Önce şaşkınlık, sonra öfke, nihayet umursamazlık içinde burada zekanın değil , ayakkabı fırçasının, düşüncenin değil sistemin, hürriyetin değil talimin sözü geçtiğini anladık.
Bir yığın tüketim ürünüyle donatılan hayatlarında şimdiki çocuklar çok yalnız. Yaratıcılığı kışkırtan yokluk ortamında değil; sıkıntıyı büyüten, derin bir tembellik ve umursamazlık yaratan bolluk ortamında büyüyorlar.
Aileler ve çocukları arasındaki ilişki ne garipti! Aileler, çocuk küçükken üzerine titriyorlar, hastalandığında endişe içinde kıvranıyorlardı, çocuk da ailesine sevgi ve hayranlıkla bağlanıyordu. Sadece birkaç yıl geçtikten sonra ise çocuk büyüyor; geçmişe dönük körü körüne ve içgüdüsel bir sevginin yerini umursamazlık alıyordu. Buluşmalar, sıkıntı ve sinir bozukluğu ile geçiyordu. Bir zamanlar, bir aylığına ayrılma düşüncesine bile dayanamazken; artık soğukkanlılıkla, yıllarca ayrı kalmayı bekliyorlardı.
Sayfa 217 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bir insanın bağışıklık kazanması için gereksindiğinden çok daha fazla koruyucu madde biriktirdim; kuşku, umursamazlık, büyük bir korkunun ardından gelen korkusuzluk gibi
“…Yüce gönüllülük yüce gönüllülüğü, umursamazlık umursamazlığı ve aşağılama da aşağılamayı doğurur. Özgür varlıkların anayasası böyledir ve ben de başka bir anayasa tanımıyorum.”
Doğa... olağanüstü bir inanma yetisi, irdeleyici bir akıl, büyük bir düşünme gücü vermiştir; gelgelelim bütün bunlar tembellik, umursamazlık, hayalci bir uçarılık engeline çarparak darmadağın olurlar...
"Yaşam yeterince uzun ve tamamı iyi düzenlenirse, en büyük işlerin başarılmasına fazlasıyla yetecek kadar bahşedilmiştir, buna karşılık yaşam herhangi bir iyi şeye adanmadığında, lüks ve umursamazlık yüzünden tükenir ve kaçınılmaz sonun baskısıyla, bizden uzaklaştığını anlamadığımız yaşamın çoktan geçip gittiğini kavrarız."