Didem Madak
İnsanlar öldüler, hep öldüler, bir gün öldüler Anlaşılmaz! Gecenin çekmecesinde unutuldular sonra Bir inci kolye gibi dağılmış boncukları. Belki bir gün balkona çıkar Blok flütle çocuk şarkıları çalarım “Dostluğun biz sevgisiyle toplanırız burada” Sizler, bizler, ne bileyim herkesler… İnsanlara uyanmalarını kim söylüyor Füsun Kim sabah oldu diyor onlara? Bana artık büyü diyorlar Bütün renkleri mezun etmişler hayatlarından Karanlığa emekli öğretmenler gibi sanki insanlar. Bilirsin işte Füsun gidişinden bu yana Hüzün sektöründe bilfiil yirmi üç sene görev yaptım! İnfaza götürürken bari üstbenlerim Gözüme bir gökkuşağı bağlasalar. Bir gece kalkıp bütün ışıkları yakacağım Füsun Şiirime ışıktan bir nokta koyacağım!.. |Didem Madak - Pulbiber Mahallesi
insanlar öldüler, hep öldüler, bir gün öldüler anlaşılmaz! gecenin çekmecesinde unutuldular sonra bir inci kolye gibi dağılmış boncukları. belki bir gün balkona çıkar blok flütle çocuk şarkıları çalarım ''dostluğun biz sevgisiyle toplanırız burada'' sizler, bizler, ne bileyim herkesler... insanlara uyanmalarını kim söylüyor füsun kim sabah oldu diyor onlara?
Reklam
İşte biz böyle harb ettik. Bir çoğumuz öldü. Ovalarda, dağ eteklerinde, ıssız çöllerde, yurttan uzaklarda, çok uzaklarda, taşsız, mezarsız unutuldular. Birçoğumuz yaralı, hasta, ayaksız, kolsuz, yarım vücutla yabancı memleketlerde sürünerek ulu Tanrı'dan imdat bekliyoruz. Yurtta kalmış yavrularımızı, ak sakallı babalarımızı, analarımızı, kızlarımızı Kızıllar hayvan vagonlarına doldurarak uzak, vahşi Sibirya ormanlarına sürüyorlar. Bir millet düşman kamçısı altında 'Vatan! Vatan' diye inleyerek mahvoluyor.
"İşte biz böyle harb ettik. Birçoğumuz öldü. Ovalarda, dağ eteklerinde, ıssız çöllerde, yurttan uzaklarda, çok uzaklarda, taşsız, mezarsız unutuldular. Birçoğumuz yaralı, hasta, ayaksız, kolsuz, yarım vücutla yabancı memleketlerde sürünerek ulu Tanrı'dan imdat bekliyoruz. Yurtta kalmış yavrularımızı, ak sakallı babalarımızı, analarımızı, kızlarımızı Kızıllar hayvan vagonlarına doldurarak uzak, vahşi Sibirya ormanlarına sürüyorlar. Bir millet düşman kamçısı altında 'Vatan! Vatan' diye inliyerek mahvoluyor."
Sayfa 117 - Ötüken Yayıncılık
İnsanlar öldüler, hep öldüler, bir gün öldüler Anlaşılmaz!Gecenin çekmecesinde unutuldular sonra Bir inci kolye gibi dağılmış boncukları.
İşte biz böyle harb ettik. Birçoğumuz öldü. Ovalarda, dağ eteklerinde, ıssız çöllerde, yurttan uzaklarda, çok uzaklarda, taşsız, mezarsız unutuldular. Birçoğumuz yaralı, hasta, ayaksız, kolsuz, yarım vücutla yabancı memleketlerde sürünerek ulu Tanrı'dan imdat bekliyoruz. Yurtta kalmış yavrularımızı, ak sakallı babalarımızı, analarımızı, kızlarımızı Kızıllar hayvan vagonlarına doldurarak uzak, vahşi Sibirya ormanlarına sürüyorlar. Bir millet düşman kamçısı altında "Vatan! Vatan" diye inleyerek mahvoluyor
Reklam
"İnsanlar öldüler, hep öldüler, bir gün öldüler Anlaşılmaz! Gecenin çekmecesinde unutuldular sonra Bir inci kolye gibi dağılmış boncukları. Belki bir gün balkona çıkar Blok flütle çocuk şarkıları çalarım ''Dostluğun biz sevgisiyle toplanırız burada'' Sizler, bizler, ne bileyim herkesler... İnsanlara uyanmalarını kim söylüyor füsun Kim sabah oldu diyor onlara?"
Didem Madak
İnsanlar öldüler, hep öldüler, bir gün öldüler anlaşılmaz! gecenin çekmecesinde unutuldular sonra bir inci kolye gibi dağılmış boncukları. belki bir gün balkona çıkar blok flütle çocuk şarkıları çalarım ”dostluğun biz sevgisiyle toplanırız burada” sizler, bizler, ne bileyim herkesler…
Mücahitler, özgürler nerede? Muzaffer Filistin'in savaşçıları nerede? Kabirlerde şehit mi oldular? Yoksa esirliğin zindanlarında unutuldular mı?
İnsanlar öldüler, hep öldüler, bir gün öldüler anlaşılmaz! gecenin çekmecesinde unutuldular sonra bir inci kolye gibi dağılmış boncukları.”
Reklam
Yıkılanlar oldu bu sıra Korku Çürümüş bir beyin olarak Kafalarda yatarken Dağ başlarında kurşunlandılar Doğan bir çocuğa armağan oldu adları Unutuldular Korkuları unutulmadı.
Sürdük geceye yıldızları Işıktan yollar döşedik Ve damla damla erirken yıldızlarımız Toprak damlı evlerde umut sönerken Başladık yeniden güneşten döllenmeye Issız bir acıya bin süngü birden batarken. Yıkılanlar oldu bu sıra
Resim