Yaşam Fermanınız/3
Travmanın biyolojisi hakkındaki bölümlerde, travmanın ve terk edilmenin kişilerin, keyfin ve rahatlığın kaynağı olan ve hatta ilgiye ve beslenmeye ihtiyaç duyan bedenlerinden nasıl koptuğunu görmüştük. Bedenimize güvenlik ya da uyarılar konusunda güvenmediğimizde, fiziksel heyecanların etkisi altında kaldığımızda, kendi bedenimizde ve bunun uzantısı olarak dünyada güvende hissetme kapasitemizi yitiririz. Dünya haritaları travma, istismar ve ihmal temelli olduğu sürece, insanlar unutmak için kısa yollar arama eğilimindedir. Reddetme, alay etme ve yoksunluk yaşayacakları beklentisiyle, başarısızlığa uğrama korkusuyla yeni seçenekler denemek konusunda tereddüt yaşarlar. Bu deneyimlerin eksikliği, insanları korku, yalnızlık ve yetersizlik matrisinde tuzağa düşürmektedir, bu noktada temel dünya görüşlerini değiştirecek yeni deneyimleri kabul etmeleri imkansızdır."
Sayfa 305 - Nobel Yaşam YayıncılıkKitabı okudu
Büyük Umutlar
"Bir haftaya kalmadan unutursun beni; aklına bile gel­mez olurum." "Seni unutmak mı? Sen benim benliğimin bir parçasısın; bir parçamsın sen benim. Basit bir işçi çocuk olarak bura­ya geldiğim ve zavallı kalbimi yaraladığın o ilk günden beri okuduğum her satırda sen varsın. Seni ilk gördüğümden beri baktığım her yerde hep sen varsın; nehirde, gemilerin yelken­lerinde, bataklıkta, bulutlarda, gündüzün aydınlığında, gece­nin karanlığında, ormanda, denizde, sokaklarda. Zihnimde tasavvur edebildiğim tüm o güzel hayallerin vücut bulmuş halisin sen."
Reklam
“ : Yalan dünyaya kanmayın " ;
“ : Su misali değilmiy di bu yaşadığımız hayat ve de için de bulundu'ğumuz yalan dünya ve yalan sevgiler herkez herkezi kandırır olmuş seni seviyorum sözleriyle öyle işte bu yalan dünya da her kezin unuttuğu tek bir şey var oda geçici olduğumuz unutmak Ben HEMHAL kendi halinde biriyim işte ... !!!
Hemhal
Hemhal
Unutmak, hatırlamamak değildir.
Yavaş yavaş unutmaya başladım geçen gece seni. Gözlerin yavru ceylan bakışları kadar güzel değildi artık. Saçlarının rengini, boyunu, yüzündeki gamzeni, omzundaki çukuru, ellerinin üzerinde maziden kalma o eski yarayı hâlâ hatırlıyorum. Ama bir bütün olarak yoksun. Seni içimde öldürdüm ve göğüs kafesimin tam ortasına gömdüm. Şimdi değil, ama bir gün hatırlayacaksın. Yaşarken ölmek can yakıcıdır. Öğreneceksin.
"bilinçli olarak bilinçsizlik yaratmak"
Bilmek ve bilmemek, dikkatle kurgulanmış yalanlar söylerken tüm doğruların bilincinde olmak, birbirini yalanlayan iki görüşe aynı anda inanmak, birbirleriyle çeliştiklerini bilmek ve ikisini birden kabul etmek; mantığa karşı mantık kullanmak, ahlaklılık iddiasında bulunurken ahlak tanımazlık yapmak, demokrasinin imkânsız olduğuna ve Parti'nin demokrasinin bekçisi olduğuna inanmak; unutulması gereken her şeyi unutmak, sonra ihtiyaç olduğu anda tekrar belleğine çağırmak, sonra bir anda yeniden unutmak: Hepsinden öte, aynı süreci sürecin ta kendisine uygulamak. Nihai incelik buradaydı: Bilinçli olarak bilinçsizlik yaratmak, sonra daha demin gerçekleştirdiğiniz hipnoz eylemine dair bilincinizi tekrar yitirmek.
“Bir ailem vardı ama hiç güvende ve mutlu hissetmiyordum kendimi. Uçmasına hiç müsaade edilmemiş, güçlükle kırdığı yumurta kabuğunun içinde bekleyip duran, kanatları ne yazık ki felç kalmış yavru bir kuştan farksızdım. Kendi başına eli yüzü düzgün işler başarabilen, bunun keyfini süren, başkasına da faydası dokunan bir insan olmak istiyordum. Ne var ki yaşadığım çevre tarafından zayıflatılmıştım. Doğamda uçmak olduğunu bile unutmak üzereydim.”
