Hasan ansızın: "Birazcık dinlen dede! Şimdi biraz dinlen, akşam olunca bize hikâyeyi tamamlarsın" dedi. "İstirahat vakti geçti bitti Hasan. Dinle evladım dinle; belki günün birinde bu hikâyeyi çocuklarına anlatırsın." Bizim köyde "Ruhun hâlaveti" lezzeti derler. Bu ifadeyi çok duymuşumdur. Manasını da bildiğimi zannederdim. Ama o gün ne demek olduğunu kavradım. Emin'le çocukların Beyrut'a dönmelerinden sonra, amcam benimle Tantûra, babası, annesi ve erkek kardeşinden başka bir şey konuşmadı. Uzun uzadıya bana çocukluğunu anlattı. Ayrıntılara dalıyordu. Babamla yolculuk hakkında anlaşmazlık yaşadıkları günü yeniden anlatmaya girişinceye kadar sözü uzattı. Ve Sayda'dan kadın ve çocukları almak üzere geri döndüğü gün babamın ona silah doğrulttuğu günü. "Bizimle beraberdin Rukayye. Sen de şahitsin, unuttun mu?" soruyordu. "Unutmadım amcacım" demiştim. Buna rağmen ben, "Unuttum" demişim gibi olan biten ne varsa yeniden anlatıyordu. Her defasında sözü aynı ifadeyle bitiriyordu. "Erkek kardeşim beni anlamadı. Bana öfkelendi. Ben onla vedalaşamadan çekti gitti. Köye gizlice gittiğim her defasında anamın babamın kabrini ziyaret ederim de; onun mezarının yerini bilmem ki gidip barışayım, gönlünü alayım." Amcam ağlıyor. Yerimden kalkıp yatağına baş ucuna oturuyorum. Omuzlarına vurup onu teskin ediyorum. Sonra göç etti.
Sayfa 154Kitabı okudu
Unutmadım aramızdaki beceriksiz dili. Dünya yordu bizi. Benim de söyleyemediklerim var. Hiç söyleyemeyeceğim onları belki de. Uzun bir yolu geliyoruz seninle, yolu, geldikçe anlıyorum ki, biz, bu dünya üzerinde yürüyemiyoruz bile. o büyük ve muazzam zamanda unuttum Kanatlarım çok oldu üşüyor benim Bu beyaz ıssızlıkta göğsüme düşüyor Bu yüzden eğik boynum. Bir kuşun anısı kalmış bende, saklı Bundan gözlerimdeki kayalık, İçimdeki serseri buzullar Dürtme içimdeki narı Üstümde beyaz gömlek var... Birhan Keskin
Reklam
“Garip kaderime gülümsedim; aynaya bakarak tabii. Tatlı bir gülümseme. Eski neşemi kaybetmediğimi göstermek için. Sonra durgunlaştım. Neden? Unuttum. Dur, hayır; unutmadım. Yalnız kaldıkça, yalnız kalmaktan korktukça…”
Öyle bir geçer zaman ki
Hiçbirinizi unutmadım ve hepinizi unuttum. Hoşgeldiniz, güle güle.
Canım sevgilim, Burası bir akıl hastanesinin 4. katı. Kusura bakma gözyaşlarıyla yazıyorum bu mektubu. Yer yer dağılıyor mürekkep.. 'Unuttum seni' demişsin aklım hala orada. Sana kendimi hatırlatmak istiyorum bu mektupta. Ben hayalinle yaşayan, Seni toprağın altında unutanlara inat, Ankara'ya kar ilk yağdığı gece sırf üşürsün diye
Çocukluğumu unuttum. Unutmak bir yalanlamadır , en yalnız zamanlarımda kendime bir bir anlattığım. Aslında hiç­birini unutmadım, sakladım. Çocukluğumu ve o günlerle bir­likte taşıdığım herşeyi değerli bir sandık gibi kalbime çiviledim.
Sayfa 22 - Yaşadığımız YerlerKitabı okudu
Reklam
140 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.