Bazı zamanlar takılıp düşüyorum, canım acıyor, kimseler ile paylaşamıyorum. Demek istediklerimi ben susayım onlar anlasın istiyorum. Acaba öyle mi avutuyorum kendimi ? Düştüğüm yerden kaldırılmak , duymak istediklerimi değil de hissedebildiklerimi hissettiren kimseler ile olmak istiyorum.
İşte tam da bu anlara takıldığım bir zamanda postacı
~
Bugün kendimle barışmaya karar verdim. Aldım vicdanımı karşıma bu yorgunluk yetmez mi(?!) diye sordum. Ses etmedi durdu ve bir kez daha sızladı.
Ah! dedi ah! Anladım bir kez de onu yorduğum için sızladı vicdanım.
Ertelenmiş bir uykum ve hep kendimden yorulmuşluğum var benim. Artık erken uyuyacağım..
"Ahmet Arif'in de dediği gibi...
Belki de
Atatürk'ün bazı fikirlerini, bazı davranışlarını tenkit(eleştirmek) etmeyi, "Atatürk düşmanlığı" olarak kabul edenler, çağımızın yüzlerce yıl gerisinde kalan karanlık kafalardır.
Bu heykel dikme çabaları altında ciddi vurgunların, hırsızlıkların yattığını söyleyemedim. Türkiye'nin davası heykel dikmek, şuraya buraya büst koymak değildir, diyemedim.
Çoğu kişi için bugün yeni yılın başlangıçı benim için ise buraya geleli 730 gün yani 2 yıl oluşu. Bir çok duyguyla burada tanıştım. Vaz geçilmez insanlarla tanıştım, vaz geçtilerim oldu. Unutamadıklarım oldu, unuttuğum da. Burası benim evim gibi oldu. Okul, derslerden evime uğrayamaz olsam da burası benim için çok özel bir uygulama. Yeni yılınız bereketli, güzel geçsin. Her yılınız diğerinden kat kat güzel olması dileğiyle ve benim burada daha nice yıllarımın geçmesi dileğiyle. Yeni yılınız kutlu olsun.