"Seni unutmak mı! Sen benim benliğimin bir parçasısın; bir parçamsın sen benim. Basit bir işçi çocuk olarak buraya geldiğim ve zavallı kalbimi yaraladığın o ilk günden beri okuduğum her satırda sen varsın. Seni ilk gördüğümden beri baktığım her yerde hep sen varsın; nehirde, gemilerin yelkenlerinde, bataklıkta, bulutlarda, gündüzün aydınlığında, gecenin karanlığında, ormanda, denizde, sokaklarda ... Zihnimde tasavvur edebildiğim tüm o güzel hayallerin vücut bulmuş halisin sen.Londra'nın en dayanıklı binalarının taşları ne kadar gerçekse varlığının üzerimdeki etkisi o kadar gerçek, yarattığın bu etkiyi benden söküp almak da o taşları yerinden sökmek kadar imkansız; nereye gidersem gideyim bu hep böyle olacak. Estella, sen son nefesime kadar benliğimin bir parçası olarak kalacaksın; bu senin engelleyebileceğin bir şey değil; içimde kalmış olan azıcık iyilikte de kötülükte de hep senden bir şeyler olacak. Yine de ikisi arasında bir seçim yapmam gerekirse seni içimdeki iyilikle özdeşleştiririm; seni hep iyi hatırlayacağım çünkü her ne kadar şu an çok acı çekiyor olsam da senin bana yaptığın iyilikler, kötülüklerden çok daha fazladır. Tanrı seni korusun, Tanrı seni bağışlasın!"
Sayfa 522 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
X Arabasına bindiğimiz zaman Prens: -Bakın aklıma ne geldi, dedi, bir yere gidip bir şeyler yesek. Ne dersiniz? -Bilmem ki Prens. Geceleri yemek yeme alışkanlığım yoktur. Sabit, kurnaz bakışını gözlerime dikerek: - Hem yer, hem konuşuruz, diye ekledi. "Anlaşıldı, açık konuşmak istiyor!" diye düşündüm. Benim de istediğim buydu zaten.