"... hayat ruh için eşşiz bir deneyim aracıdır. Peki, ruh gideceği yeri nereden bilebilir? Sende benim gibi, her saptığın yolda ve her dönülen kavşakta hep aynı levhaları görüyorsun, değil mi? " ....
...."Evet. Peki, bu levhalar vaat ettiği anlamlara ulaştırmıyorsa, bunun nedeni, ne olabilir sizce? Engebeli hayatlarımız, canımızı acıttığı kadar okşamıyorsa ruhumuzu, bunun sebebi nedir? "....
....yola güvenmediğinden olabilir güzel kız. Geçmişte bunu bilebilseydim eğer, kendi hayatımın direksiyonuna geçer ve yolagüvenmeyi seçerdim. Het ne kadar güvenli gözükmese de... kendi inandığımı yapardım..."
"Yola güvenmek mi?"
" Evet, ama sakın unutma, yola güvenmek araca güvenmek demel değildir. "
"Araç?"
" Umutma ki sana eşlik eden her duygu ve her düşünce, senin yaşam amacına hizmetveden araçlardır .Sakın araçların hizmetlisi sen olma. O zaman asla nihai amacına ulaşamazsın."
Her gece el ayak çekilince
Yağmurlarla düşüyor üstümüze ölüm.
Pencerendeki yaprağı koru,
Işığını çalmalarına izin verme,
Günün kuralı senin yenilmendir umutma.
Sadece bir yüzyılın değil,
zamanın mezarıdır insan...
Ölüm hiçbir zaman çare değil. Yok oluştur ölüm, yok olmak ne zaman çare oldu ki? Tek çare hayattır, en kötüsü, en çaresizi bile çaredir umutma. Çünkü umut vardır hayatta, her koşulda hayat umut taşır içinde.
"Bak delikanlı, hayat sandığımızdan daha karmaşıktır. Her kaos kendi düzenini yaratır. Ve inan bana son diye bi' şey yoktur. Sadece başlangıç vardır. Her son başka bi' başlangıcı doğurur. Ben yeni başlangıçlara inanıyorum. Bi' kızı sevdin diye dünyanın sonu geldiyse bundan sana ne. Umutma, sen kimseye bi' şey borçlu değilsin delikanlı. İnsanlık kurtarılmayı hak etmiyo. Herkes kendi başının çaresine bakmalı. O yüzden dünyayı kurtarma işini boktan çizgi roman kahramanlarına bırak ve git aşkını doya doya yaşa. Yapacağın son şey bu olsa bile."