YAĞMUR
Vâreden'in adıyla insanlığa inen Nur
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat
En müstesna doğuşa hamiledir kainat
Yıllardır boz bulanık suları yudumladım
Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları
Yağmur,
Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat
En müstesna doğuşa hamiledir kainat
Yıllardır boz bulanık suları yudumladım
Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları
Yağmur, seni
Varedenin adıyla insanlığa inen Nur
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat
En müstesna doğuşa hamiledir kainat.
Yıllardır bozbulanık suları yudumladım,
Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları,
Yağmur, seni
Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat
En müstesna doğuşa hamiledir kainat.
Yıllardır bozbulanık suları yudumladım,
Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları,
Yağmur, seni
Denizin ve güneşin battığı yerde,
Bilin ki yeni umutlar da yeşerir,
Gündüzün bittiği, karanlığın bastığı yerde,
Bekler durur gece bitmez.
Her haliyle bitecek o gece,
Yerini bırakacak, güne gündüze,
Ağaçlar yemyeşil rengi besbelli,
Yaşıyorum hala bu yeni günle.
Denizin ve güneşin birleştiği yerde,
Umutlar tükendi ve umutlar bitti,
Gündüz bitse de, karanlık gelse de
Umrunda değil artık bir yudum insanın..
Ve soluğumda tükendi bitti yıllar..
Sevinçlere alkış toplayan leylek baba gelirdi ya hani;
O beyaz badanalı, kırmızı kiremitli evin bacasına... ...
Hani Tülin kız ağlardı ya;
Topuklarıyla evlerinin tabanını döverek...
Karadut ağaçlarının tepesinde karadutları yemişken...
Hayatımızdaki karadut ağacı kesilince; Tülin kızın kara dul olduğunu da öğrendik...
Ve soluğumda tükendi bitti yıllar...
Özlemlerin çağırdığı kara trenler vardı ya hani;
Rayların arasından geçen o kara trenler...
Bacalarından tüten kara bulutlara yetişemezdik koşarken.
Zira çoktan içine girmişiz o kara bulutların; hayatımıza girdiğini şimdilerde öğrendik...
Ve soluğumda tükendi bitti yıllar...
Öğlen sıcağında,Çakmak Ovası'nın soğuk havuzunda yüzerdik ya hani;
Kara yağız Osman atlardı ilk önce havuza, sonra babasından traşlı Ali,
En sonunda da ahalinin çıplak delisi...
Bedenin dişleriyle bestesine en iyi sahneydi o anlar;
Hayatta hırçın dalgalara karşı yüzülemeyeceğini şimdilerde öğrendik...
Ve soluğumda tükendi bitti yıllar...
Gelmişe geçmişe bir sitemdi bizimkisi,
Zira umutlar; tükenmek bilmedi...