"Beyaz idam gömleğinin altından kravatının üst kısmı görünüyordu. Bir subay, kravata parmağını taktı ve "Vay kerata vay! Kravat takmayı da ihmal etmemiş..."dedi. Şöyle bir çekti. (Adnan) Menderes de boş bulunmuştu. Yüzükoyun yere uzandı. Elleri arkadan bağlı olduğu için kendini kollayamamış, döşemenin eski tahtaları yüzünü yırtmıştı."
Ben, Türkiye'nin 71 vilayetinden davetler aldım. Konuştuğum şehirlerde bu çok önemli konu üzerinde de durdum. Bazı Alevi ve Sünni kişileri pençeleyen cehaletin doğuracağı büyük felaketlere dikkat çektim. Alevilerin soy bakımından Türk olduklarını anlattım. Aleviliğin İslamiyet içinde siyasi sebepler yüzünden ortaya çıktığını açıkladım. Hz. Ali'nin torunlarından 6. İmam Cafer-i Sadık'ın fikhı üzerinde durdum. Dedim ki: Muhammed Ebu Zehra'nın Mezhepler Tarihinde belirttiği gibi Cafer-i Sadık fıkhında, dinde birinci kaynak Kur'an, ikinci kaynak Sünnettir. Ben Sünniyim ve İmam-ı Azam mezhebindenim. Bizde de dinde birinci kaynağımız Kur'an, ikinci kaynağımız Sünnet'tir. Bizim imamımız Ebu Hanife Hazretleri, Cafer-i Sadık'tan iki yıl dini konularda ders almıştır ve de- miştir ki, "Eğer o iki yıl olmasaydı ben helak olurdum Her iki camianın imamları Kur'an'da ve Sünnet'te beraber olduklarına göre şimdi, düşmanlık derecesine varan bu ayrılıklar neden? Alevilerin, Sünnilere Yezid, Sünnilerin de Alevilere kafir diye bakması milyon kere yanlıştır. Eğer Türkiye toprakları üzerinde adam gibi yaşamak istiyorsak cehaletlerden sıyrılmak, İslamiyet'i çok iyi bilmek mecburiyetindeyiz.
Sayfa 173Kitabı okudu
Reklam
1931 yılında İstanbul'da, devlet matbaasında basılan ve liselerimizde okutulan tarih kitapları Türkiye'de büyük çalkantılara yol açmış. Tarih kitaplarının I. cildine göre insanoğlu, Kur'an'da belirtildiği gibi yaratılmamış; insan, balıktan meydana gelmiş: "... İnsanın ve büyük maymunların müşterek bir cetleri vardır. Bu ced dahi, daha basit şekilleri haiz bir nesilden, ilk memeli hayvan cinslerinden birinden ayrılıyor. Bu memeli hayvan da, bir nevi yerde sürünen hayvandan ve nihayet bu da balıklardan geliyor. Bunların hepsi de ilk hayat şekli olan iptidaî hücreye dayanıyor."
256 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yavuz Bülent Bakiler’i okudukça bilgisine,ilmine,bildiklerini aktarma kabiliyetine hayran olmamak elde değil… Kendisini geç tanımış olsamda daha önce okuduğum kitapları ve konuşmaları her zaman hatırımda olacak edebiyatımızın kıymetli yazarı Yavuz Bülent Bakiler Hatıralar Işığında Cumhuriyet Tarihi Okumaları diye kaleme olduğu 3 ciltlik eserinin ilk kitabı.Tarihi olayları sıkıcı olmayan bir sohbet havasında okura aktardığı bir kitap.Ön yargılardan arınmış ve objektif bir şekilde bir okuma yapılırsa son derece keyifli ve bilgilendirici bir okuma olacağını düşünüyorum. Her Türk gencinin tarihini,geçmişini algılayıp anının kıymetini kavrayabilmesi için güzel bir başlangıç olabilir. Diğer iki cildi okumayı sabırsızlıkla bekliyorum.
Unutamadıklarım
UnutamadıklarımYavuz Bülent Bakiler · Yakın Plan Yayınları · 2013390 okunma
Cellat ipi boynuna geçiriyor ve sandalyeye tekme vuruyor. Menderes, boşlukta sallanacağı yerde, masanın üzerine, oradan da yere yuvarlanıyor. Çünkü ipin diğer ucu, sehpaya bağlanmamıştır. Bana anlatanlar diyorlar ki: "Birdenbire 'Çeek!' diye bir emir verildi. Biz de sanki daha önce birkaç defa prova yapmışız gibi ipin meydanda duran ucunu çektik... Asabımız bozuktu. Çok çekmişiz. Menderes'in kafası, sehpanın üst tarafına çarptı ve kanadı. Sonra 'Çok çektiniz, biraz gevşetin.' dediler. Gevşettik ve binbir güçlükle ipi sehpaya bağladık. Menderes henüz ölmemişti. Can çekişiyordu. Başından şakağına doğru, ince bir kan sızıyordu.Onun için, önden ve yakından resim çekmediler."
Edip Ayel, Atatürk'e hem peygamberlik hem de Allahlık sıfatları vermiş. Üstelik bunu aynı şiirde söylemiş : "(...) Türk ırkının en son ulu peygamberi oldun. Tutsak seni layık yüce Tanrıyla müsavi Toprak olamaz kalk doğabilmişse semavi Ölmez bize cennetleri ufkundan inen ses İnsanlar ölür, Türklüğe Allah olan ölmez" Behçet Kemal, "Nöbetçi Millet" şiirinde ona "Yaradan!" diye yani "Allah!" diye de seslenmiş : "Yaradan! Hey Yaradan! Dört yıl değil, bin yıl geçse aradan Sensin ateş diye kanımızdaki Sensin ışık diye önümüzdeki" (...) Faruk Nafiz Çamlıbel (...) : "Yürüyor, kalbimizin durduğu gir yolda değil Kanlı bir gözyaşı nehrinde muazzam tabutun. Ey ilahın yüce davetlisi, göklerden eğil Göreceksin duruyor kalbimizin üstünde putun!" (...) Edip Harabi, Atatürk'ün büyük Nutuk isimli eserini Kur'an yerine koymak isteyenlerden biri : "Böyle cilvelerle vakit geçirdik Küffarı, Kureyş'i edip bahane Muhammed Mustafa geldi cihana Onun her Nutku'nu Kur'an eyledik."
792 öğeden 781 ile 790 arasındakiler gösteriliyor.