536 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"insan açlıktan nasıl ölür? Sessizce, tükene tükene mi? Yoksa bağıra bağıra, sürüne sürüne mi? Bilmezdim. Ama defalarca gördüm. O kadar gördüm ki artık görmez oldum. Zehra 1 bilsem, unutmak bu lisanda kaç hecedir? Böyle mi olacaktı? İçimizdeki hayat ışığı sönmüş değil ama bu gördüklerim yok mu, bunun ağırlığı hiçbir şeye benzemiyor. Hatırlarsın Zehra, son gece akşam soframızda beni vazgeçiremeyecegini anlamış olan Hacıbey, artık yüreklendirmeye dönmüştü ve "korkma, gideni dönerken görmüşler " demişti. Korkmuyordum ki ben, gönüllüyüm. Ne için geldiğimi hâlâ biliyorum ve onun için hâlâ ölebilirim. Ama tek kurşun atamadan, düşmanla yüz yüze gelmeden, ölümüm 1 işe yaramadan, 1 ağaca yaslanarak ölmekten korkuyorum. Sekte-i kalpten, açlıktan, tifüsten, koleradan, bit pire içinde ölmekten korkuyorum. Ben bunlar için gönüllü değildim" Ah o kadar güzeldi ki.. Balkan Savaşlarından başlayıp 1. Dünya Savaşına uzanan bir öykü bu. Neler çekmiş bu millet Allah'ım. Gerçekten insan hayret ediyor bu kadar güzel 1 gökyüzünün altında bunca kötü insan nasıl barınabiliyor? savaşın içinden doğan muazzam 1 aşk kalbimi yumuşacık yaparken, çekilen onca acı kalbimi dağladı. Keşke bitmeseydi dediğim 1 kitap ve keşke bu acılar, bu savaşlar hiç yaşanmasaydı dediğim 1 an daha. İsmail'in dediği gibi: "Zehra unutsam. Gördüklerimi, bu dehşeti, bu mahşeri, CEZALILARI MELEKLER OLAN BU CEHENNEMİ UNUTSAM." Uzun lafın kısası okuyun okutturun vesselam...
Nar Ağacı
Nar AğacıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202127,2bin okunma
Resim