Atatürk'ün en büyük arzusu, kendi için düşünebilen, farklı olsalar da birlik olmayı yitirmeyen bir gençlik için temelleri atmaktı. Dindar veya değil, sağcı veya solcu değil, muhafazakar veya liberal değil, onun için insanlarda tek ayrım noktası "ilerici veya ilkel" olup olmamasıydı. Ama dikkat, ilkellik yalnızca inanç baskısı veya yobazlık değildir, çağdaş görünümlü bir ilkel de olabilir, kafası çok iyi çalışan ilkel de. O çocukları kendileri için düşünebilme yetisi ile donatmanın hayati önemi için bu bayramı kurdu. Türk milletine ne zarar geldiyse, kendi için düşünemeyen beyni yıkanmışlar yüzünden geldi. Bu sebeple, Milli Egemenlik, adı üstünde, ancak bağımsız yeni nesiller sayesinde hayatta kalabilir. Türk milleti hep topun ağzına geldiğinde kahramanlara ihtiyaç duymadığı gün, herkes kutuplaşmadan, kavga etmeden, trip atmadan iletişim kurabildiği gün bu büyük adamın ülküsü gerçekleşmiş olacak. Bir de unutmadan ekleyeyim, biliyorsunuz 40 senedir bu ülke sızıntılardan çok çekti, Atatürk'e saygı duymayan, Türk kelimesinden irkilen milliyetçi olamaz. Ancak birilerinin sızıntısıdır o. Zürafa istediği kadar balık taklidi yapsın, denize atın, çabucak boğulur. Ve unutmayalım ki,
Vatanı korumak, çocukları korumakla başlar.
100. Yılımız kutlu olsun, nice 100 yıllara!