Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
asla hatırlamak istemediğim, ancak unutmak için anlatmaktan başka çaremin olmadığı o kadar çok şey yaptım ki... üstelik bunları da başka şeyleri asla hatırlamamak için yaptım... ama bugünü, dünü unutmak için yaşamak, hiçbir halta yaramadı. aksine... unutulması gerekip de unutulamayanlar, katlana katlana çoğaldı. meğer önce yarını unutmak gerekiyormuş... her doğanın yeni bir güneş olduğuna inanacak kadar unutmak... her güneşi ilk ve son kez gördüğüne emin olacak kadar unutmak. "bugünkü biraz daha geniş sanki!" ya da "dünkü güneş daha ovaldi, değil mi?" diyecek kadar unutmak... her günü ilk kez yaşıyormuş gibi hissedecek kadar unutmak gerekiyormuş...
AN İÇİNDE YAŞAMAK
Müslüman ölümü unutmak için değil tersine ölümün varlığını Allahın emri olarak telakki ettiği için ve onu sürekli olarak bilinç düzeyinde tutabilmek için an içinde yaşar.
Reklam
Bu şehirde içeceksin kardeşim Kederlenip içeceksin Sevinip içeceksin Rakı içeceksin, bira içeceksin, şerbet içeceksin Başka çaren yok elbet içeceksin Mutlaka içeceksin Unutmak için, unutmamak için Sevmek için, sevmemek için Hatta yaşamak için, ölmek için Her şey için içeceksin bu şehirde kardeşim Boza da içeceksin, su da içeceksin Bir gün zıkkımın kökünü bulsan Çaresiz onu da içeceksin
Sayfa 149Kitabı okudu
"Dünyada hiçbir dost, insana kitaptan daha yakın değildir. Sıkıntımızı unutmak, donuk hayatımıza,biraz renk, biraz ışık vermek, daracık dünyamızda bulamadığımız şeyleri yaşamak için, tek çaremiz kitaplara sarılmaktır." Dr. Suud Kemal Yetkin
Şimdi ve burada ilkesi, geçmişte edindiğimiz deneyimlerimiz ya da öğretilerimizi unutmak ve onlardan yararlanmamak ya da geleceği yok sayarak, onun için bir şeyler yapmayarak yaşamak değildir. Asıl olan, şimdiki zamanın içinde yaşamayı sağlamaktır. Sağlıklı insan, şimdiki zamandan ayrılmaksızın, gerekli durumlarda geriye ya da ileriye bakarak şimdide yaşar.
Sayfa 11
Herhangi bir konuda, her hatırlamada aynı ağrıları çekiyor olsak yaşamak dayanılmaz olurdu. Düzeneğimizin bizi koruyan ve kollayan bu şefkatli numarasına bayılıyorum. Yalnız ben bu unutma işinde biraz fazla ileri gitmişim, beynimi unutmak için o kadar acımasızca eğitmişim ki, artık lazım gelen şeyleri de hatırlayamıyorum. Geçmiş bulanık bir nehir gibi içimden akıp gitmiş... Altında kaldığım taşların ağırlığını biliyorum da mevzu tam olarak neydi bir türlü çıkaramıyorum Osman.
İletişim Yayınları
Reklam
♤Müslüman ölümü unutmak için değil, tersine ölümü varlığını Allah'ın emri olarak telakki ettiği için ve onu sürekli olarak bilinç düzeyinde tutabilmek için an içinde yaşar. An içinde yaşamak ona kul olma bilincini duyurduğu ve birazdan öleceği gerçeği bu fırsatı elinden alacağı için anlam taşır.
Bugünü, dünü unutmak için yaşamak, hiçbir halta yaramadı. Aksine.. Unutulması gerekip de unutulamayanlar, katlana katlana çoğaldı. Meğer önce yarını unutmak gerekiyormuş..
Yeniden yaşamak için, bir lütuf, kendini unutmak ya da bir yurt gerekir. Kimi sabahlar, bir sokağın dönemecinde, yüreğin üstüne çok hoş bir çiy düşer, sonra buharlaşıverir. Ama serinliği kalır ve yürek hep onu ister. Gene yola çıkmam gerekmişti.
Erken Yaşta Yitip Giden Bir Babanın Ardından. . .