Reklam
İnsan babasını seçemez. İnsan ailesini seçe­mez. İnsan onlar yüzünden çekeceği acıları da seçemez. As­lında insan hiçbir şeyi seçemez ama seçemedikleri arasında en çok bunlar üzer onu. O yüzden en iyisi unutmak ve çekip gitmektir.
Sayfa 168Kitabı okudu
ELAGÖZLÜM
… İşte günlerden bir gün Elâgözlüm, Yeni bir başlangıçla bitecek ömrümüz. Amenna ve Saddakna, Bari hoşça geçse günümüz… Hangisine tasa edeceğiz, şaştık. “Ölüm derdi, kalım derdi” derken Dimyata pirince giden misali,
Bir şeyleri ve kendini unutmak için kendini ölesiye yormaktan daha iyi bir yol yoktur.
Sayfa 65 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okuyor
ANMAK UNUTMAK İki tür nokta var Biri önüne ve ardına bakar, Biri ardına bakmaz, Ardını noktalar.
Reklam
Ah evet, başkalarının acısına tanıklık etmek! Oturup birbirine anlatmak, televizyon ekranına yapışacak gibi izlemek, gazetelerin üçüncü sayfasını neredeyse gözüne yapıştırarak okumak, acının en küçük ayrıntısını dahi bilmeye çalışmak, kendi acılarını unutmak için her türlü çabayı ortaya koyarken başkalarının acılarından keyifli bir yemek sonrası muhabbeti çıkarmak... Başkalarının ölümlerinden, başkalarının amansız hastalıklarından, örtülü bir hazla, yalancıktan ifadelerle sohbete renk katmak... Bunları biliyorum ama fikrimi değiştirmiyorum. Anlatmak istiyorum sadece.
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
"Bu kitap zihinsel hastalığı olan ve kendinde yardım alacak gücü bulanlara adanmıştır." psikiyatrist yazar Gary Small hastaların anılarını koruma konusunda yardımcı olurken, birçoğunun da unutmak istediği anıları olduğunu ve bu anıların ardında çözümlenmemiş psikolojik sorunlar, kişinin gerçeklikten kaçmasına neden olan aşılamamış
Bir Psikiyatristin Gizli Defteri
Bir Psikiyatristin Gizli DefteriGary Small · NTV Yayınları · 201630,1bin okunma
Sen güzelliğinin her şeyi fethettiği zamanlardasın ve ben hangi yanıma değsen o yandan ağrıyorum. Güzellikten doğan aşka yaslanarak her şeyi unutmak, senden gayrini geride bırakmak isterdim. Fakat ne mümkün! Ne zaman unutur gibi olsam olmuyor. Unutmak istediğim şeyin tam ortasındayım.
Sayfa 393
Unutmak istemediğim bir an bırakmak istiyorum buraya, arada bakar mutlu olurum diye. Ders sonuydu, boykot yıllarını konuştuk sonra Filistin'i sonra Ebu Talib mahallesini sonra Refah sınır kapısını. 10 yaşındaki çocuklarımdan biri geldi sarılabilir miyim öğretmenim dedi. Bunu genelde kız çocukları yapar, sebepsizce sarılır giderler. Örgüleri dolanır ellerime. Bu kez gelen Fatih idi. Sebepsizce geldi, sıkıca sarıldı, bir makas aldırdı ve gitti. Bu meslek yıllardır benim gözlerimi dolduruyor. Şükrünü edadan acizim biliyorum Allah'ım. Affet.
328 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Ömer Zülfü Livaneli'nin kalemi mükemmel ve ötesi. "Mutluluk" adlı kitabında konu olarak töreye çok değinilmiştir. Kadınların haksızlığa uğradığı ezildiği bir yaşamı Meryem adlı karakter taşımaktadır. Meryemin yaşadığı olayları iliklerime kadar hissettim boğazıma bir yumruk oturdu. En çokta canımı yakan şey günümüzde hala devam etmektedir töre geleneği namus diye adlandırdıkları kavram yüzünden onca kızlar ya intihar etmeye mecbur bırakılıyor ya da öldürülüyor. Meryem 17 yaşında öz amcası tarafından tecavüze uğrar. Amcası tarafından tecavüze uğradığını kimseye söylemez amcasının oğlu Cemal askerden dönünce Meryemin öldürülme emri ona verilir. Verilen emri yerine getiremeyen Cemal zamanla Meryeme aşık olur ve tüm gerçeği öğrenir ama inanmak istemez.Roman bundan ibaret değil çok şey var noktasından virgülüne kadar her ayrıntı kafama kazındı ömür boyu unutamayacağım bir roman oldu. Meryem, Cemal, Prf. İrfan sizleri unutmak mümkün olmayacak... Ayrıca romanı bitirdiğim gibi Mutluluk adlı filmi izledim. Film ve kitap arasındaki fark Meryem Cemale değil başkasına varır.. Filmde amcası sonunda ölüyor çok şükür:))
Mutluluk
MutlulukZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi Yayınları · 202136,1bin okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.