Öyle gerçekler vardır ki yazdığımız zaman dahi fantastik görünür. Benzer şekilde öyle fanteziler vardır ki düpedüz gerçektir. Dua ve beddua fantastiktir.Görünüp bilemediğiniz görsel bir varlıktan medet niyaz edersiniz. Bunların bazıları gerçekleşir. Siz dua veya beddua ettiğiniz diye mi gerçekleşmiştir, Yoksa gerçekleşeceği vardı da ondan mı bilmenize imkan yoktur. Ama önemsemezsiniz inandığınız sürece en gerçek gerçek budur. Ümit de öyle... Birini veya birilerinin sizin beklenti, heves ve arzularınız doğrultusunda bir şeyler yapmasını beklersiniz. Bazen yaparlar. siz Ümit ettiğiniz, pozitif düşündüğünüz diye mi yapmışlardır yoksa? yapacakları olduğundan mı bilmezsiniz.? Ama siz öyle umudunuz içinde olduğuna inanırsınız. Bu çok fantastiktir. Siz büyücü müsünüz? Rüyalar fantastiktir. Kimileri çıkar. Siz rüyanız çıktı zaman "biliyordum" dersiniz. Olacakları önceden görmeye yettiniz mi var. yoksa zamanda yolculuk mu yapıyorsunuz.? Belki hem o hem bu,belki de ne o ne bu...
Hayat; uzun bir yol Başı var ama sonu meçhul Yol uzun, yol karmaşık Yürümek çok zor geliyor bana Attığım her adım yüreğimi acıtıyor İlerlemekten korkuyorum Bazen, diyorum
Reklam
kitaplar ve reklamlar
Öncelikle yazarların üslubu ve olay örgüsünü çok beğenerek okuyoruz kitaplarımızı yada öyle olmasını umut ederek fakat öyle bir konu varki beni çok üzen yazarların kitaplara reklam alması bu konuya değineceğim. kapitalist düzende marka reklamları görsel medyada zaten beynimize pompalanıp duruyor bunu çok satan yazarlarada uygulamak beni çok üzüyor yazar çok iyi fakat para kazanma kaygısı yüzünden kitabın akışına göre telefon reklamı meşrubat reklamı yapmaya başlıyor şahsi görüşüm bir kitapta geçen araç bir klasik değilse yada konuyu çok etkilemiyor ise markası modeli bizi ilgilendirmez bu sadece reklama girer ve bu beni çok yoruyor okurken velhasıl kelam markaların satış yapma hevesi bizim okuma hevesimizin önünde ve reklamlar bizim gibi az olan kitleye bile bir şekilde ulaştırılıyor örneğin adamın sürdüğü ekip arabası Subaru bu beni hiç mi hiç etkileyen bir durum değil evet ayrıntı verir yazar betimler ama yani ekip arabasına bindi ve yola çıktı dese ne olur degilmi benimde içimde kanayan yaralarımdan birisi budur siz ne düşünüyorsunuz bu konuda bilmiyorum ama bence çok rahatsız edici bir durum.
Hasan EFİLOĞLU
Peygamber Efendimiz bir gün ashabıyla sohbet ederken birden bire elindeki değnekle -etrafındakilerin de meraklı bakışları arasında-yere bir takım çizgiler çizer. Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla resmettiği görsel, şu şekildedir. Önce kumun üzerine kare biçiminde bir şekil oluşturur, sonra karenin ortasından başlayarak kenar çizgisinden dışarı taşan bir doğru çizer ve ardından da karenin kenarlarından doğru çizgisine hücum eden kesik çizikler yapar. Varlığın hikmetini öğrenmeye hevesli arkadaşları, bu görselin ne anlama geldiğini öğrenmek isterler. Efendimiz açıklar. Kare, insanı çevreleyen ecelidir. Karenin içinden dışarıya doğru taşan çizgi insanın emelidir, ümit ve hayalleridir. Emel çizgisine doğru hücum eden kesik çizgiler de musibetler, sıkıntılar, hesaba katmadığı durumlardır. İnsan birinden kurtulsa bile diğeri gelir ona isabet eder.
Wim Mertens
Minimal bestekar deyince, kafamızın üstünde ilk yanan ampul Michael Nyman onu izleyen de Yan Tiersen’dır. Kimin aklına Wim Mertens gelir ki. Bana da, bu adamı yeniden hatırlatan ve içimdekileri hemen dışa vurmam gerek heves rüzgarına koşup, sonra kapıldığım rüzgarla dans ede ede bulutlara yükselmemi sağlayan
thettr
thettr
teşekkür ederim. Bu yazımı da
Adonis - Anlam Ormanlarında Gezi İçin Rehber
* nedir yol? toprak adındaki kağıda yazılı gezginlik manifestosu. * nedir ağaç? dalgaları hava olan yeşil göl. * nedir hava? bir ruh bir bedene yerleşmeyi istemeyen.
Reklam
73 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.