hissizleşmek..
Hiçbir şeye dair hiçbir endişe duymuyorum. İnsan ömrü bir şeyler için endişelenmek için çok kısa..birşeyler öğrenmek, mutlu olmak ve hatta yaşamak istemiyorum.. Sadece var oluyorum.. Varoluşuma anlam veremiyorum.. Bu düşünceler içinde kaybolurken yalnızca mümkünse unutmak değilse, hissizleşmek istiyorum..
Bugünü, dünü unutmak için yaşamak, hiçbir halta yaramadı. Aksine.. Unutulması gerekip de unutulamayanlar, katlana katlana çoğaldı. Meğer önce yarını unutmak gerekiyormuş..
Reklam
“Ama bugünü, dünü unutmak için yaşamak, hiçbir halta yaramadı. Aksine… Unutulması gerekip de unutulmayalar, katlana katlana çoğaldı. Meğer önce yarını unutmak gerekiyormuş.”
504 syf.
10/10 puan verdi
Sevgisizlik insanı yaşatmayabilir ama sevgi gerçekten yaşatır mı, bilmiyorum.” “Yaşam bu. Hangimizin yaşamının nerede, nasıl sona ereceği belli mi?“ “Seni sevmeyi isterdim. Seni sanki ben doğurmuşum gibi, uğruna ölmek istermiş gibi, senin için dünyayı ateşe vermeye hazırmış gibi sevmeyi isterdim. Ama ben yıllardır sevmekten bucak
Osman
OsmanAyfer Tunç · Can Yayınları · 20204,647 okunma
Yeniden yaşamak için, bir lütuf, kendini unutmak ya da bir yurt gerekir. Kimi sabahlar, bir sokağın dönemecinde, yüreğin üstüne çok hoş bir çiy düşer, sonra buharlaşıverir. Ama serinliği kalır ve yürek hep onu ister. Gene yola çıkmam gerekmişti.
Erken Yaşta Yitip Giden Bir Babanın Ardından. . .
Ben onu unutmak olanağına da sahip değildim; birdenbire çekip giderek, onu tanımak zevkinden yoksun bırakmıştı Jean-Baptiste beni. Bugün bile onun hakkında bu kadar az sey bildiğim için şaşkınlık içindeyim. Oysa sevmişti o, yaşamak istemişti ve kendini ölürken görmüştü; bunlar, bir insanın insan olmasına yeter. Ama ailemden hiç kimse onun hakkında merak duymama önayak olmamıştı. Yıllar boyunca, yatağımın üstünde, duvarda, temiz bakışlı, yuvarlak ve dazlak kafalı ve gür bıyıklı, ufak tefek bir subayın resmini görebildim. Annem yeniden evlendiğinde, bu resim ortadan kayboldu.
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
Sayfa 21 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Ama bugünü, dünü unutmak için yaşamak hiçbir halta yaramadı. Aksine... Unutulması gerekip de unutulmayanlar, katlana katlana çoğaldı. Meğer önce yarını unutmak gerekiyormuş... Her doğanın yeni bir güneş olduğuna inanacak kadar unutmak... Her güneşi ilk ve son kez gördüğüne emin olacak kadar unutmak. ‘Bugünkü biraz daha geniş sanki!’ ya da ‘Dünkü güneş daha ovaldi, değil mi?’ diyecek kadar unutmak... Her günü ilk kez yaşıyormuş gibi hissedecek kadar unutmak gerekiyormuş... Ve de bağırmak: ‘Hangi dinde deja vu yok, ben ona inanacağım!’ Ve de susmak: Nerede diriliş yok, ben orada olacağım.
