Gerontolojik psikiyatri kliniğinin önüne unutmabeni çiçeklerinin dikilmesi bir tür şaka mıydı?
Unutmabeni
Çiçekler tanrıçası Flora’nın farklı bitkilere isim verirken bu mütevazı mavi bitkiyi nasıl görmeden geçtiğini, arkadasından gelen cılız “Unutma beni! Unutma beni!” sesine kulak verdiğini anlatan efsaneyi tercih ediyordum. Flora ona bakmış ve ona insanların hatıralarını canlandırma yeteneği hediye ederek, adını unutmabeni koymuş. Bir yerlerde unutmabeni çiçeği renginin hüznü tedavi ettiğini, ya da daha resmi bir ifadeyle antidepresan etkisine sahip olduğunu okumuştum. Ayrıca tohumları toprakta otuz yıl kalabiliyor ve ancak yeşerme şartları oluştuğunda filizleniyor. Bu çiçek kendini otuz yıl boyunca hatırlıyor.
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
O dağlarda çiçekten, kokulardan, şakır şakır pınarlardan geçilmez. O dağlar bizim dağımızdır. Dedelerimizin mezarları o dağlardadır. Mezarların hepsinin üstüne sarıçiçekler, unutmabeni, pürenler, öteki çiçekler, bütün açmışlar. Ormanı açmış çiçeklerin kokuları almış. Arılar kokuların içinde sarhoş kanatlarla o çalıdan o çalıya vuruyor.
Sayfa 209 - YKYKitabı okudu
Ve benim sesim edepsizce patladığı zaman bir andan bir ana, günlerin yirmi dört saatleri, belki, koklamaktadır İsa ruhumun unutmabeni çiçeklerini
Gerontolojik psikiyatri kliniğinin önüne unutmabeni çiçeklerinin dikilmesi bir tür şaka mıydı?
Reklam
“Bu ne ?” “Unutmabeni çiçeği. Mavi ve küçücük, senin gibi.” “Benim gibi mi ?” “Hı,hı.”
Sayfa 68 - Gökçen 1: Unutulan Çiçekler / 4. Bölüm
“Adı ne bu çiçeğin, biliyor musun sen ?” “Ne ?” “Unutmabeni çiçeği.” “Unutmabeni mi ?” “Evet.” “Neyi unutuyor ki ? Zaten küçücük.” “Sevenin, sevdiğini unutma ihtimali bu çiçek kadar küçük olduğu içim öyle demişler.”
Sayfa 67 - Gökçen 1: Unutulan Çiçekler / 4. Bölüm
"Adı ne bu çiçeğin, biliyor musun sen?" "Ne?" "Unutmabeni çiçeği." "Unutmabeni mi?" dedi Murathan şaşkın şaşkın. "Evet," dedi annesi elindeki küçük çiçeği kibarca okşayarak. "Neyi unutuyor ki?" diye sordu Murathan. "Zaten küçücük." "Sevenin, sevdiğini unutma ihtimali bu çiçek kadar küçük olduğu için öyle demişler, anneciğim," diye bir açıklama yaptı Neslişah.
Onun olan şeylere çizdiği en sevdiği mavi çiçeklerden. Gökçen'e benzeyen mavi çiçeklerden. Unutmabeni çiçeklerinden.
Sayfa 310Kitabı okudu
Reklam
Batacak mısın, kestiremiyordun. Ona kalbini kırması için gereken tüm izinleri verdiğini düşündün. O şahaneliğe çamurlu ayaklarıyla girip ortalığı savaş alanına çevirmesine. Atını bağladığın tüm ağaçları kökünden sökmesine. Ama bunu sadece onun elinden kedere bile razı olduğun için yapıyordun. Çünkü insanın bazen narin boynunu uzatıp birinin keskin kılıcının önüne, ölüme bile karşı gelemediğini iyi biliyordun. Parmağının ucuyla çarşaftaki izleri takip ettin. Çizgilerin çizildiği anları bulmaya çalıştın kumaşın üzerinde. “Bak, tam şurada sarılmışız”, “Tam şurada öpmüş beni”, “Şurada düğmelerini bulmuş elbisemin.” Yastıkta bıraktığı çukuru kokladın. Bir kitabın arasına kurumaya bırakılmış bir çiçek. Unutmabeni çiçeği. Hiç görmedin, hiç koklamadın, nasıl bir çiçek bilmiyordun. Ama adını seviyordun.
Ne güzelsin ilkbahar
Gerçekten güzel bir gündü, ilk hindiba çiçekleri küçük güneşler gibiydi, ilk papatyalar kar aklığındaydı. Kahverengi fındık ağaçları, yarı açılmış yaprakları, tozuyan, son tırtıl çiçekleriyle dantel gibiydi. Tabak gibi açılmış, sımsıkı yere yapışık, sarı ışıltılı kırlangıçotları her yanda küme kümeydi. İlkyazın koyu sarısıydı bu. Çuhaçiçekleri iyice açılmış, birçokları da solmuştu, sık, dolaşık çuhaçiçekleri utangaçlıklarını yitirmişlerdi artık, sere serpe açılmışlardı. Solgun başaklar gibi tomurcuklanan sümbüllerin yapışkan koyu yeşili bir deniz gibi uzanıyordu, yol kıyısında da unutmabeni çiçekleri göze çarpıyor, hanımküpeleri mürekkep moru bürümcüklerini açıyorlardı, bir çalının dibinde de mavi kuş yumurtalarının kırık kabukları vardı. Dört bir yanda, yaşamın kımıltısı düğüm düğüm tomurcuklar!
Unutmabeni çiçeği
Şişeyi burnuma yaklaştırdım. Mavi çiçek... Büyükannem onlara unutmabeni çiçeği derdi. Bahar mevsiminde oturduğumuz binanın bahçesi bu çiçeklerle dolar.
Sayfa 102Kitabı okudu
"Adı ne bu çiçeğin, biliyor musun sen?" "Ne?" "Unutmabeni çiçeği." "Unutmabeni mi?"dedi Murathan şaşkın şaşkın. "Evet" dedi annesi elindeki küçük çiçeği kibarca okşayarak. "Neyi unutuyor ki?" diye sordu Murathan."Zaten küçücük." "𝐒𝐞𝐯𝐞𝐧𝐢𝐧, 𝐬𝐞𝐯𝐝𝐢𝐠̆𝐢𝐧𝐢 𝐮𝐧𝐮𝐭𝐦𝐚 𝐢𝐡𝐭𝐢𝐦𝐚𝐥𝐢 𝐛𝐮 𝐜̧𝐢𝐜̧𝐞𝐤 𝐤𝐚𝐝𝐚𝐫 𝐤𝐮̈𝐜̧𝐮̈𝐤 𝐨𝐥𝐝𝐮𝐠̆𝐮 𝐢𝐜̧𝐢𝐧 𝐨̈𝐲𝐥𝐞 𝐝𝐞𝐦𝐢𝐬̧𝐥𝐞𝐫, 𝐚𝐧𝐧𝐞𝐜𝐢𝐠̆𝐢𝐦."
“Yavaş oğlum, düşeceksin” diyen annesini hiç umursamadan, okul çantasını kenara fırlatıp koltuğa, annesinin yanına tünedi Murathan. “ bak” dedi elindeki küçücük mavi çiçeği heyacanla göstererek. “Küçücük, anne” Neslişah okula yeni başlayan yedi yaşındaki oğlunun bu haline hafifçe gülüp alnına minik bir öpücük bıraktı. “ nereden buldun sen bunu”
320 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.