UNUTMAK ÜZERİNE - GİRİŞ
Bir psikolog 2007 yılında bilimsel yazılarda toplam kaç tür bellekten söz edildiğini belirlemeye karar verdi ve sonuçta 256 sayısına ulaştı. Acaba unutmanın da bu kadar çok türü var mı? Unutma ediminin bu kitapta ele alacağımız veçheleri üzerine düşünürken, ilk etapta otobiyografik belleği, yani kişisel olayları kaydetmeye çalışan ve bunu başaramayınca bütün dikkatimizi yönelttiğimiz, hatta bizi düpedüz kaygılandıran belleği ele almayı kararlaştırdım. Yaşamımız boyunca daha çok şeyler unutacağız, ama bir daha doğumumuzu takip eden ilk iki-üç yıldaki kadar karmaşık bir unutma süreci yaşanmayacak. İlk anılarımızda unutmanın özel bir yeri vardır, unutma eylemi bu anıları sarıp sarmalar ve daha dikkatli baktığımızda, ilk anlarımızda ileride daha çok unutmamıza neden olacak unutma süreçlerinin tohumlarını görürüz. İlk anılarımızdan öğrendiğimiz, dilin ve ben-bilincinin gelişmesinin belleğe az da olsa yardımcı olduğu ama bir taraftan da ilk anılara ulaşmayı engellediğidir. Önümüzdeki kapı, ancak ardımızdaki kapı kapandığında açılır. Rüyalar ise arkalarındaki kapıları hemen kapatır (bkz. s. 43). Rüya belleğimiz gayet zayıf. Tıpkı ilk anılarımız gibi rüyalarımızı unutuyor olmamız da belleğin işlevini aydınlatabilecek bir durum. Uyandığımızda —şansımız yaver giderse— rüyaların son sahnelerini hatırlarız ve geriye dönük zahmetli bir yeniden üretme çalışması başlar.
On yıl önce rahmetli babamın ardından hayata devam edebilmek için mecburen öğrendiğim bir eylem oldu; istemli unutmak. Hani bir acı eşiği vardır. İçin yandıkça tırmanırsın en tepeye, daha da acır, tahammül edilemeyecek şekillere bürünür. İşte o eşiğin son haddinde en başa düşüş kendini gösterir, sıfıra. Dahası yoktur çünkü acının, suda bırakılmış bir sünger gibi doyma noktasında taşar. Fazlasını kaldırmaz. Ötelemeye başlarsın düşünceleri. Aklına gelen her acı veren şeyin üstüne yeni bir şeyler yazarsın. Beynin karalamalarla dolar. Ne eskisi kalır, ne de yeni yazılanlar anlaşılır. Sonra buruşturup atarsın içine. Birikir dağ olur. Bir bakmışsın istemli unutma eylemi otomatikleşmiş, kontrol edemediğin bir tik olmuş. Yazboz olmuş her şey, hatrı kalmamış. Önemli önemsiz maziye ait ne varsa kaybolmuş.
Sayfa 16 - İçselleştiremediklerim-Mustafa Silici
Geri120
205 öğeden 201 ile 205 arasındakiler gösteriliyor.