.
İstanbul’da çevre sorunlarına değinen bu bilim kurgu romanının beni bu kadar etkileyeceğini düşünmemiştim. Aliço ve diğer karakterlerin macerası beni duygulandırdı ve kitap beni birçok konuda bilinçlendirdi.
Ayşegül Yalvaç’ın kaleme aldığı Bir İstanbul Efsanesi, fantastik ve ekolojik kurgu türlerini ustaca harmanlayan, sürükleyici ve
"Acıyla yüzleşip kabullendiğin zaman artık o yaşamın bir parçası olur. Her şeyi unutamayız ama başımıza gelen ne olursa olsun onunla yaşamaya alışırız....'
Hayatta bazen öyle anlar yaşanır ki,o anları hiç yaşamamayı dilersin,o insanları keşke tanımasaydım,keşke unutsaydım,keşke bunu böyle yapmasaydım,keşke ona yardım ede bilseydim.Ve daha nice "keşke"ler esir almış hayatımızı.Keşke demekle olmayınca çareyi unutmaya çalışmakta görürüz.Düşünmemeye başlarız,kendimizi kısıtlamaya başlarız,hayata başka gözle bakmaya başlarız.Zaman geçer ve sonuçta biz kendimizi kaybederiz.Unutmak istediğimiz hiç bir şeyi unutamayız,ama kendimizi,kimliğimizi öyle bir unuturuz ki,hiç kimse hatırlatamaz.Bunun yerine alışmaya çalışsak.Zor olur canımızdan can gider.Ama zamanla alışırız.Alışmak mümkün ama unutmak değil.Bunu anlamamız lazım.Kodes'in çok sevdiğim bir sözü vardır:"Alışmak zamanla mümkün,unutmak imkansız."
Unutmak yerine unutmak istediğiniz şeyle yüzleşin ve alışın.Unutmayın sizi çok seven insanlar var,bir kişi bile olsa💫
~`A.K