Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Umut ve Kırgınlık
Sevgi mi üstündür, öç mü? Öç! Sevgiyi üstün tutmak olmaz mı? Böyle bir şey er kişiye yakışmaz!..
Sayfa 562 - ÖtükenKitabı okudu
88 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Hepimizin hayatında vazgeçilemeyecek şehirler ve insanlar vardır. Onlar kimi zaman kaderimiz kimi zaman da kendimize saklamak istediğimiz isyanlanmızdır. Arka kapakta yer alan bu cümleler kitapta yer alan üç öyküyü kapsayıcı nitelikte. Bu eserle yazar Haldun Taner Öykü Ödülü gibi değerli bir ödülü kazanmış. Ne yazık ki geçtiğimiz günlerde vefat etti bu değerli yazar. İstanbul, onun her tarafına sinmişti. İstanbul onunla güzeldi. Yazarın, eserinde kullandığı naif dil, samimi ve uzun uzun cümleler anlatımı o kadar hoş kılmış ki. Alintilanacak o kadar güzel cümleler ile dolu ki. Bir kırgınlık, bir özlem ya da umut, ne bilim aşk... Bu öykülerde bahsettiğim bu her bir durağa uğrama imkanına sahip olacaksınız. Bir şehre gidememek, çok isteyip gidememek. Orda mutluluk vardır belki ama gidememek...
Bir Şehre Gidememek
Bir Şehre GidememekMario Levi · Doğan Kitap · 2013400 okunma
Reklam
MEZARLIKLARDA YAŞAYAN DÜNYALAR
Hep sen kaldın içimde, Karanlık şehirlerde, Ümitsizlik diye kandırılan. Hep sen kaldın, Toz pembe rüyadan. Ağlamak mı? Olmadı çoktan...
184 syf.
8/10 puan verdi
Ahmed Arif'in şiiri; Doğu'nun, Anadolu'nun şiiridir. Bu öfke, bu kızgınlık, bu kırgınlık, bu hüzün ve bunların etrafındaki bu umut, halkın umududur. Yaşadığı dönemde gençler Garip akımının etkisindeyken, şiire her yeni başlayan Orhan Veli tarzını kullanıp, çoğu, tarihin tozlu sayfalarına karışırken o bir meydan okumayla kendi şiir tarzını oluşturmuş ve silinmeden bütün etkisiyle günümüze ulaşmıştır. Ahmed Arif'in şiirleri ve Nazım Hikmet'in şiirleri aynı doğrultudadır ancak arada bir fark vardır. Cemal Süreya'nın dediği gibi Nazım, şehir adamıdır. Şiirleri de o pencerenin ardındadır. Ahmed Arif ise dağların adamıdır. Şiirlerini halkın, bizim, söylemleri oluşturmaktadır. Halkın bu başarılı işlenmelerin yanında şiiri sadece bundan oluşmamaktadır. Bazı yerlerde "atom fiziği", "Prometheus" gibi kavramlarla bizi güncel olanın veya mitolojinin içine de çekmektedir. Fazla da uzatmadan sizleri bu büyük şairin mısralarıyla baş başa bırakıyorum.
Hasretinden Prangalar Eskittim
Hasretinden Prangalar EskittimAhmed Arif · Metis Yayınları · 201739,7bin okunma
"Acı ve sevinç, umut ve kırgınlık birbirine karışıyor, karmakarışık ve çelişkili düşlere kapılıyordu."
Ben, yine iyi kötü bir bütünlük uğruna, kaygı, tutku, geri çekiliş, ileri atılış, kendine bırakış, coşku, bozgun, kırgınlık, sabır, sabırsızlık, özlem, umut ve derin umutsuzluk benzeri bu duygu patlayışları, düşünce kırıntıları arasında bir kan dolaşımı sağlamaya çalıştım.
Sayfa 229Kitabı okudu
Reklam
Bir anne bilmez mi, meleği için aklı başından gideni?