Ben onu unutmak olanağına da sahip değildim; birdenbire çekip giderek, onu tanımak zevkinden yoksun bırakmıştı Jean-Baptiste beni. Bugün bile onun hakkında bu kadar az sey bildiğim için şaşkınlık içindeyim. Oysa sevmişti o, yaşamak istemişti ve kendini ölürken görmüştü; bunlar, bir insanın insan olmasına yeter. Ama ailemden hiç kimse onun hakkında merak duymama önayak olmamıştı. Yıllar boyunca, yatağımın üstünde, duvarda, temiz bakışlı, yuvarlak ve dazlak kafalı ve gür bıyıklı, ufak tefek bir subayın resmini görebildim. Annem yeniden evlendiğinde, bu resim ortadan kayboldu.
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
Sayfa 21 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ama bugünü, dünü unutmak için yaşamak hiçbir halta yaramadı. Aksine... Unutulması gerekip de unutulmayanlar, katlana katlana çoğaldı. Meğer önce yarını unutmak gerekiyormuş... Her doğanın yeni bir güneş olduğuna inanacak kadar unutmak... Her güneşi ilk ve son kez gördüğüne emin olacak kadar unutmak. ‘Bugünkü biraz daha geniş sanki!’ ya da ‘Dünkü güneş daha ovaldi, değil mi?’ diyecek kadar unutmak... Her günü ilk kez yaşıyormuş gibi hissedecek kadar unutmak gerekiyormuş... Ve de bağırmak: ‘Hangi dinde deja vu yok, ben ona inanacağım!’ Ve de susmak: Nerede diriliş yok, ben orada olacağım.
Meşhur Düşes de Windsor'un pek sevdiği Lady Mendl adında bir ihtiyar hanım vardı. Belki adını duymuşsunuzdur. Çünkü iyimserlikten bahsedildiği zaman onun adını hatırlamamak mümkün olmaz. Çok yaşamış, çok görmüş olan bu ihtiyar kadın, "İnsanın yaşı ne kadar ilerlerse ilerlesin, yaşamak için vakit geçmiş değildir. Daima yeni şeyler öğrenmek istiyorum. Yenileri öğrenince de eskileri unutmak adetimdir. İhtiyar olduğumu hiçbir zaman düşünmem. Bütün yeni cereyanlarla hemen ilgilenirim. Çünkü ben iyimser bir kadınım." der .
Sayfa 117Kitabı okudu
Ama bugünü, dünü unutmak için yaşamak, hiçbir halta yaramadı. Aksine... Unutulması gerekip de unutulamayanlar, katlana katlana çoğaldı. Meğer önce yarını unutmak gerekiyormuş... Her doğanın yeni bir güneş olduğuna inanacak kadar unutmak... Her güneşi ilk ve son kez gördüğüne emin olacak kadar unutmak. "Bugünkü biraz daha geniş sanki!" ya da "Dünkü güneş daha ovaldi, değil mi?" diyecek kadar unutmak... Her günü ilk kez yaşıyormuş gibi hissedecek kadar unutmak gerekiyormuş... Ve de bağırmak: "Hangi dinde deja vu yok, ben ona inanacağım!" Ve de susmak: Nerede diriliş yok, ben orada olacağım...
...ama Andy’nin bir türlü anlayamadığı şuydu: iyimserdi o. Her ay, her hafta, gözlerini bu dünyada bir gün daha yaşamak için açardı. Acının her şeyi, hatta unutmak için bunca çabaladığı geçmişini bile bulandırdığı, sildiği günlerde dahi yapıyordu bunu. Anıları diğer bütün düşüncelerini kovaladığında, mevcut hayatına tutunmak, çaresizlik ve utançla öfke krizine kapılmamak için olağanüstü gayret ve konsantrasyon sarf ettiği günlerde dahi. Çabalamaktan yorulduğu, uyanık ve canlı kalmanın muazzam enerji gerektirmesi yüzünden yattığı yerde kalkıp bir daha denemek için sebepler aradığı, tuvalete gidip lavabonun altına zulaladığı kilitli naylon poşetten pamuğunu, jiletlerini, alkollü mendillerini, sargı bezini alıp teslim olmanın çok daha kolay geldiği günlerde bile. En kötü günleri bunlardı.
unutmayı unutmak
Ama bugünü, dünü unutmak için yaşamak, hiçbir halta yaramadı. Aksine... Unutulması gerekip de unutulmayanlar, katlana katlana çoğaldı. Meğer önce yarını unutmak gerekiyormuş... Her doğanın yeni bir güneş olduğuna inanacak kadar unutmak... Her günü ilk kez yaşıyormuş gibi hissedecek kadar unutmak gerekiyormuş. Ve de bağırmak: "Hangi dinde dejá vu yok, ben ona inanacağım!" Ve de susmak: Nerede diriliş yok, ben orada olacağım...
Sayfa 75 - DkKitabı okudu
982 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.