yalnızsın, ve yalnız olduğun için de saate hiç bakmaman, dakikaları hiç saymaman gerek. postadan çıkan evrakı ellerin heyecandan titreyerek açmamalısın artık, içinden, seni topu topu yetmiş yedi frankçığa, hem de üzerine markan kazınmış bir pasta takımına ya da batı sanatının en değerli eserlerine sahip olmaya çağıran bir el ilanı çıktığında düş kırıklığına uğramamalısın artık. umut etmeyi, girişimde bulunmayı, başarmayı, diretmeyi unutmalısın.
724 syf.
·
Puan vermedi
Tutunanlara...
"Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklığına yer yok." demiş Oğuz Atay. Biliyoruz ki zaten insanlar hayal dünyasında hayal kırıklıklarına yer vermezler. Selim ve Turgut hayallerinde olmayan şeyleri yaşadılar. Ölmeden birkaç defa öldüler. Bu yüzden incelememe alıntılardan başladım çünkü bazı kitaplar insan hayatlarından birer
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061bin okunma
Reklam
Hayat yalnızlık okyanusunda, taşları umut, ağaçları rüya, çiçekleri ıssızlık ve dereleri susuzluk olan bir adadır.
Sayfa 43 - MARTIKitabı okudu
Hem gözümden hem kalbimden ve şimdi benim gökyüzümde sana dair hiçbir umut yok. Ki sen… Artık kahve fal larin insana kattığı ihtimaller bile olamaz… Ki, ben de sana ait bir yalnızlık var diye şükrederken, senin her zerre ne harcayacaklar…
Sayfa 59
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Çünkü Aşkın Gözü
"ey kalbim, yurdun nere senin? neden öyle avare dolanıp duruyorsun gençliğimin hayta çocukluğumun revnak bahçesinde?" s.46 Çok kıymetli
Okan Alay
Okan Alay
hocamın kitabını hemen siparis etmiştim ama kargo ancak bugün gelebildi. Kitabım gelir gelmez bir solukta okudum tabii. Sonra dönüp tekrar
Çünkü Aşkın Gözü
Çünkü Aşkın GözüOkan Alay · Metinlerarası Kitap · 20242 okunma
Odamda bana eşlik eden tek dostum yalnızlık Gelişin gidişin gibi sessiz ve ansızdı Bir yanım çaresizken, bir yanım umut dolu Bir yanım hayattayken, bir yanım *lüm dolu..
Reklam
Önce yalnızlık vardı; öldürücü kalabalığın ardındaki kımıltısız yalnızlık. Altında, umut ve nefret dolu.
Oda Yayınları 1994 Sayfa: 45
Gerçek şu ki: Yalnız insan aynı zamanda trajik insandır; hayatı her zaman çok sever, yani neşeli insandır. Bu ifadelerde herhangi bir çelişki yoktur. Bir koşul diğerine işaret eder ve onu gerekli kılar. İnsan trajedisinin özü, tiyatronun iddiaları ne olursa olsun, çatışmada değil yalnızlıktadır. Tıpkı usta trajik yazar Eyüp, Sofokles, Dante,
Yalnızlık
çok yalnızım, mutsuzum göründüğüm gibi değilim aslında karanlıklarda kaybolmuşum bir ışık arıyorum, bir umut arıyorum uzun zamandır aradıkça batıyorum karanlık kuyulara kimse duymuyor çığlıklarımı duyan aldırış etmiyor çekip kurtarmak istemiyor bense insanların bu ilgisizliği karşısında ilgiye susamışım ümidimi yitirmişim biliyorum bir gün dayanamayacak küçük kalbim arkamı dönüp inandığım ve güvendiğim herşeye veda edeceğim
Nilgün Marmara
Nilgün Marmara
Ali Şeriati'nin Duası
Ey Rabbim! Alimlerimize sorumluluk, müminlerimize aydınlık, aydınlarımıza iman, tutucularımıza anlayış, anlamışlarımıza tutuculuk, uyumuşlarımıza uyanıklık, uyanıklarımıza irade, dindarlarımıza din, şairlerimize şuur, araştırmacılarımıza hedef, umutsuzlarımıza umut, zayıflarımıza güç, oturmuşlarımıza kıyam, donup kalmışlarımıza hareket, ölülerimize hayat, körlerimize görüş, suskunlarımıza feryat, küfürbazlarımıza edep, halkımıza özbilinç ve izzet bağışla. Allahım! Bana yenilgide çabalama, umutsuzlukta sabretme, yoldaşsız yürüme, silahsız savaşma, ödülsüz çalışma, dünyasız din, isimsiz yücelik, ekmeksiz hizmet, riyasız iman, gösterişsiz iyilik, hevessiz aşk ve halkın kalabalığı arasında yalnızlık nasip et.