yukarıda birisi piyano çalıyor, uyuyacaktım, ben de bir şeyler yazayım dedim. okuyan okur, yaşlanırdı, insan ilk annemden görmüştüm çiçek yetiştirme sevgisini.. sevgi değil de mahcubiyet de diyebilirim ya da pişmanlıklar. belki de günahlarının tohumlarını ekiyordu insan. kederli bir gülüşü var annemin. sahi kederli bir gülüş ne ola ki? gülmeyi unutmak mıydı kederli bir gülüş, yoksa hiç güldürülmemek mi? yaşayıpta yaşamamak varmış hayatta. hiç yaşamamak daha iyi olsa gerek. insan neden çiçek yetiştirir, neden bu zorunluluğa sokar kendini? göremediği sevgiyi çiçeğe mi göstermek ister.. sahi çiçekler ne zaman yüz çevirir ki insana. çevirmez. kitapta okumuştum, adını hatırlamıyorum. gerçi kitap adlarının ne önemi var ki zaten. ne yapacaksın bu kadar çiçeği anne derdim. az gelirmiş zannedersem o çiçekler. kurur, ölür bakmazsan, onlar da can derdi. sahi can mı onlar, böyle can mı olur? kendisini bir yere bağlı hissederse çiçek mi olmuş olur insan, eninde sonunda kuruyacak mı olmuş olur? herkes çiçeklerin güzelliğinden bahsediyor, ama bir çiçek olmak ne kadar zor bir şey olsa gerek hep bir başkasına muhtaç yaşamak, başkaları için bir araç olmak. sonra da kenara atılmak. bu yazının çiçeklerle bir alakası yoktur.
Ama bugünü, dünü unutmak için yaşamak, hiçbir halta yaramadı. Aksine... Unutulması gerekip de unutulamayanlar, katlana katlana çoğaldı. Meğer önce yarını unutmak gerekiyormuş... Her doğanın yeni bir güneş olduğuna inanacak kadar unutmak... Her güneşi ilk ve son kez gördüğüne emin olacak kadar unutmak. "Bugünkü biraz daha geniş sanki!" ya da "Dünkü güneş daha ovaldi, değil mi?" diyecek kadar unutmak... Her günü ilk kez yaşıyormuş gibi hissedecek kadar unutmak gerekiyormuş... Ve de bağırmak: "Hangi dinde deja vu yok, ben ona inanacağım!" Ve de susmak: Nerede diriliş yok, ben orada olacağım...
168 syf.
10/10 puan verdi
"Bu romanı büyük bestekârımız Eyyubi Bekir Ağa'nın ruhuna ithaf ediyorum" AHT Mahur Türk müziği makamlarının en önemlilerinden biri, Tanpınar'ın romanlarında Ebubekir Ağa'nın, Dede Efendi'nin ve Neşati'nin mahur besteleri geçiyor. “Gittin amma ki kodun hasret ile cânı bile İstemem sensiz olan sohbet-i yârânı
Mahur Beste
Mahur BesteAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20236,3bin okunma
Reklam
Ne tuhaf bir ikilemdi: Yaşadıkça unutmak mümkün değildi ama unutmak için de yaşamak gerekiyordu..
...ama Andy’nin bir türlü anlayamadığı şuydu: iyimserdi o. Her ay, her hafta, gözlerini bu dünyada bir gün daha yaşamak için açardı. Acının her şeyi, hatta unutmak için bunca çabaladığı geçmişini bile bulandırdığı, sildiği günlerde dahi yapıyordu bunu. Anıları diğer bütün düşüncelerini kovaladığında, mevcut hayatına tutunmak, çaresizlik ve utançla öfke krizine kapılmamak için olağanüstü gayret ve konsantrasyon sarf ettiği günlerde dahi. Çabalamaktan yorulduğu, uyanık ve canlı kalmanın muazzam enerji gerektirmesi yüzünden yattığı yerde kalkıp bir daha denemek için sebepler aradığı, tuvalete gidip lavabonun altına zulaladığı kilitli naylon poşetten pamuğunu, jiletlerini, alkollü mendillerini, sargı bezini alıp teslim olmanın çok daha kolay geldiği günlerde bile. En kötü günleri bunlardı.
unutmayı unutmak
Ama bugünü, dünü unutmak için yaşamak, hiçbir halta yaramadı. Aksine... Unutulması gerekip de unutulmayanlar, katlana katlana çoğaldı. Meğer önce yarını unutmak gerekiyormuş... Her doğanın yeni bir güneş olduğuna inanacak kadar unutmak... Her günü ilk kez yaşıyormuş gibi hissedecek kadar unutmak gerekiyormuş. Ve de bağırmak: "Hangi dinde dejá vu yok, ben ona inanacağım!" Ve de susmak: Nerede diriliş yok, ben orada olacağım...
Sayfa 75 - DkKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.