıllar… O gün yaşayanların bir ertesi gün yaşayacağının hiçbir garantisi yok. Silahlar evlerinin kapılarına kadar dayanmış...
Bu inanılmaz buhranın yarattığı
Mia hayat zor dediğinde insanlar daha zor demeyi çok istedim ve bunu benden duymanı diledim. Ancak bunu sana ne yüzyüze ne de yazılıyla dile getirebilirdim. Benim dünyamda canlılar her zaman hareket halindedir. Durmadan bir şeylerden ya da bir yerlerden bir yerlere gider ve gelirler. Bunun en altına indiğimde ise iki durumla karşılaşıyorum: Korku
Acı Ertelenirken - A. DAMAR (Gün doğmadan neler doğar, bilir misin?)
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
It all started with a recommendation in my inbox. I found myself reading a poetry book that I didn't even know existed. While I was writing a few poems, I realized that the book was finished.
Do you know what is the best part of this application?
Books are everywhere. But readers who read, recommend and discuss what they read are not everywhere.