Merhaba sevgili okurlar. Uygulamalarımızın yeni sürümleri yayınlandı.
Yeni güncellememizde, sizlerden gelen geri bildirimleri de dikkate alarak Gece Modu özelliğini geliştirdik.
-Gece modunu hesap sekmesinin (sağ alt) sağ üstündeki ampül simgesine tıklayarak ayarlayabilirsiniz.
-Gece modu özelliğimiz hem Android hem de iOS uygulamarını kapsıyor.
-iOS'un genel ayarlarından gece modunu ayarladığınızda 1000Kitap da bu ayara göre kendini ayarlar. Dilerseniz ayarlardan bunu kapatabilirsiniz.
Diğer özellikler:
-Okur, kitap, yazar ve mesajlaşma sayfalarının görünümleri daha sade, şık ve işlevsel olacak şekilde geliştirildi.
-Gönderileri kaydetme, dışarıda paylaşma, gönderilerin ekran görüntüsünü alma gibi özelliklere artık daha kısayoldan erişebilirsiniz.
-Barkod ile kitap arama özelliği artık daha iyi çalışıyor.
Paşam çok içiyorsunuz. Halkın dedikodusu bitmiyor. Biraz azaltsanız mı? deyince, Mustafa Kemal gülümsemiş...
Başka bişey konuşuyorlar mı peki Salih? demiş.
Hayır Paşam. Varsa yoksa içkiniz
Elini Bozok'un omzuna koymuş; Biz yedi cephede savaştık Salih.. Bir Vatan var ettik, Cumhuriyet'i ilân ettik. Bak kendin söylüyorsun, çaldı çırptı, vatanı sattı diyemiyorlar ya, bırak konuştukları içkimiz olsun...
Bazı kitaplar vardır, okurken kendimizden bir parça buluruz. Hatta bazen daha da ileri gider: "Bu kadarı da olmaz, bu kitap beni anlatıyor!" deriz.
Hayatın bazı dönemlerinde öyle bir ruh haline bürünüyorum ki... İsmini veremediğim bir ruh haliydi, artık bir ismi oldu: OBLOMOVLUK.
Nazım Hikmet'i sever misiniz?
Hadi canım, nereden
Suç ve Ceza, ciddi anlamda okuma alışkanlığı kazandığım kitap. Ne zaman okuduğun en iyi kitap ne ya da kitap tavsiyesi istense aklıma ilk gelen kitap. Ayrıca 10 puan verdiğim tek kitap(tı, Kayıp Zamanın İzinde yi okuyana kadar).
Romanın kahramanı Rodion Romanovich Raskolnikov 'un psikolojik buhranlarına, topluma bir türlü uyum sağlamak istemeyişine, sivri diline ve parlak zekasına tanık oluyorsunuz. Dostoyevski, kahramanımızın hayata bakış açısını, teorilerini, toplumsal ahlakı sorgulanmasını, ailesini ve aile ilişkilerini, dostlarını, düşmanlarını, tüm bunlarla olan ilişkilerini inceliyor ve muhteşem betimlemelerle sizlere de yaşatıyor. Dostoyevski öyle bir karakter yaratmış ki adamın katil olmasına rağmen sempati duymayan yoktur sanırım Raskolnikov' a. Suç olgusuna farklı bir perspektiften bakabilmeyi mümkün kılıyor bu da. Hikayedeki anlatım o kadar ayrıntılı ve gerçekçi ki sanki Dostoyevski kendisi yaşayıp da yazmış. Hatta bununla ilgili bir de doğruluğundan emin olamadığımız mevzu var. Kitap yayınladıktan sonra savcı, Dostoyevski hakkında dava açmış. Gerekçesi ise: " Bir caninin ruhsal durumunu bu kadar gerçekçi ve ayrıntılı anlatan bir kişinin geçmişinde kesinlikle bir cinayet saklıdır. " olmuştur. Kitap okuyorum, diyen herkesin okuması gerektiğini düşündüğüm bir klasik.
Albert Camus gibi büyük bir yazarın da takdirini almış ve ;" Suç ve Ceza'yı okuduktan sonra, ilk kez yeteneğim hakkında bir kuşku duydum. Ciddi olarak, bu işten vazgeçme ihtimalimi ölçüp tarttım " dedirtmiş bir şaheser.
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022160.5k okunma
Herkese merhaba. Lütfen toplanın, çünkü hem ilginç bilgiler vereceğim sizlere yani bilgilendirici bir inceleme olacak, hem de oldukça eğlenceli...
İşin bilgilendirici kısmından başlayalım. Bu yaz İngiltere Edebiyatı'na bir hayli aşina olmaya başladım, özellikle Victoria Dönemi diye geçen 19.yy kitaplarına. Bu dönemde en göze çarpan özellik,
İncelemeye başlamadan önce sizinle bu kitapla ilgili çok şaşıracağınız, sıra dışı bir bilgi paylaşmak istiyorum: Dostoyevski bu kitabı kumar borcunu ödemek için sipariş üzerine sadece 25 gün........
Kızmayın hemen, küçük bir şakaydı arkadaşlar... :) Bu kitap hakkında konuşurken bu bilgiyi vermeyenleri Sibirya'ya kürek cezasına
Edebiyat öğretmenimizin bize ilk ezberlettiği şiirdi " Mona Roza" . Sezai Karakoç ile onun sayesinde tanışmıştım, bugün bile hatırımdadır hiç unutmam.
"Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza ben bir deliyim."
Sezai Karakoç'un dünya sürgünü bugün sona erdi, Rahmet-i Rahman'a kavuştu.
Mekanı cennet olsun.
Bukowski'nin dediği gibi " 5 yıl uyumak istiyordum ama izin vermezlerdi."
Ve Camus' un dediği gibi
"İnsan istiyor, tabi hem uyuyayım, hem unutayım istiyor. Keşke."
İşte beklediğiniz inceleme.
Ayhan Özden'in son romanı olan "Havass", gizem dolu sayfaları ve merak uyandıran karakterleriyle okuyucularını derin bir maceraya sürüklüyor. Yazarın hayal gücü ve araştırma yetenekleri, bu sıra dışı eseri hayata geçirirken ortaya çıkan muhteşem dünyayı yaratmada belirgin şekilde ortaya çıkıyor. Roman,