Bir insanı suçlamak gerçekten çok kolay.. Hele hele konu bensem herşey söylenilebilir.. Hatta geçenlerde bir kişi şöyle bir şey dedi; Abi senin hakkında insanların bir yargıyla düşünmesinden rahatsız olmuyor musun? Kesinlikle hayır dedim..Çünkü ilk önce baktığım şey insanların aklı fikri zekâsı ve âhlaki değerleri.. Hakkımdaki bir meselenin aslına
152 syf.
8/10 puan verdi
Romanın kalıplarını yıkıyor Nihan Kaya, bitirilmemiş hikayeler; hikayeler arasında kurulamayan bağlar, kitabın sonunda açıklığa kavuşuyor. Hayat dediğimiz şey hiçbir zaman tamamlanmıyor aslında, ölüm var; yarım kalıyor, eksik kalıyor. İşte bu yüzden hiçbir hikayeye bir son yazılmıyor... Her hikaye birbirinden bağımsız görünüyor, hepsi birbirinden birer parça barındırıyor. İnsanın olduğu her yerde biraz acı var ve de umut. Acılar da hayat gibi bir yerde yarım kalıyor, umut başlıyor; umut yarım, acı ortaya çıkıyor. Kadın evde de aşkta da Sibirya'da da köyde de aynı şeye işaret ediyor. Acı çekiyor, dışlanıyor, seviliyor, dövülüyor, öldürülüyor; yine de yeniden doğuyor, yine doğuruyor, yeniden var oluyor. Döngü aynı, isimler olaylar farklı olsa da. İsyan ediyor, haykırıyor, bazen sadece susuyor çünkü biliyor, dünya etrafında dönmüyor. Yine de doğuyor küllerinden, var olmaya devam ediyor...
Kırgınlık
KırgınlıkNihan Kaya · İthaki Yayınları · 20171,039 okunma
Affet ve Umut kitabının yazarı Lewis Smedes, affetme sürecini trende seyahat etmeye benzetir. Affetmenin aşamaları ise uğranılan duraklardır. İlk durak uzaklaşmadır. Bir başkası tarafından yaralanan, incinen ve bu yüzden öfke duyan herkes zarar gördüğü kişiden uzaklaşır. Uzaklaşma, içinde kırgınlık ve kızgınlık duygularını yoğun olarak barındırır; yaralayan kişinin canını yakma isteği, onun kötü biri olduğuna dair düşünceler baskındır. İkinci durak affetmedir.Karşıdakine yönelik hınç duygusunu terk etme, ondan intikam almaktan vazgeçme eğilimi görülür. Üçüncü istasyon uzlaşmadır. Burada ilişkiyi normalleştirmek için çaba sarf edilir. Affetmenin nihai hedefi, mağdurla suçlunun uzlaşmasıdır. Dördüncü istasyon ise ümittir. Affeden kişi, kendisini geçmişe bağlı kalmaktan kurtarır. İlişkinin yine eskisi gibi olacağına hatta yeniden inşa edilerek eskisinden daha iyi olacağına dair ümit duyar. Ümit olmazsa affetme de uzlaşma da mümkün olmaz. Affetme bir uzlaşı sağlasa da onu sürdürebilmek için ümit gerekir. Ümit içinse, inciten kişinin, yol açtığı hasarı fark ettiğini ve samimiyetle telafi etmeye çalıştığını görmeye ihtiyacımız vardır. Görüldüğü gibi affetmek bir nihayet değil bir süreçtir ve sürecin devamı her iki kişinin de gayretine bağlıdır.
Sayfa 235Kitabı okudu
Ausgang: Çıkış kurguda mı, gerçekte mi?
Ausgang: Çıkış kurguda mı, gerçekte mi? Mehmet Ali Çeliker-GAZETE DUVAR Şaşırtıcı ve çarpıcı bir sonla okuru gerçeklerle yüzleştiren Serkan Türk’ün 'Ausgang' romanı, kabuğu kırılamayan yaşamların, birbirlerinin üstüne katlanışının öyküsüdür. Woody Allen’ın 1985 tarihli "Kahire’nin Mor Gülü" filminde New Jersey’li garson
135 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.