Reklam
232 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Umut ettiğimiz için mi yaşarız yoksa yaşadığımız için mi umut ederiz? Her şekilde birbirine bağlı olan iki kavramdır umut ve yaşam. Kahramanımız Drogo’nun Bastiani Kalesi’ne atanması ile başlıyor kitabımız. Sonrasında ise varoluşunu tek bir olaya bağlayan Drogo’nun sürekli bekleyişine şahit oluyoruz. Eser olay örgüsü bakımından pek coşkulu olmasa da umut, umutsuzluk ve varolmak kavramları üzerinde düşünsel bir zemine oturmakta. Böylelikle okura kendi kararlarını sorgulama fırsatı tanıyor. Romanda kale ve çöl gibi mekanların seçilmesi de yalnızlık ve yukarıda bahsi geçen kavramlarla ilgili olsa gerek. Eserin kaleme alındığı dönem göz önünde bulundurulduğunda romanın toplumsal bir alt yapısı olduğu da fark edilmekte. Yazar bunu varoluşçuluk ve gerçeküstücülük gibi akımlara bağlı kalarak ortaya koymuş. Daha çok düşünsel bir roman okumak istiyorsanız ve varoluş üzerine düşünmekten hoşlanıyorsanız seveceğiniz bir kitap olacaktır. İyi okumalar.
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201812,9bin okunma
Yitirilen...
💙💙💙 Ola ki Yürürüm Bir Başka Aşka Ya da Yürürüm Mavi Olmayan Bir Gülüşe Unutma ki Tek Ask Olduğum Sensin Aşık Olduğum Değil Karanlıkla Süzülüyor İçime Yıkım
Oysa Bir umut vardı!
Yalnızlık büyüyor ruhun açlığı da. Ama Umut hep var. Faulker'in dediği gibi"insan ölümsüzdür sadece diğer varlıklar arasında yorulmaz bir sese sahip olduğu için değil aynı zamanda bir ruhu şefkate fedakarlığa ve tahammüle muktedir bir ruh olduğu için böyledir
Hayal gücün yettiğince hikaye yaz
Bir zamanlar, karanlık gölgeler arasında kaybolmuş bir adam vardı. Siyah saçları, yalnızlığının bir yansıması gibi görünüyordu. Hayatı boyunca birçok kez yıkımla yüzleşmişti ve artık içinde umut kıvılcımları bile kalmamıştı. Günlerini, yalnızlıkla dolu odasında geçirirken, geçmişin hayaletleri onu adeta zehirliyordu. Düşünceleri, karanlık bir labirentin içinde kaybolmuş gibiydi ve çıkış yolunu bulamıyordu. Kimse onun çığlıklarını duymuyor, kimse onun acısını anlamıyordu. Bir gece, o karanlık odada, yalnızlık kollarını daha da sıkı sararken, içindeki çaresizlik korkunç bir zirveye ulaştı. Artık bu acıyı daha fazla taşıyamayacağını hissetti. Elini bir bıçağa uzattı ve derin bir kesik attı. Ama bu kesik, yalnızlığının, acısının ve umutsuzluğunun bir sonu değil, sadece bir başlangıcıydı. Sessizce kanıyor, içindeki karanlık dalgalar onu daha da boğmaya başlıyordu. Son nefesini alırken, odanın sessizliği onun hayatının sonu oldu. Siyah saçlı adam, yalnızlık içinde boğularak intihar etti ve hiçbir şey değişmedi. O karanlık odada, sessizlik ve yıkım hüküm sürdü.
Zamana Benzedik
Mutluluğun geniş kapılarında Hayatın sürgüleri var. (Daracık ömrümüzde geniş sıkıntılar) Usul gülüşlerimizde hüzün lekeleri, Küçük ayrıntılara yöneldik nicedir. (İçedönük duygulu karamsar) İki yüzümüz vardı, iki güzelliğimiz. Umut ve sevgi, kırmadan aynaları (Alın kırışığımızda aynı suçun izi var) Yalnızlık biricik benzerliğimiz oldu Payımıza düşen o yanlış ilişkilerden. (Herkese acısı kadar) Ne konuşmalarımızda bir tat Ne susmalarımızda bir hikmet (Hep aynı boşluğa açıldı dar kapılar) Olur olmaz şeylerden alınır kırar olduk Zamana benzedik iyice, çekilmesi zor. (Aynaların ardında aynı kirin pası var) 1983
Sayfa 24 - Kırmızı Kedi Yayınevi
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.